Anahtarınız перевод на английский
917 параллельный перевод
İşte anahtarınız bayan.
There's your key, lady.
Anahtarınız efendim.
Your key, sir.
Anahtarınızı alabilir miyim?
Your keys, please?
- Kendi anahtarınızı kullanın.
- Use your pass key.
- Anahtarınız var mı?
- You have a key? - No.
Çantanızı kaybettiğinizde anahtarınız içinde miydi?
And your latchkey was in your handbag when you lost it?
Anahtarınızı çoğaltmış... ve kapıyı açmak için onu kullanmış olabilirdi ama kullanmadı.
Well, he could have had your key copied. And he could have used it to open the door. But, of course, he didn't.
O sırada anahtarınızı aşırmayı başardım.
While I was doing this, I managed to lift your latchkey.
Swann öldürülünce, tabii ki anahtarınızın Swann'ın ceplerinden birinde olacağını varsaydık.
But as Swan was killed, we assumed that your key would still be in one of Swan's pockets.
- Anahtarınız.
- Here's the key.
Anahtarınız bende.
I have your key.
Ama kirayı ödediğiniz için sizin anahtarınız vardı, neden olmasın?
But you had your key, and why not? You pay the rent.
Anahtarınız.
Your key.
Gene mi anahtarınızı unuttunuz?
Forgotten your key again?
- Neyse ki sizin anahtarınız var!
Ah, no, no. - Good that you've got your key.
Bu da anahtarınız efendim.
And here's your key, sir.
Anahtarınızı alalım.
Your key, please.
Demek artık anahtarınızı da bırakmadan çıkacaksınız?
So you're not leaving your key on the board anymore?
- Borcunuzu ödeyin, anahtarınızı alın.
- Pay up and I'll give it to you.
Buyrun anahtarınız, Bay Shayne.
Here's your key, Mr Shayne.
Anahtarınız, Kont.
Here s your key, Count.
Buyurun anahtarınız. Bu da kartınız.
Here is your key... and your card
Üç adet mikro anahtarınız olduğunu mu söylüyorsunuz?
You say you have three of the micro-keys in your possession.
Maymun anahtarınız Bay Newton.
Your monkey wrench, Mr. Newton.
Anahtarınız, bayım?
Your key, sir?
Kapıcı, sormanız halinde dairemin anahtarını size verecektir.
The concierge will provide the key to my apartment upon your request.
Orada yıldız şeklinde bir anahtar bulacaksın.
There thou wilt find a star-shaped key.
- Arabanızın anahtarını rica ediyorum.
- I'd appreciate the keys to your car.
Eğer başka bir felaket gelirse bana bedensel ya da ruhsal arayın, bulacaksınız anahtarı Musgrave tören sözlerinde.
If any harm should come to me fleshly or spiritual seek and you will find the key in the Musgrave ritual.
O anahtarı henüz bulamadınız mı?
You found that key yet?
Anahtarı paspasın altına bırakır mısınız?
Oh, would you mind leaving the key under the mat?
Vekaletiniz onda, banka kasanızın anahtarı onda.
She has your power of attorney and the key to your safety box.
Biraz sonra yıldızların anahtarına sahip olacağız.
A few minutes from now we may have the key to the stars.
Paylaştığınız tüm hayallerin anahtarı, nehrin dibinde mi yatıyor?
And the key to all the dreams you shared lies at the river's bottom?
Kamaranızın anahtarı nerede?
Where is the key to your cabin?
- Anahtarınız var.
- You've got a key.
Çok yaklaşmıştınız. Swann'a anahtarı merdiven halısının altına koyacağını söyledi.
He told Swan that he would leave your latchkey under the stair carpet.
Evet, ve siz de jipimin anahtarını çalmaya çalıştınız.
Yeah. Yeah, and you just tried to steal the key to my jeep.
Bayan Delle Rose, lütfen anahtarı verin de kızınız mezuniyet töreni için giyinebilsin.
Mrs. Delle Rose, please give me the key to your daughter's clothes so she can dress for the graduation.
Phi Beta Kappa kardeşliğine üyeymişsiniz, ama anahtarını takmıyorsunuz,... bu durumda ya çok mütevazısınız ya da anahtarı kaybettiniz.
You're a Phi Beta Kappa, although you don't wear your key, which means either that you're modest or that you lost it.
Şey, sekreterinizin anahtarı olmalı, onu niçin aramadınız?
Well, your secretary must have the key, why didn't you phone her?
Arabanızın anahtarı.
Your car keys.
Anahtarı paspasın altına bırakacaktınız.
You're supposed to leave it under the mat.
Benzer olmak, hayatta kalmamızın anahtarı.
Conformity is the key to survival!
Şehirdeki evin anahtarını unutmamalıyız.
We mustn't forget to bring the keys to the house.
- Anahtarınız.
- Your key.
Anahtarı bulamadığımız takdirde kapıyı kırıp anahtarın yuvasını değiştirmemiz gerekecek.
Other than taking that door down and replacing the lock, if we can't find the key.
İşte anahtarınız.
Here s you key.
Kazablanka'daki kasanızın anahtarını vermezseniz, evet.
Unless you turn over the key to your safe-deposit box in your bank in Casablanca.
Tüm bunları anladıkta, sizin arkadaşınız neden anahtarı çaldı?
But you know all this, why else would your friend steal it?
"Anahtarın yerini ortaya çıkarırsanız başka bir cinayet daha işlenecek." yazıyor.
It says, "There will be another death " if you disclose where the key is hidden. "