You know that too перевод на турецкий
1,843 параллельный перевод
I know that you feel it, too.
Senin de hissettiğini biliyorum.
I understand that, too. You can ask me anything you wanna know, anything at all.
Bana ne istersen sorabilirsin neyi bilmek istersen.
Well, that's too bad. I know you wanted this to help you move up.
Bunu yükselmek için ne kadar çok istediğini biliyorum.
You know the answer to that, too.
Bunun cevabını da biliyorsun.
It was in your diary too.How can you possibly know that?
- Sizin de günlüğünüzde var. - Bunu nasıl bilebilirsin?
But we both know that would be bad for you, too.
Bunun ikimiz içinde kötü olacağını biliyoruz.
You know what? That guy was too young for you.
Biliyor musun, o herif senin için çok gençti.
I know that he's too old for you, that he probably hits on every girl that comes to this resort, and, at best, he's just trying to hustle you into taking more windsurfing Lessons.
Senin için fazla büyük olduğunu, muhtemelen tatil köyüne gelen her kıza asıldığını ve sadece seni birkaç rüzgar sörfü dersi daha almaya ikna etmeye çalıştığını biliyorum.
It is too stressed for someone used to a partner that only tells him she loves him and he's the best in you know what.
Onu hep sevdiğini ve bilirsin o işte en iyisi olduğunu söyleyen bir partnere sahip olmak çok stresli
You know that I like you too.
Seni sevdiğimi biliyorsun.
But I think you should know that it's really hard on Naomi, too.
Ama bunun Naomi için de zor olduğunu bilmelisin.
He doesn't tell me anything, and I'm too smart to ask. You know that.
Bana bir şey anlatmaz, ben de sormayacak kadar akıllıyım.
Because I know in my heart that Harry is innocent and I think you know it too.
İçten içe onun masum olduğunu biliyorum, siz de biliyorsunuz.
I'm not trying to judge you or anything because I was there in college, too, and I dated my fair share of creeps, and that is why I know Hunter Jennings is a bad guy.
Seni yargılamıyorum çünkü ben de okuldaydım ve payıma düşen kötü adamla çıktım. Bu yüzden Hunter Jennings'in de kötü adam olduğunu biliyorum.
Did you know that Kelso stayed in the Bahamas too?
Kelso'nun Bahamalar'da kaldığını biliyor musun?
I don't know, I just, you know, I think that guns make things too easy.
Bilmiyorum. Sadece...
Yeah, well, you know, that's funny, because my last relationship didn't work... because I was too young, bald, athletic...
Biliyor musun, bu tuhaf, çünkü son ilişkim çok genç, kel ve atletik olduğum için yürümedi.
That's making me crazy too, because I know how much I hurt you, and I know that you hate me for leaving.
Ki, bu da beni deli ediyor. Çünkü seni ne kadar incittiğimi biliyorum ve gittiğim için benden nefret ettiğini de biliyorum.
Camile, I think I know where you're going with this, and believe me when I say that I, too, could use a shower.
Camile, sanırım bununla nereye varmak istediğini anladım ve, inan bana, ben de duş almayı çok istiyorum.
Well, you know, you can't be too careful. You know how that goes.
İstediğin kadar dikkat etsen de olmuyor.
You're a really good kisser too, you know that?
Ayrıca güzel öpüşüyorsun, bunu biliyor muydun?
I know that you love her, too.
Ona senin de aşık olduğunu biliyorum.
Oh, man, that's too bad, you know.
Dostum ya, bu çok kötü oldu işte.
Are you so close that you don't know her address too?
Çok yakınsın ama adresini bilmiyorsun?
I prefer the European, you know, runway bulimics, myself, but I also feel very strongly that the girl-next-door, like, glamour-model types, they need love, too.
Avrupalıları tercih ederim. podyum bulimiklerini. Fakat yan odadaki kız da fena değil.
Anyway, you know, they're mainly the people that come into my ER'cause, well, I mean, they get sick and injured, too.
Her neyse... Acil servise genellikle bu insanlar geliyor çünkü onlar da hasta oluyor, yaralanıyorlar.
But my brother, not being too business savvy, if you know what I mean, doesn't really understand that nothing in life is free.
Ama kardeşim, onda pek ticaret kafası yok. Hiçbir şeyin bedava olmadığını anlamıyor.
You're the guy who gets wasted because he's too dumb to know... that the watermelon was spiked.
Sen burada harcanıyorsun ya, çünkü bu karpuzun alkollü olduğunu bilmemek için mal olmak gerek.
You know, that can happen in real life, too.
Bu gerçek hayatta da olabilir.
I'm in your staring place, but you're still too wounded by your ex-wife leaving you to know what to do with that.
Hani senin şu görüş alanın, ama karının seni terk etmesiyle fazlasıyla yaralanmışsın ve nasıl başa çıkılır bilmiyorsun.
You too.You know, I've heard that dvd thing before.
Sana da. O dvd olayını da duymuştum.
I know how you feel. I can smell that one, too.
Nasıl hissettiğini biliyorum, bunun kokusunu ben de aldım.
I just love you so darn much! I know, I love you, too, but that hurts.
- Ben de seni seviyorum ama canım yanıyor.
Whatever. See, when the venture failed, he noticed that I wasn't too concerned about it, so he somehow figured out that I was counterfeiting. You know?
Bak iş bozulunca, fazla tedirgin olup beni uyardı ve her nasıl olduysa ben kalpazanlık yaparken o bu işten kendisini uzak tuttu.
I know you're much too smart To fall for that kind of thing again.
Aynı duruma, tekrar düşmeyecek kadar, zeki olduğunu biliyorum.
You know you can go blind from that too.
Buna gözün kapalı da giderdin.
No. No, the only thing that seems strange to me is this- - from the day I got here, you know, I've been defending you against people who say you're too hard on your staff.
Hayır, bana tek garip gelen şey şu buraya geldiğim ilk günden beri çalışanlara çok sert davrandığını söyleyen insanlara karşı seni savunuyordum.
I know that it's probably too late, but I want you to know that I'm sorry.
Çok geç olduğunu biliyorum ama çok üzgün olduğumu bilmeni istiyorum.
I know I promised and I fully intend never to interfere, but do I gather that your resolution never to marry is because you feel the person that you might prefer, and remember my match-making days are strictly over, is too superior to you to ever think of you?
Biliyorum söz verdim ve araya girmeye hiç niyetim yok ama bana öyle geliyor ki senin evlenmeme kararın tercih ettiğin kişinin seni düşünmeyecek kadar, ve unutma çöpçatanlık günlerim tamamen sona erdi, üstün olduğunu düşündüğünden mi geliyor?
It's just that sometimes he tries too hard, you know?
Sadece bazen biraz fazla zorluyor.
You know? We did that in my school too.
Aynısını biz de okulda yaptık.
You know what? I'm sorry,'cause in that moment, I knew I was kissing your belly too much.
Haklısın, özür dilerim çünkü o anda karnını biraz fazla öptüğümün farkındaydım.
- I know. I look too young to have kids in college. No, that you have children when your persona is totally fabricated.
Yani fakir olanlar bizleriz.
Hey, I'm interested in what's inside people too. But, you know, why is it wrong to want those insides wrapped up in, say, the delicious caramel that is Halle Berry?
Ben de insanların içiyle ilgileniyorum ama o içindekilerin lezzetli bir karamelle kaplanmasını istemenin neresi yanlış?
You know, well, that bit's true... too.
Bunda biraz doğruluk payı var tabii.
You know what? That's going to be a pass for me, too.
Ben de bunu pas geçeceğim.
You do realize that he was my best friend too, you know?
Onun benim de en iyi arkadaşım olduğunun farkındasın değil mi?
You should know that well too.
Bunu çok iyi bilmelisiniz.
At this moment, I know all too well that you must protect the secured information.
Şu anda gizli bilgileri koruman gerektiğini çok iyi biliyorum.
Since you were an NSS agent, you should know all too well that the moment I was kidnapped, my access codes were deactivated.
Bir zamanlar NSS ajanı olduğuna göre, biliyor olmalısın. Kaçırıldığım anda, bütün parolalarım deaktive edildi.
And you know that I'll do it, too.
Ve bilirsin ki yaparım da.
you know 156049
you know what 23733
you know that 5741
you know what i'm saying 653
you know the drill 277
you know what i mean 2419
you know me too well 26
you know it 920
you know who i am 419
you know what they say 484
you know what 23733
you know that 5741
you know what i'm saying 653
you know the drill 277
you know what i mean 2419
you know me too well 26
you know it 920
you know who i am 419
you know what they say 484