Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We found this

We found this перевод на турецкий

2,322 параллельный перевод
Better we found this out now, hey?
Bunu şimdi anlamamız daha iyi oldu, hey?
And we found this.
Bir de bunu bulduk.
We found this in the cave, sir.
Bunları mağarada bulduk, efendim.
We found this below decks.
Bunu alt güvertede bulduk.
We found this.
Bunu bulduk.
We found this in his stuff.
Bunu eşyalarının arasında bulduk.
See, we found this on D-Rott.
D-Rott'un üzerinde bunu bulduk.
We found this photo in Price's apartment.
Bu fotoğrafı, Price'ın dairesinde bulduk.
We found this photograph during a search of the defendant's apartment.
Bu fotoğrafı davalının evinde yapılan aramada bulduk.
We found this invoice in the bathroom.
Bu faturayı banyoda bulduk.
We found this sitting on top of a rock.
Bunu bir kayanın üstünde bulduk.
We do not know why we found this person.
Bu kişi üzerinde neden bu kadar çok durduk bilmiyorum.
Then we found this.
Sonra bunu bulduk.
We found this mash of - - I don't know - - meat, blood.
Sanırım et ve kan karışımıydı.
Then we searched Daniella's locker. We found this.
Lakin, Daniella'nın dolabını açınca bunu bulduk.
In the process, we found this surveillance shot of Donner entering a restricted area just before his confrontation with Lauren Ross.
Bu süreç içinde, Donner'ın Lauren Roos'la karşılaşmasından hemen önce yasak bölgeye girerken görüldüğü bu görüntüyü bulduk.
Detective, we found this blue contact lens in the trap in the bathroom sink.
Detektif, banyo deliğinde mavi kontak lens bulduk.
My father went as far as saying it was possibly an advanced civilization, but we can't know for certain until this library is found.
Babam, bunların muhtemelen gelişmiş bir medeniyete ait olduklarını söylemişti, ancak kütüphane bulunana kadar emin olamayacağımızı söylüyordu.
We found out on the Twitter that he landing here at this airport today!
Twitter'dan onun bugün bu havaalanında olacağını öğrendik.
So we found ourselves a one-of-a-kind, in this country, Lamborghini.
Bu ülkede, türünün tek örneği olan bir Lamborghini bulduk.
He was wearing this when we found him.
Bulduğumuzda bunu giyiyordu.
He was wearing this when we found him.
- Onu bulduğumuzda üzerinde bunlar vardı.
Finn, I know you don't want to hear this, but I think we should cut our losses and bring this fella back to where we found him.
Finn, bunu duymak istemeyeceğini biliyorum ama sanırım bu arkadaşı bulduğumuz yere geri götürerek bu işten sıyrılmalıyız.
This we found out later.
Bunu sonradan öğrendik.
I found this after we hang up
Telefonu kapadıktan sonra bunu buldum.
We pray that the path to goodness may yet be found... amongst all this suffering and confusion and violence.
Karışıklık ve şiddet sırasında doğru yolu bulmak için dua edelim.
This is just some stuff we found.
Bunları yerden bulduk. Öyle değil mi çocuklar?
/ Captain, this is Team A, / we cleared the top five floors / and found no sign of the suspect.
Komiser, burası takım A ; 5.kata kadar aradık, ama şüphelinin izine rastlayamadık.
Now, it includes foods that are found in the basic four food groups, because we are concerned about the total daily needs, and this is a part of it.
Dört temel gıda grubunda bulunan besinleri içeriyor, çünkü günlük toplam ihtiyacımızla ilgileniyoruz ve bu onun bir parçası.
The fact that we found him dead with a toilet brush in his mouth... There's also this.
Onu ağzında tuvalet fırçasıyla ölü bulmamızın dışında bir de bunu bulduk.
I hate to mention this, but... The area in which we found Michelle's body is known for crack and heroin.
Bahsetmekten nefret ediyorum ama Michelle'in cesedini bulduğumuz yer, eroin ve taş kokain yeri olarak bilinir.
So, we found another piece of this, I don't know, shiny string.
Bu parlak ipten bir tane daha bulduk.
I... well, brick... found this web site with a lawyer who will take our case for 29 bucks, and I'm pretty confident we would win.
Brick, 29 dolara bizim davamıza bakacak bir avukat buldu. - Ve kazanacağımıza eminim.
Your mom and I found this ticket stub, and we are very disappointed...
Kalıntılarını bulduk ve kalbimizi çok- -
Now, this is the glass thread we found in the victim's fractured mandible, and this... this is the thread we found in the mold.
Şimdi, bu kurbanın çene kemiğinde bulduğumuz cam iplikleri ve bu da küfte bulduğumuz iplik.
All of the bugs that we found on the pot leaves, they all ingested this food gel that's used by reptile breeders.
Cigaralık yapraklarında bulduğumuz böceklerin hepsi sürüngen besleyicilerde kullanılan besin jelini yemişler.
This is the footage from the hidden camera we found in the tree.
Ağaçta bulduğumuz gizli kamera çekimi bu.
When we found out that our baby has a 25 % chance of being born blind, Vincent, he gave me this list of other things that have a one in four chance.
Bebeğimizin % 25 ihtimalle kör doğabileceğini öğrendiğimizde Vincent, bana, diğer % 25 ihtimallerin listesini verdi.
Dispatch, this is One-Lincoln-40, we found the bomb on 55th and 11 th.
Dikkat, burası 1 Lincoln 40. - 55. ve 11. Cadde bölgesinde bombayı bulduk.
We're seeing if tech can enhance the image, but we found no connection between this Harley and the pizza joints.
Teknik ekibin görüntüyü büyütmesini bekliyoruz. Ama Harley ile pizzacılar arasında bir bağ bulamadık.
But we also found this.
Ama şunu da bulduk.
Guess what we found when We went diving this morning?
Bu sabah dalmaya gittiğimizde, ne bulduğumuzu tahmin edemezsin.
We understand you found something unpleasant this morning?
Bu sabah hoş olmayan bir şey bulmuşsunuz sanırım?
Ice cream truck driver, we found him this morning all shot up down on Kedzie.
Dondurma arabası vardı. Bu sabah Kedzie'de vuruldu.
We had a policeman go to your shed this afternoon. And I am afraid we found the stolen money.
öğleden sonra bir polis sizin kulübenize gitti ve parayı orada buldu
We found boxing gloves signed by you at the councilman's house and at the D.A.'s, along with this picture of you and the D.A.'s kid.
Adamın evinde senin tarafından imzalanmış boks eldivenleri bulduk. Savcının evinde, savcının oğluyla olan fotoğrafını bulduk.
You find some uranium? The man that we, we just found murdered in this room, I, I just saw him taking pictures of a girl that he had...
Az önce odadaki öldürülmüş adam onu, bir kızın resmini çekerken gördüm.
This is how we found it
Burayı böyle bulduk.
This is exactly where we found the body.
Burası tam olarak cesedi bulduğumuz yer.
This is the only, uh, trace evidence we found.
Bulduğumuz tek kanıt.
This is the material we found above the wrist. It's cigarette ash.
Dirseğinin üstünden bulduğumuz bu materyal bir sigara külü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]