Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You said it was

You said it was перевод на турецкий

4,220 параллельный перевод
You said it was on 27th Street?
27. sokakta olduğunu söylemiştin?
You said it was for your sister...
Ablan için olduğunu söylemiştin...
You weren't lying when you said it was complicated.
İşler biraz karışık dediğinde yalan söylemiyormuşsun.
You said it was a kite shop.
Uçurtma dükkanı demiştin.
You said it was nuts to think that my mom and dad would get back together.
Annemle babamın tekrar birleşeceklerini düşünmekle delilik ettiğimi söyledin.
You said it was suicide.
Sen bunun intihar olduğunu söyledin.
I thought you said it was lovely at this time of year.
Senenin bu zamanı güzel olur demiştin hani.
- You said it was pretty.
! - Güzel göründüğünü söylemiştin.
You said it was just gonna be a night or two.
En fazla iki gece kalır demiştin.
I don't understand. You said it was okay if I sang with her.
Şarkı söylememde sakınca yok demiştin.
When you first told me about the hidden shares, you said it was because you raised me with "love" for 10 years, right?
Geçen bana hisselerle ilgili bilgi verirken "10 yılın bir etkisi" demiştiniz değil mi?
I thought you said it was all over.
Tamamen bitti dedin sanmıştım.
You said it was number 2301.
2301 numaralı daire dememiş miydin?
But you said it was dying.
Ama ölüyor dedin.
Yesterday, you said it was just a game.
- Dün onun sadece bir oyun olduğunu söylemiştin.
You said it was like trying to remember a dream.
Bunun bir rüyayı hatırlamaya çalışmak gibi olduğunu söylemiştin.
You said it was a coincidence.
Bunun bir tesadüf olduğunu söylemiştin.
I thought you said it was a man by the water.
nehrin kenarında bir adam olduğunu söylediğini sanmıştım
You said it was cool?
Harika mı dedin?
I thought you said it was dead.
Öldü dediğini zannediyordum.
the thing is- - but i was pretty drunk when i said that stuff, so... any chance you wouldn't print it?
Her ne kadar hiç fark ettirmesem de bunları söylediğimde oldukça sarhoştum. O yüzden... Bunları basmama ihtimalin var mı?
You said yourself it was best to go through DC.
DC üstünden gitmenin en iyisi olacağını sen kendin söyledin.
As you said, whoever it was felt comfortable enough to venture into your territory.
Aynen söylediğiniz gibi yapan her kimse sizin bölgenize girmeye cesaret edecek kadar rahatmış.
I wouldn't know, because all you said was, "it's tight"... and not in a cool black way.
Bilmiyorum çünkü sadece dar olduğunu söyledin. Siyahilerin iltifat olarak dediği tarzda da demedin.
It's like if we were talking about music and you said that your favorite singer was Katy Perry.
Bu müzik hakkında konuşurken en sevdiğin şarkıcının Katy Perry olduğunu söylemen gibi bir şey.
You know, when you said that Wes was probably doing research... I didn't realize it would be here. - At Whitmore House.
Wes muhtemelen araştırma yapıyordur dediğinde onun burada, Whitmore evinde olacağını düşünmemiştim.
- You said that it was your anniversary!
Eşyalarını al. - Nişan yıldönümüm dedin!
you said you were only coming to see if my apartment or if it was my personality, like you suspected.
Partime sadece sevgilim olmamasının nedeninin dairem mi yoksa şüphelendiğin gibi kişiliğim mi diye görmeye geldiğini söylemiştin.
A woman came in while you were gone, said you told her yesterday that it was a reference book and couldn't be checked out.
- Sen gittiğinde bir kadın geldi dün ona bunun bir başvuru kitabı olduğunu ve çıkış yapılamayacağını.. ... söylediğini söyledi.
You never said it was in the company.
Şirkete geleceğimizi söylememiştin!
Would you be worried if I said I think it was after you? No, no. I'd be fine with that.
- Senin peşinde olduğunu söylesem korkar mıydın?
If it was about the work, you would've gone to the chief of surgery, but you know what he would've said.
Eğer bu işse, şefe gitmeniz gerekiyordu, ama onun ne söyleyeceğini biliyorsunuz.
You said that it looked close, but it was really far away.
Bakınca yakınmış gibi dursa da aslında çok uzak olduğunu söylemiştik.
You know, I was thinking about what you said, how to make it last, not let it just be some evolutionary trick.
Dediğin şeyi düşünüyordum. İlişkimizin sonunu getirmeyip evrimsel numarayı falan boş verişimizi.
No, it was, you said so yourself.
Hayır, saçmaydı. Sen de söylemiştin.
Uh... you said on the phone that it was important.
Telefonda önemli olduğunu söylemiştin.
He said his name was Guttenberg, and that you're Gutten colder, and it might be a Gutt I.D.-ah for you to give up.
Adının Guttenberg olduğunu söyledi. ... ve senin Gut'unun üç buçuk attığını söyledi... bir de sana bu işi bırakman için en Gutt'zelinden bir kimlik vereceğini ekledi.
Well, because of what you said, and because I spent five minutes in a room with that woman and it was...
Çünkü senin dediğin ve onunla bir odada beş dakika geçirdiğim için... Kafan mı karıştı?
You guys both talked at the same time, so I'm gonna assume it was my mom that said yes.
İkiniz de aynı anda konuştunuz bu yüzden annemin evet dediğini farz edeceğim.
You said that it was urgent!
Acil bir şey dedin!
What a tragedy. He said he had vanilla fro-yo and when you went to get it, he was all out?
Sana vanilyalı don-yoğ yediğini söyledi ve gittiğinde bitti mi, dedi?
After listening, you didn't want to do 1,000 flowers special, but after you heard that I was going to it, you said you will.
Cheon Song Yi Özel Yayını'nı geri çevirdiğini duymuştum ama benim yapacağımı öğrenince yapacağını söylemişsin.
She said the frame was shattered, so you should see it right away.
Resim kırıldığı için muhtemelen görürsün.
Hwang Mi Ran finally woke up... but the thing is... she said it was you. She said you're the one who drugged her.
Hwang Mi Ran uyandı ve her şeyi Su Yeon'ın yaptığını söyledi.
CARL : OK, they asked me, you know, whose equipment it was and first of all they said, "Where is Carl?"
Pekala, bana hangi ekipmanı kullandığımı sordular.
I think Lino, you said it couldn't be 6 because that was the ZIP code for Brick Mansions.
Lino sanırım sen "6" olamaz demiştin. Çünkü kod, Brick Mansions'ın posta koduydu.
- Yeah? You remember last week when you said there was an invisible line that separates good from evil, and you thought you'd crossed it.
Hatırlıyor musun, geçen hafta bana iyiyi kötüden ayıran görünmez bir çizgi olduğunu söylemiştin?
What was it you said about Venice?
Onu Venedik'e kiminle gönderecektin sen?
You want anything? The weather lady said it was gonna rain today.
Hava durumunu sunan bayan bugünün yağmurlu geçeceğini söyledi.
- You just said it was a...
- Az önce onun bir at olduğu -
You just said it was a dog.
Az önce onun köpek olduğunu söylemiştin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]