Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / Your ear

Your ear перевод на турецкий

1,834 параллельный перевод
Emancipation Proclamation ever go by your ear?
İnsan hakları! Kulağınıza gelmedi mi?
You have something in your ear, right here?
- Kulağında bir şey var, şurada...
Not in your ear. Is red.
Hayır, kulağının içinde, kırmızı bir şey.
There's a little piece missing from your ear.
Kulağından küçük bir parça eksik.
The next weird sound you're gonna hear, me ripping your ear off.
Bir dahaki duyduğun tuhaf ses, ben kulağını koparırken çıkan ses olacak.
I mean, she's nice, but, God, she can talk your ear off.
İyi bir kadın, ama Tanrım, öyle geveze ki.
I whispered that promise in your ear the last time I saw you. Really?
Seni son gördüğümde, kulağına fısıldayıp söz vermiştim.
I would put my arms around you and whisper something in your ear that only you and I would ever know?
Sen çok küçük bir çocukken... ve bazen sen korktuğunda... kollarımı sana dolar ve kulağına bir şeyler fısıldardım... sadece senin ve benim bilebileceğim.
Stuck this bone crusher in your ear.
Bu kemik kırıcıyı kulağına sapladı.
Keep your ear to the ground for me.
Kulağın delik olsun.
Can I bend your ear a minute?
Bir dakikanı alabilir miyim?
SORRY FOR TALKING YOUR EAR OFF THE OTHER NIGHT, GUYS.
Geçen akşam kafanızı şişirdiğim için üzgünüm.
And he must have whispered something in your ear.
Kulağına birşeyler fısıldamış olmalı.
The feeling of your ear against my upper lip. And the way the back of your head felt in my hand as I held it when you.
Kulağını üst dudağımda hissetmek ve seni tutarken elimi başının ardına koymak.
Is it worse than whispering "I'm gonna kill you" in your ear?
Kulagina "Seni öldürecegim" diye fisildamasindan daha mi kötü?
- How about this? - If you're gonna hide under a barrel, don't put the phone next to your ear.
- Bir fıçının içine saklanacaksan telefonu kulağına dayama.
Dude, you've got some * * * * * * behind on your ear.
Ahbap, kulağının üstünde fare pisliği var.
Put it on your ear and you hear folk songs.
Bak kulağına koyunca da içinde müzik çalıyor. [ŞARKI SÖYLEYİP OYNUYOR]
And then she whispered a word in your ear, and you did.
Kulağına bir şey fısıldadıktan sonra güvenmeye başladın.
Do me a favor. Just... keep your ear to the ground.
Bana bir iyilik yap, kulaklarını aç, etrafı dinle.
Why are you scratching your ear?
Neden kulağını kaşıyorsun?
I can't get this medicine in your ear.
İlacı kulağına damlatamıyorum.
It's coming from your ear.
Kulağından geliyor.
I Just Need 5 Minutes To Bend Your Ear.
Beni sadece beş dakika dinlemenizi istiyorum.
Put it behind your ear.
Kulağının arkasına koy.
he'll talk your ear off.
Kafanızı şişirecektir.
You say you're out of the life, but I'm sure you keep your ear to the rail.
Bu işleri bıraktığını söylüyorsun ama kulağına mutlaka bir şeyler geliyordur.
I figured he'd piss in your ear. He makes sense.
Kandırmaya çalışacağını tahmin etmiştim.
Lift it up to your ear.
Kulağına kadar kaldır.
No, your ear, not your chin, silly.
Kulağına, çenene değil, şaşkın.
- Jerry Burn, he's here for your ear.
- Jerry Burn, kulağını kesmek için geldi!
Do you ever perchance think of gluing a seashell to where your ear used to be, so it would look normal?
Hiç kulağına bir deniz kabuğu yapıştırmayı düşündün mü? Böylece eskisi gibi gözükürdü.
About as much as getting your ear cut off.
Senin kulağın kesildiğinde acıyacağı kadar.
So I guess Oscar and Jim were talking your ear off about the new copier, huh?
Sanırım Oscar ve Jim sana yeni fotokopi makinesinden bahsetti, ha?
Take those things out of your ear.
Buraya gel. Çıkar şunları kulağından.
It's your job to get these two girls out of there safely, Okay? And I'm gonna stay right here and be your second inside your ear the whole time, all right?
Senin görevin, iki kızı da güvenli bir şekilde dışarıya çıkarman bu süreçte bende burada senin ikinci bir kulağın olacağım, tamam mı?
fresh on, all you cats, brother love-butter here, in your ear with an emergency bulletin.
Rahatlayın kediler, Brother Lovebutter sizinle. Sizlere elime yeni ulaşan bir haberi bildirmek istiyorum.
Like someone else whispering in your ear?
Sanki bir başkası kulağına fısıldıyormuş gibi mi?
Maybe pull Ethan Hawke's dick out of your ear for two seconds, okay, and listen to what the fuck I'm saying to you.
Belki de Ethan Hawke'nin şeyini kulağından iki saniye çıkarıp sana dediklerimi bir dinlemelisin.
What the hell is in your ear?
Kulağındaki de ne öyle?
Let me advise Your Excellencies on this there's only one way to reach the king's ear and that is through the good offices of Cardinal Wolsey.
Size küçük bir tavsiye vereyim. Kralı ikna etmenin tek yolu, Kardinal Wolsey'i ikna etmektir.
How's your ear?
Kulağın nasıl?
Show me behind your left ear.
Sol kulak arkanı göster.
Dr. Brenner, labs are back on your guy with the ear worm.
Doktor Brenner, sürekli aynı şarkıyı söyleyen hastanızın test sonuçları geldi.
Your ear.
House, kulağın.
I'm keeping one ear to the ground for your benefit which is a good reason to work with me and not against me.
Sizin için kulağımı açık tutuyorum. Bana karşı değil benimle çalışmanız yararınıza.
Because, you see, for all of her talents, your boss has a tin ear when it comes to politics and handling the media.
Çünkü bu sayede onun tüm yeteneklerini görebilirsin. Amirin medyayı politik bir şekilde idare etme zamanı geldiğini çok iyi sezer.
You're going to cut off your army buddy's ear?
Askerlik arkadaşının kulağını mı keseceksin?
Medina saved your ass by whispering in the director's ear.
Medina emniyet müdürüyle konuşup seni kurtardı.
I would rip your ear off.
Git.
When I hugged him, I whispered in his ear, " Don't ever give up on your dream.
Ona sarıldığımda, kulağına fısıldadım : "Hayalinden asla vazgeçme."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]