Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You should be there

You should be there перевод на турецкий

1,095 параллельный перевод
- You should be there.
- Orada olmalısın.
Morgan, you should be there.
Morgan siz... orada olmalıydınız.
You should be there.
Sen de eve gitmelisin.
All the more reason you should be there when they come.
İyi ya, o zaman geldiklerinde orada olman gerekmez mi?
Yeah, Elaine, you should be there to document it.
Elaine, bunu belgelemek için gelmek zorundasın.
And it's very nice that you're willing to consider the possibility that I may not be the worst person that ever lived, but I'm starting to think that maybe, um... maybe there's something I should clear the air about.
Ve benim yaşayan en kötü insan olmadığım ihtimalini göz önünde tutman çok güzel. Ama şunu düşünmeye başladım, belki um... belki bu havayla ilgili açıklığa kavuşturmam gereken birkaç şey vardır.
You should be proud to go there.
Oraya gideceğin için onur duymalısın.
... should be there just after you, in case you're wondering.
... merak edecek olursan, senden sonra evde olurum.
I should be all right you know, apart from the fact that I'm wanted by a lynch mob, and the police are after me and there's a homicidal maniac loose, and I'm unemployed, you know, everything else is fine.
Buna mecburum. Bunun dışında bir çete beni linç etmek istiyor, polis peşimde,..... ortada bir manyak var ve ben işsizim. Diğer her şey iyi.
( Woman ) There are few sexier ways to start an evening than with a quickie once you're all dressed up and ready for a night on the town when you really should be on your way.
Eğlenceli bir gece geçirmek için giyinip kuşanıp dışarıya çıktığınızda, aniden şipşak seksi yaşamanın çok fazla seçeneği yoktur.
There should not be many victims in your family, since you married the following day of the earthquake.
Depremin ertesi günü evlendiğinize göre, ailenizde fazla kayıp yok sanırım.
If you were really there, you should be able to tell us the name of the man outside the walls.
Gerçekten oradaysan duvarların önündeki adamın adını bize söyleyebilirsin.
I think there are things of which you should be aware.
Sanırım size açıklamamız gereken şeyler var.
There should be a way for you to drop down and open the door.
Aşağı inip kapıyı açmanın bir yolu olmalı.
You should be talking that path over there.
Şuradaki yolu konuşmanız gerekir.
" There should be more people like you.
" Sizin gibi insanlar artmalı.
- You should take a leaf out of your own book, mate. I mean, there's bound to be a few oldwidows floating around.
Etrafta gezinen birkaç yaşlı dul olması gerekiyordu.
Now, if what you're saying is true... there should be out that window... a black Byzantine church with two-hundred-fifty-foot spires... with gold onions on the top.
Şimdi, söylediğin doğruysa pencereden baktığımızda tepelerinde altın mihraplar olan yedi buçuk metrelik kuleleriyle siyah bir Bizans kilisesi görmeliyiz.
I mean, I'm just in the way there and I should be helping you out here.
Yani, Sana burada sadece ben yardım edebilirim.
Although I feel qualified to fill Frasier's radio shoes, I should warn you that while Frasier is a Freudian, I am a Jungian, so there'll be no blaming mother today.
Frasier'ı aratmayacak özelliklerim olsa da ; sizi uyarmalıyım : Frasier Freud ekolüne bağlıdır, bense Jung. Yanı bugün kimse annesini suçlamayacak.
Before we discuss weaponry, there's a more urgent matter that I think you should be aware of.
Silahlar hakkında konuşmadan önce, daha acil olarak öğrenmeniz gereken bir konu var.
Emissary... lt has come to my attention that there are some on Bajor who think my relationship with you is not all it should be.
Elçi son zamanlarda Bajor'da, aramızdaki ilişkinin pek gerektiği gibi olmadığını düşünenler olduğu dikkatimi çekti.
While you're on the cross there's a boil coming in on your wrist should be lanced.
Hazır sırası gelmişken bileğinde alınması gereken bir çıban var.
There should be no secrets between us, you know.
Aramızda sır olmamalı.
And if there should be anything at all that you wanna talk about then I want you to come to me or to us.
Konuşmak istediğin herhangi bir şey olduğunda bana veya bize gelmeni istiyorum.
You know, all I'm saying is there should be two areas on the beach, one for adults and one for children.
Bence plajda iki alan olmalı. Biri yetişkinler, diğer çocuklar için. O zaman herkes mutlu olur.
If we're going to be friends, there really is something I should tell you.
Eğer arkadaş olacaksak, sana gerçekten söylemem gereken bir şey var.
I should be happy to introduce you there at any time when I'm in town.
Şehirdeyken ne zaman isterseniz sizi tanıştırmaktan mutluluk duyarım.
There. Now you should be able to go back a thousand years, to your time.
Kalkışta dikkatli ol.
Don't know if I should be talking to you down here or up there.
Sana, yukarıya mı seslensem yoksa aşağıda mı seslensem bilemiyorum.
No but don't you think there should be two beds?
Hayır. Ama iki yatak olması gerekmez mi?
You really should be more careful out there.
Orada biraz daha dikkatli olman gerekirdi.
You should go in there with him just to be safe.
Güvende olması için onunla birlikte lavaboya gitmelisin.
I should be there, with you. And with the fleet.
Senin ve filonun yanında olmalıyım.
You know how I could tell? There should be a bathroom right here.
Aslına bakarsan, tam burasında bir banyo olması gerekirdi.
Nothing should be negotiated there... not at the point of a Federation weapon, but you can learn a great deal, assess the mood of the other majes.
Orada hiçbir anlaşma olmak zorunda değil- - konu Federasyon silahları değil, ama diğer Majlar ile iyi bir anlaşma nasıl yapılabilir, onu öğrenebilirsin.
If you're gonna be part of my life again, there's something you should know.
Eğer tekrar hayatımın bir parçası olacaksan, bilmen gereken bazı şeyler var.
But there's no reason why you should be lonely when there's healthy young men like us around.
Ama bizim gibi sağlıklı genç adamlar etrafta olduğu zaman yanlız olman için hiçbir neden yok.
You tell all the big boys in there how you ran away... how you left Danny Flynn to take the blame... how he kept his mouth shut... how he should've told and a lot more innocent people would be alive today!
İçerideki kodamanlara nasıl kaçtığını anlatsana suçu nasıl Danny Flynn'in üzerine yıktığını nasıl ağzını açıp bir şey söylemediğini eğer konuşsaydı bugün bir sürü insanın hayatta olacağını!
You were not there, it should be me man of the house.
Sen yoktun ve ben de evin erkeğiydim.
You should be in there!
İçerde olması gereken sensin!
- Come on, Ma. I should be there, not you.
- Bana anne deme.
- ♪ Roses, roses ♪ - There should be a cigarette you could smoke all the way through between classes.
Ders aralarında tamamını içebileceğin bir sigara olmalı.
When you remove Mr. Bond's heart there should just be enough time for him to watch it stop beating.
Bay Bond'un kalbini çıkarttığında, durduğunu görmesi için yeterince zamanı olacak.
- You should be back in there.
- Orada olmalıydın.
If there's one person you should be able to hold down it's your own flesh and blood.
İnsan sadece kendi kanından birini kontrol altında tutabilir.
You know... I should be the one up there.
- Hayır, yerinde ben olmalıydım.
I said there would be no negotiation... but if I may, I should like to make a bargain with you.
Pazarlık yapmayacağımı söyledim. Ama mümkünse size bir takas teklif edeceğim, bayım.
You should be able to find one up there.
Şey, orada bir tane bulabilirdin.
There is only one thing you should be afraid of on this mountain... and it's staring you right in the face.
Bu dağda korkman gereken tek şey var... o da şu anda tam karşında duruyor.
Should there be a storm, you are risking all our lives.
Eğer bir fırtına çıkarsa, Hayatlarımızı tehlikeye atıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]