Bana baksana перевод на английский

Bana baksana sen.

Hey. Look at this guy.

Bana baksana, neler oluyor?

Hey there, what's wrong?

- Bana baksana!

- Now listen!

Hayatımın büyük kısmını endişe ederek geçirdim. Bana baksana ben her konuyla ilgiliyimdir.

I always chin of boredom and now boiling enthusiasm.

Mary Ann, bana baksana sen.

You see here, Mary Ann.

Bana baksana.

Just look at me.

Bana baksana sen!

Look here, you!

- Bana baksana sen!

- You listen to me!

Sen bana baksana, aptal mı sandın beni?

Ya take me for a fool?

Bana baksana.

Now, look at me.

Böyle bir dilek dilediğinizde vergi giderlerini de göz önünde bulundurmalısınız. Bana baksana sen.

Now, had you made a wish that took into account the taxes involved... oh... look, you.

- Bana baksana sen.

- Now, just a darn minute, lady.

- Bana baksana!

- Well, look at me!

Bir gün farenin karnı iyice şişti sarışın adamın evine gidip şişen karnını öne çıkarıp gösterdi "bana baksana" dedi.

The mouse got all puffed up one day and she went over to Blondie's house and stuck out her puff and she said, "Look at me."

Bana baksana, Doktor!

Look at me, Doctor!

- Bana baksana sen...

- You better watch...

Paul bana baksana.

Look at me.

Bana baksana Trout -

- Look here, Trout!

Hey, bana baksana sen!

Listen, you.

Smith, baksana bana.

Look here, Smith.

Baksana bana, sen kime çalışıyorsun?

Say, look-a-here, who are you working for anyway?

Baksana, Florenz, bunu bana yapar mı?

Look, Florenz, would he do that for me?

Baksana, bana biraz yemek getirebilirsin, değil mi?

Say, look, you could get me some food, couldn't you?

Baksana bana.

Look at me.

Baksana Jekyll, bana açıkça söyle :

Listen, Jekyll, tell me straight out :

- Bana baksana sen!

- Listen, you!

Bana bir baksana.

Look.

Bana baksana!

- Milly!

Bir baksana bana.

Look at me.

- Baksana, bana bir iyilik yapar mısın dostum?

- Say, do me a favour, will you, pal?

Bana baksana.

Look at me.

- Baksana, bana bir bisiklet bul.

- Say, get me a bicycle.

Baksana bana!

Look for me!

Bana baksana!

Hey, look at me!

Baksana, bunu bana açman çok iyi oldu, evlat.

Listen, I'm glad you brought that up, boy.

Baksana, bana biraz pirinç körisi getirir misin?

Say, will you get some rice curry for me?

Baksana ölü bir fil bile 100.000 Rupi'ye mal oldu bana.

After all, even a dead elephant is still worth 100.000 RS.

Sen baksana bana... onu sevdiğine emin misin?

But, will you love Aunty forever, I mean it.

Baksana. Bana öyle geliyor ki Plyne sana feci şekilde aşık.

You know, I've got a feeling Plyne is crazy about you.

Baksana, çok masum göründün bana küçük bir kız gibisin adeta.

Tell me something, you seem so innocent, like a little girl, good and not sly.

Biraz fazla medeni geldi bana. Baksana kadınlar kanunun üstüne çıkmış.

A pretty civilised nation indeed, where women are above the law!

Baksana uzun zaman önce bana anlatacak bir şeyin olduğunu söylememiş miydin?

Look... A while ago... didn't you say you had something to tell me?

Bana nasıl davrandığına baksana.

Look at the way he's treating me.

Bana ne yaptığına bir baksana.

Just look at what she's done to me

- Bana ne yaptıklarına baksana!

- Look what they've done to me!

Baba baksana bana!

Daddy, look!

Baksana adımı küçük harflerle yazıp bana hain demeleri hiç hoş değildi...

You know... it wasn't very kind of them to write my name with small letters... as a traitor...

Baksana, niye durmadan bana takılıyorsun Barabas?

Tell me, why are you always teasing me, Barabas?

Renfield. Baksana bana.

Renfield. look at me.

Baksana bana.

I mean... look at me.

Baksana, bana bir ders verebilir misin?

Listen, could you give me a lesson?