Так ведь говорят перевод на турецкий

Так ведь говорят, да? "Культурным"?

- Doğru kelime bu değil mi? 'Medeni'

- Так ведь говорят?

Böyle denir değil mi?

Так ведь говорят журналисты, политики, правда?

Politikacı ve gazetecilerin dediği gibi. Babam da söylerdi...

Так ведь говорят, "в строй"?

Öyle derler değil mi, sokaklara?

– "Хочешь спрятать дерево – спрячь его в лесу". Так ведь говорят?

Bir ağacı saklamak istiyorsan, bunun için en iyi yer bir ormandır,... değil mi?

О, ну, ни пуха, ни пера, так ведь говорят?

Oh, şey, iyi şanslar, böyle demiyorlar mıydı?

Так ведь говорят на этом вашем телевидении.

En azından televizyonda böyle söylüyorlar.

Американская мечта. Так ведь говорят?

Amerikan rüyası böyle bir şey değil miydi?

Так ведь говорят?

Böyle demezler mi?

Так ведь говорят, да?

Bu sözlükte var mı?

Так ведь говорят?

Böyle deniyordu, değil mi?

Так ведь говорят, да?

Böyle bir şey yok muydu?

Так ведь говорят.

Öyle demezler mi?

Вы ведь можете пойти с ними домой, если захотите. Все заведения так говорят.

Yani isterseniz onlarla eve gidebilirsiniz, ya da başka yerlere.

Люди ведь говорят так?

İnsanlar bunu size söylüyor mu?

Ведь у меня настоящий талант, все так говорят.

Herkes çok yetenekli olduğumu söylüyor.

Иногда наши друзья говорят : "Что-то система не работает, ведь я посылаю запрос, так почему же он не исполняется?" А мы говорим, да, вы посылаете запрос.

"Bir şeyler yanlış gidiyor, istiyorum ama isteğim olmuyor" diye sorarsanız, deriz ki ; birinci adımı atıyor ve istiyorsunuz, ama ya sonrasında?

Но ведь это неправильно, не так ли, использовать квантовую теорию не только в виде метафоры, а Вы используете ее как метафору, причем с легким намёком на то, о чем говорят физики?

Aslında kafa karıştırıcı olması için sanki kuantum fizikçilerinin anlattığına benzer birkaç kelime serpiştirilerek ve metafor olduğu söylenerek etkisi artırılmaya çalışılmış gibi.

Не теряйте надежды, ведь так говорят?

Umudunu yitirme, söyledikleri hep budur, değil mi?

Ведь так говорят в таких случаях?

Bu senin kullandığın bir strateji değil miydi?

Они оба говорят на албанском, так ведь?

İkisi de Arnavutça konuşuyor değil mi?

Да, в общем, как дважды два четыре. 'Так ведь.. говорят?

Evet, neyse, yumurta yumurtadır.

Ведь так говорят?

Öyle demezler mi?

Но если он так всемогущ, как о нём говорят, вы ведь не рассчитывали его уничтожить?

Ama herkesin dediği kadar güçlüyse, onu yıkamazsın.

Ведь люди так не говорят, да?

İnsanlar genelde böyle söylemez, değil mi?

Ну, Бобби, привыкай, ведь потом так приятно, когда наконец говорят "да".

Buna alışsan iyi olur Bobby çünkü en sonunda "evet" cevabı alınca çok iyi hissedeceksin.

Ведь правду говорят, не так ли, что мужчины склонны жениться на своих "матерях".

Hep söylerler, değil mi, erkekler anneleriyle evlenme eğilimindedir diye?

'Ведь так говорят? '

Boyle derler, degil mi?

Так говорят о жизни в Дебрях Духов. Но я ведь выжил.

Ruhlar Dünyası'nda yaşamak içinde böyle söylemişlerdi ve ben ondan sağ çıktım.

Знаете, все ведь говорят, что Битлз – лучшая группа всех времен, так?

Birçok insan Beatles'ın gelmiş geçmiş en iyi grup olduğunu söyler, değil mi?

Ведь про толстых девчонок всегда так говорят?

Şişko kızlar için hep böyle derler, değil mi?

Ведь именно так говорят, когда стрелок не носит форму.

Çünkü ateş eden kişi üniforma giymiyor olsaydı olay tam da bu olurdu.

Так ведь о вас говорят? Или вы так о себе думаете?

Size böyle demiyorlar mı, yoksa kendinize mi böyle diyorsunuz?

Когда люди говорят это, то они не хотят узнать правду, ведь так?

İnsanlar bunu sorarken gerçek cevabı istemiyorlar, değil mi?

О, солнышко. Ты ведь знаешь, мучжины всегда так говорят любовницам.

Tatlım, tüm erkeklerin metreslerine bunu dediğini bilmiyor musun?

Но они ведь все так говорят.

Ama zaten hepsi bunu söyler.

Что жечь уголь нельзя, ведь Альберт Гор от этого дуреет, а полярные мишки мрут, так что они его начищают и говорят, что он драгоценный.

Bu yüzden kömürü parlatıp kıymetli olduğunu söylüyorlar.

Так ведь у вас говорят?

Amerikanlar öyle der.