Anasını s перевод на английский
1,017 параллельный перевод
Vay anasını sayın seyirciler, üçüncü sırada yer alan Kowalski bu!
Oh, my God, it's number three, Kowalski!
Neden anasını siktiğimin herifinin suratını dağıtmadım?
Why didn't I push that motherfucker's face in?
Anasını s.. tiğim.
The motherfucking...
Anasını s.ktiklerim, bırakın ulan!
Motherfuckers, my clothes! Hey, you, where's my money?
Anasını s.ktiğimin...
You motherfucker.
Garip anasını satayım.
It's funny.
Hoşçakal, anasını s * ktiğimin!
Goodbye, motherfucker!
Çünkü anasının babası kiralık katil, anasının anası da bir dilenciymiş.
Because his mother's father was a hit man, and his mother's mother was a beggar.
Babasının anası genelev patroniçesi, babasının babası da muhbirmiş.
His father's mother was a madam. His father's father was a snitch.
Anası olacak kısrağın yanında fazla kalınca huyu da ona çekmiş.
The colt's been too long with the mare.
Vay anasını, harbi yetenek işi!
Wow, that's really something!
İnsanın oraya çıkana kadar anası ağlar.
It's a brutal climb to reach that peak.
Vay anasını işe bak.
There`s something going on here.
Vay anasını, burada çok uzun süre kalmış olmalıyım.
Hey, by gum, I must have been down here too long.
Osan, hala genç biri olsan da 2 çocuk anasısın.
Osan, even if you're young you're a mother of two.
Sen dünyadaki tüm şehirlerin ve bölgelerin... en güzel anasısın. Beni sevmiyor musun?
Don't you love me?
Vay anasını. Burası biraz acayip, değil mi?
Gee, it's kind of spooky in here, isn't it?
Yarın bu şımarık kasabanın anasını ağlatacağız.
Tomorrow, we're gonna make this smug, Yankee town weep.
Patlamaya hazır büyük bir sevinç bekliyor Hissediyorum, bizim tarafa doğru geliyor Tüm varlıkların babası lşığın anası
And I feel that it's coming our way Father of all things Mother of light Soothe and ease our human plight
Ne uzay kızı, bu anasının kızı be.
Not space girl. She's the daughter of her mother.
Vay anasını, garip bir şey.
Gee, now, that's peculiar.
Satmışım anasını. 8 yıI hapis.
What the hell? Eight years in the DD.
İnsanın belini büken, anasını ağlatan, canına okuyan bu yarışın... nesi bu kadar önemli?
What is so important about this gut-twisting, back-busting man-killing goddamn race?
Vay anasını, şaka ediyor olmalısın!
Gee, you gotta be kidding!
Vay anasını, siz arkadaşlar böyle çalışıyorsunuz.
Jeez, the way you guys operate.
O, İmparator'un karısı ve onun çocuklarının anası.
She is the Emperor's wife and the mother of his children.
Vay anasını, gariptir ki, o konuda hiç kimsenin önceden bilgisi bulunmuyordu. ne evin bakıcısının, ne de hizmetçilerin.
Gee, it's curious that no one had any previous information about that, neither the housekeeper, nor the servants.
Anasız, fare suratlı, şerefsiz Riccamonza şehirde dolaşıp herkese bana nasıl kazık attığını anlatıyormuş.
Riccamonza, that motherless, rat-faced scumbag he is he's going around town telling everybody he's stiffing me.
Sen anasının gözüsün... şu karga suratlıyı nasıl da oynattın.
You're the cat's ass, making old Crow Face dance like that.
Vay anasını, harika bir şey!
Shit, that's amazing!
Geronimo öyle büyük bir adam ki... Corbett onun kıçını öpmek için anasının omzuna çıkmak zorunda kalırdı.
Geronimo's a man so great... that Corbett there'd have to stand on his mother's shoulders to kiss his ass.
Çocuğumun anasısın.
You are the mother of my child.
Fumaca'nın anasını gördünüz mü?
See Fumaca's mother?
Hay anasını, gidip bakalım.
Shit, let's take a look.
Minik bebek anasını emiyor!
Little baby suckin'on his mama's tit!
karımsın, çocuklarımın anasısın.
You're my wife, mother of my children.
Vay anasını be, itfaiyeciler geldi!
Holy cow, it's the fire department!
Laf aramızda, Şaban ne anasını tanır, ne babasını.
Saban's father has come. He has no fathers or mothers.
Vay anasını. Yaman nişancısınız Bayan Calamity.
Good gracious sakes alive, it's a regular talent, Little Miss Calamity.
Vay anasını! Eski penis numarası!
It's the old H.P.!
Hiç sorma be Abuzer can canım sıkılmıştır çiftlikte anasını avradını deyip atladım şehre.
Don't ask. I got upset in the farm. I decided to visit you.
- Bu adam anasının gözü, işe yaramaz.
- He's a ball buster and it won't work.
Toprak onların anası gibi bir şey.
It's like their mother.
Anası askercilik oynadığını biliyor mu?
His mama know he's playing Marine?
Vay anasını, çok geç olmuş!
Holy cow, it's late!
Anasının kuzusu.
Mom's favorite hanger-on!
Anasının kuzusu.
Mom's favorite hanger-on?
İki yanı da tanıdığımdan, gerdek ertesi gelinin kızlık nişanını anası evine götürmek için o gece oğlan evinde alt katta bir odada yattığını söyledi Savcı sanığı nasıl tanıdığını, dengesiz davranışları olup olmadığının sorulmasını istedi, soruldu İyi tanıdığını, az konuşan, çalışkan biri olduğunu, bir akşam tarla dönüşü, niye mercimek çorbası pişirmedi diye anasına bağırdığını, eskiden bir gün de, ikindi namazı kılarken arkasından yaklaşıp, kulağının dibine mantar tabancası patlatarak namazı bozdurduğunu söyledi Tanıklardan Hasan Balcı duruşmaya alındı.
Since I know both sides, to bring the proof of maidenhead after nuptial her mother was staying at groom's house in a room downstairs Prosecuter demanded that it's asked how she knows the suspect, whether he has disturbing behaviour and it's been asked she knows him well, that he's quite, hardworking person, one evening he shouted on his mother because she didn't cook lentil soup and long while ago while his mother, was praying in the afternoon he approached from back and fired a cork gun right next to her ear thus distruptep her praying Witness Hasan Balcõ invited to court.
Okulöncesi için doğru okula giremezse doğru anasınıfına giremez.
If she doesn't get into the right preschool, she's not gonna get into the right kindergarten.
Anasının karnında biraz daha dursa sırf çene olarak doğacakmış.
He was born with his foot in his mouth. You know what I mean?
Anasının kuzusu.
The sweet mother's son.