Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We need to leave

We need to leave перевод на турецкий

599 параллельный перевод
I think we need to leave right now.
Bence derhal burdan ayrılmalıyız.
We need to leave now. Not before our people get back.
İnsanlarımız dönmeden olmaz.
- I think we need to leave this alone. - No, no, no, no, Nate.
Bence buna bulaşmamalıyız.
- Lara, we need to leave now!
- Lara, hemen gitmek zorundayız.
We need to leave now.
Hemen gitmeliyiz.
I'll go out, John, but we need to leave the building.
Seninle çıkarım ama binadan ayrılmamız gerekiyor.
55 minutes until we need to leave orbit, commander.
Yörüngeden ayrılmamıza 55 dakika var.
Please, we need to leave now.
Lütfen, hemen gitmemiz lazım.
- We need to leave in 10 minutes.
On dakika içinde çıkmalıyız
We need to leave.
Ayrılmalıyız.
Do we need to leave?
- Girişteyiz. Buradan ayrılalım mı? - Hatta kalın.
We need to leave.
Bırakmak zorundayız.
And we need to leave it at that.
Ve onu daha fazla deşmemeliyiz.
No, we need to leave sooner than that.
- Yarın gideceğiz.
- We need to leave!
- Gitmemiz gerek!
We need to leave it in the hands of the authorities.
Söz konusu olan bir insanın hayatı... ve bunu yetkililerin eline bırakmamız gerekiyor.
We need be in no hurry to leave.
Geri dönmekte pek acelemiz yok.
Oh, I'd like to leave this list of things we need, Miss.
İhtiyaçlarımızın listesini size bırakmak istiyorum, Hanımefendi.
The point is... we need an immediate return to the ship and I suggest we leave at once.
Ama derhal gemiye dönmemiz lazım.
- but we'll need some of your fuel. - Leave that to Moran.
• Biraz yakıta da ihtiyacımız olacak • Bunu Moran'a bırak.
We'll need a transport pass to leave the city.
Şehirden çıkmak için geçiş kartına ihtiyacımız var.
We have to leave here and we need your help.
Buradan gitmeliyiz ve yardımına ihtiyacımız var.
We need you to leave now before it gets worse.
Daha da kötü olmadan.
All we need to do is to get our friends and leave.
Tüm istediğimiz arkadaşlarımız alıp ayrılmak.
When we leave'audet IX, I'm going to need that power.
'audet IX'dan ayrılır ayrılmaz, warp gücüne ihtiyacım olacak.
If this were our own place, we wouldn't need to leave.
Eğer burası kendi ülkemiz olsaydı, terk etmememiz gerekirdi.
Well, why don't we leave your bike here... and I'll get you to where you need to be double-quick on the back of mine?
Peki, neden bisikletini burada bırakmıyoruz ve ben seni gideceğin yere iki kat hızlı götürmüyorum?
Until there's something they really need to know, can't we leave them as they are?
Gerçekten bilmeleri gereken bir şey olana kadar oldukları gibi bırakamaz mıyız?
There are things I need to do before we leave Meridian.
Meridian'dan ayrılmadan önce yapmam gereken şeyler var.
- We don't need you talking to her. - Leave us alone.
- Onunla konuşmanı istemedik.
We need to leave Dahkur.
Dahkur'dan gitmemiz gerek.
We just need one of them to leave the room.
Birinin odadan çıkması yeterli olur.
Captain, we need to make a class-2 inspection of your cargo before we can allow you to leave the station.
Kaptan, istasyondan ayrılmadan önce 2. derece yük denetimi yapmamız gerekiyor.
We leave money at the door the thief So you do not need to steal.
Düşünüyorum da, belki kapının önünde hırsızın alması için bir miktar para bırakmalıyız. Böylece artık içeri girmesine gerek kalmaz.
Once we all leave, we have needs that are going to need to be filled by people, physically, at times.
Buradan ayrıldığımızda, hepimizin tatmin edilmesi gereken bazı ihtiyaçları olacak. Yani fiziksel ihtiyaçlar.
Edith, I need to go over a few more things with you before we leave.
Edith, ayrılmadan önce seninle birkaç konuyu daha gözden geçirmeliyiz.
We just need to do a little work on it, and they ´ ll leave us alone.
Sadece biraz üzerinde çalışmamız gerekiyor, ki bizi rahat bıraksınlar.
The Borg didn't leave us much to work with, but we didn't need much, just a little ingenuity.
Borg bize çalışabileceğimiz fazla bir alan bırakmadı, ama çok fazla yere ihtiyacımız yok, sadece biraz ustalığa ihtiyacımız var.
They lead us somewhere in the orion star system three million light years away, so we'll need to leave by Friday.
3 milyon ışık yılı ötede Orion yıldız sistemini gösteriyor, o nedenle Cuma ayrılmalıyız.
According to Dr. Harmon, Hera doesn't leave the area after the killing. We need to look around.
Doktor Harmon'a göre, Hera öldürdükten sonra cinayet mahallini terk etmezmiş.
Before we leave, there's something I need to talk to you about.
Gitmeden önce, konuşmak istediğim bir şey var..
We need the Captain's permission to leave Voyager.
Voyager'dan ayrılmak için Kaptan'dan izin almalıyız.
Cordelia, I hate to leave you, but we need to get some footage before dark.
Cordelia, seni bırakmak istemem ama hava kararmadan çekim yapmalıyız.
From now until you leave, we need to find a more peaceful atmosphere.
Şu an, siz gidene kadar, Daha barışçı bir atmosfer bulmamız lazım.
Megan, I need you to breathe and calm down and stop crying, so we can leave now.
Megan, nefes alıp, sakinleşip... ağlamayı kesmelisin ki gidelim. Tamam mı?
- We need you to leave.
- Nerede olduğunu söyle.
We need a room a couple of hours to make phone calls, then we'll leave.
Herneyse, bize birkaç saatliğine bir oda lazım. Telefon falan etmek için...
- Actually, no. Leave this to me. We need a motor tractor and some heavy-gauge chains.
O zama ben gidip traktörya da onun gibi bir şey bulmaya çalışayım, sen buradakal.
There's no need to call the manager, because we were just about to leave.
Müdürü aramana gerek yok. Biz de tam gitmek üzereydik.
OK, so, anything we need to know before you leave?
Tamam, siz gitmeden önce bilmemiz gereken bir şey var mı?
Before we leave, you need to shave your genital region.
Gitmeden önce cinsel bölgeni traş etmen gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]