Хотите ли вы перевод на турецкий

Мистер Алленбери велел вам кланяться, и спрашивает, не хотите ли вы выпить с ним по коктейлю до ужина?

Bay Allenbury saygılarını sunar. Bay Chandler yemekten önce bir içki için ona katılır mı acaba?

И потом, не хотите ли вы сказать, полковник, что если вы захотите покончить жизнь самоубийством, вы станете дырявить дно своей лодки?

Bu bir yana, Albay, söyleyin bana, eğer intihar etmek isteseydiniz tekneyle denize açıldıktan sonra, elinize bir keskiyle çekiç alıp bin bir zahmetle, teknenin dibinde delikler açmaya çalışır mıydınız?

Не хотите ли вы и ваш брат прийти и пообедать с нами?

Kardeşinizle birlikte bir gün bize yemeğe gelir misiniz?

Не хотите ли вы присоединиться?

Bize katılır mıydınız?

Хочу. Жюли Руссель, хотите ли вы взять в законные супруги Луи Маэ, здесь присутствующего, согласно законам нашей матери, святой церкви?

Julie Roussel, burada bulunan Louis Mahé'yi kilise adetlerine göre kocan olarak kabul ediyor musun?

Хотите ли вы что-нибудь сказать до приговора?

Bu mahkeme, hakkınızda hüküm verilmeden önce konuşup konuşmayacağınızı bilmek istiyor.

В память о ваших товарищах,... над которыми надругались,... спросите себя хотите ли вы отплатить им той же монетой?

Ne zaman yoldaşlarının, öldürüldüğünü düşündüğünde... aynı soruyu onlara sormak gerekiyor.

Она заперла его в сарае и спрашивает, не хотите ли вы приехать пристрелить его для неё.

O da köpeği ambara kapamış ve gidip onu vurup vuramayacağını öğrenmek için aramış.

Господин Альбректссон спрашивал, не хотите ли вы себе пуделя?

Yavrulardan birini isteyip istemediğinizi bilmek istiyor.

Хотите ли вы оставить Италию на произвол судьбы?

İtalya'yı trajik kaderiyle bırakmak mı istersiniz?

Не хотите ли вы сказать, что верите в прибытие Ковчега?

Mavna'nın geleceğine inandığınızı söylemiyorsunuz herhalde?

ј теперь, хотите ли вы этого, готовы ли вы к этому,

Şimdi, bunu yapmak istiyor musun? Bunu yapmaya hazır mısın?

Не хотите ли вы сказать, капрал Кларк, что вы попали под суд правительства США ошибочно?

Onbaşı Clark, ABD hükümetinin seni dava etmekte haksız olduğunu mu düşünüyorsun?

Не хотите ли вы сказать, что он был составлен как-то необычно?

Bu işte usülsüzlük olduğunu mu söylüyorsunuz?

Прежде чем я задам еще вопросы, не хотите ли вы адвоката?

Başka soru sormadan önce, avukat istiyor musunuz?

От того, хотите ли вы вести здесь бизнес или нет.

Burada iş yapmayı isteyip istemediğinize göre.

Хотите ли вы присоединиться ко мне?

Benimle beraber misiniz?

Вопрос в том, хотите ли вы жить ради своих людей?

Asıl mesele, halkın için yaşamak istiyor musun?

Хотите ли вы этого или нет, но помощь пришла.

İsteseniz de, istemeseniz de yardım göreceksiniz.

Я не знаю, чего вы хотите от меня, и не уверен, знаете ли вы, что хотите.

Ne yapilsin istiyorsunuz bilmiyorum. Belki siz de bilmiyorsunuz.

Если вы хотите на меня что-то повесить, вряд ли получится.

Bana çamur atmak istiyorsaniz, bosuna ugrasiyorsunuz.

Вы просто хотите сфотографировать мою комнату, не так ли, мистер Сандерс?

Sadece odamın fotoğrafını çekmek istiyorsun, öyle değil mi? - Evet.

Вы хотите узнать, постигнет ли её несчастье стать вашей женой?

Sizinle evlenme talihsizliğini gösterecek mi, bilmek istiyorsunuz? Öyle değil mi?

Вы хотите помочь мужу, не так ли? Подумайте своей головой.

Kocanıza yardım etmek istiyorsanız, kafanızı kullanın.

Вряд ли вы хотите увидеться с ним.

Onu bir daha görmek isteyeceğini düşünmüyorum.

Полагаю, вы хотите узнать, будет ли удачным ваш концерт?

Herhalde konserinin başarılı olup olamayacağını öğrenmek istersin.

Синьора спрашивает, хотите ли вы зайти в дом.

Hanımefendi evini görmeniz için sizi içeri davet ediyor.

Если вы хотите жить, знаете ли, со спорами.

Siz bilirsiniz. Eğer küflerle ve mantarlarla yaşamak istiyorsanız.

Вы же хотите, чтобы мы нашли его, не так ли?

Onu bulmamızı istiyorsunuz değil mi?

Вы хотите, чтобы мы ушли, не так ли?

Bir an önce gitmemizi istiyorsunuz değil mi?

Раз уж вы... сбежали из Войны Времени, то не хотите ли, чтобы я ввела вас в курс дела?

Eğer Zaman Savaşı'ndan kaçtıysanız sonrasında ne olduğunu bilmek istemez misiniz?

- Но вы этого и хотите, не так ли? - Это ложь.

- Ama sen de zaten bunu istiyorsun?

Вы хотите сказать, что не знаете, сможете ли вернуть капитана?

Kaptan'ı kurtarabilecek misiniz?

Ведь этого вы хотите, не так ли?

İstediğin bu değil mi?

Не хотите ли объяснить мне это и что Вы здесь делаете?

Burada ne işiniz olduğunu açıklamak ister misiniz?

Получаете ли вы от жизни всё, что хотите?

Hayatın tadını çıkarıyor musunuz?

Видите ли, тогда у вас в кабинете мне показалось, что вы ничего не боитесь, что вы уже согласились, и что вы хотите.

Yardım edeyim mi? - Şunu tut yeter.

Вы хотите сделать фильм, но нужно ли это мне, ТВ, зрителям?

Bu senin yapmayı istediğin bir film... ama benim, ya da televizyonun, ya da izleyicilerin buna ihtiyacı var mı?

Вы хотите знать, испытывал ли я страх?

Korkup korkmadığımı mı öğrenmek istiyorsunuz?

- Вы хотите сказать, есть ли у меня алиби?

- Yani cinayet anında Roma'da mıydım diye soruyorsunuz?

Вы хотите узнать, умрете ли вы? Так?

hepimiz ölüceğiz.

Вы умрете. Я умру. Вы хотите знать, умрете ли вы завтра?

yarın ölceğini mi bilmek istiyorsun?

Вы хотите служить и показать себя, не так ли?

Kendinizi ispat etmek istiyormuşsunuz, haksız mıyım?

Вы хотите, чтобы он знал всё, не так ли?

Öğrensin istiyorsun, değil mi?

Вы выглядите очень устало, не хотите ли отдохнуть?

Çok yorgun görünüyorsunuz. Dinlenmeniz gerekmez mi?

Вряд ли вы уж так хотите вернуться в тюрьму

Hiçbirinizin hapishaneye geri dönmek istediğini sanmıyorum.

- Вы хотите узнать, не так ли?

- Bilmek istiyorsun, değil mi?

"Отвали." Не это ли вы хотите сказать на самом деле?

"Yaylan." Aslında bunu söylemek istemiyor musunuz?

Вы хотите знать, любил ли он меня?

Beni sevip sevmediğini mi öğrenmek istiyorsunuz?

И сегодня Вы хотите выяснить правду, не так ли, месье Бартон?

Ve bu gece de gerçeği ortaya çıkarmak istiyorsunuz, Monsieur Russell.

Вы хотите своего медвежонка Бобо не так ли?

- Siz ayınız Boboyu istiyorsunuz, değil mi?