Bana bir bak перевод на английский
3,178 параллельный перевод
- Evet, şimdi bana bir bakın.
- Yeah, now look at me.
Yani, bana bir bak.
- Oh... - I mean, look at me.
- Bana da öyle bir şey yapma bak.
Please don't give me one of them.
Bak, şimdi konuşamam çünkü bana bir görev verdi.
Listen, I can't talk right now, because I'm kinda on a mission for him.
Bana bak bok kafalı! Bir şeyini mi kaybettin?
Hey, shit head, missing something?
Böyle bir kötülüğün bana kaybettirdiklerine dikkatlice bak.
Take a good look at what I've lost to this evil.
Bir dakika durmam gerek. Hayır, bana bak. Bana bak.
I need a minute.
Burada oturup psikolojik bir patlama yaşamayı beklerken bana bakıcılık etmek çok zor bir şey değil yani.
You know, it doesn't take much to baby-sit me while I sit here waiting for a psychotic break.
Birçok insan bana bir örnek için bakıyor.
a lot of people looking up to me for an example.
Bak, bir cevap beklediğini biliyorum ve inan bana, bir cevap hak ediyorsun- -
Look, I know that you're waiting for an answer, and-and trust me, you deserve it...
Bir kendine bak, bir bana bak.
Look at you and look at me.
- Seninse bana karşı tavrına bir bak.
- and that's what you have to say?
Bana bir bakın.
Look at me.
Bir boa yılanı doğruca bana bakıyor.
A boa constrictor looking right back at me.
Bak, bir yazar lazım bana.
Look, I need a writer.
Bak, ya bana konuşursunuz ya da gider dışardaki arkadaşa haber veririm ve o da Büro'daki dostlarını çağırır. Sonra da malum kelepçeler, gece boyunca ifadeniz alınır ve kıç kadar bir odada her şeyi anlatana kadar sizi tutarlar.
Look, either you talk to me, or I get that guy out there to phone his buddies at the Bureau, and then it's the handcuffs, the all-night interrogation, sweating in a damp cell until you finally break and spill it anyway.
Bana inanmıyorsanız, şuna bir bakın.
You don't believe me, have a look at this.
Yani, anne babamın veya 30 yıldan fazladır evli olan herhangi bir çiftine evliliğine bakıp "Bana da böyle bir şey lazım" diye hiç düşünmedim.
Like, I never looked at my parents'marriage or really anyone who'd been married more than 30 years and thought, "I got to get me some of that."
Bak, o provalarda bir şey inşa etmeye çalışıyorum. Ve kusura bakma ama, beş dakikalığına o sinir bozucu duygular yokmuş gibi yaparsanız, çok iyi olacak. Çünkü açıkçası, bana engel oluyorlar.
Look, I am building something in that rehearsal room, and with all due respect, it would be a lot easier if everyone pretended just for five minutes not to have all those annoying feelings, because frankly, they get in my way.
Bana gülümserken bir bak.
- Yeah. Look at the way she's smiling at me. ( Clears throat )
Bana nasıl baktığına bir bak.
Look at the way she looks at me.
Bana bir de şimdi bak Scott.
Look at me now, Scott.
Bana şöyle bir bak, tamam mı?
Take a good look at me okay?
Ve Bakır Kral bana tek gemi öneriyor. Bir gece onunla yatma şartıyla.
And the Copper King offers me a single ship on the condition that I lie with him for a night.
Aslına bakılırsa Avrupa'da bir yerlerde bir öykü yazıyordum ve bana telefonda "Full Metal Jacket" filminin afişlerinin çıktığını söylediler.
And I was actually doing a story somewhere over in Europe, and I was told over the phone that the posters were out for Full Metal Jacket.
O bana bir şeyin bakımını üstlenmenin ne demek olduğunu öğretmeye çalışıyordu.
He was just trying to teach me what it meant to take care of something.
Bana bak. Kask giyen bir çocukla dürüst bir an yaşamak gerçekten zormuş.
Wow, it is not easy to have an honest moment with a kid wearing a helmet.
Bu da bana garip de olsa bir gaye edindirdi. Bir bakıma şöyle : "Tanrım, kâğıdın üstünde herhangi bir şey var mı?"
And it gave me a purpose, too, in a strange kind of way, and a sense of, "God, is there anything on that piece of paper?"
Bana bak, bir daha asla banyoya yalnız gitmeyeceksin.
Listen to me. You can never go to the bathroom alone again.
Bakın, ben o kodomana bir yıldan Fazladır e-posta atıp duruyorum, Ve bana sadece "İsminizi buraya girin" Diye bir cevap verdi
Look, I have been e-mailing that douche for over a year now, and he only just sent me a "Dear Insert-name-here."
Bakın, burada bana bir komplo kuruluyor ve ben buna alet olmayacağım.
Look, there's a conspiracy against me, and I will not voluntarily feed it.
Sek bir viski istedi ve başına dikti. Bana bakıp, neşelice güldü ve artık özgür olduğunu söyledi.
Ordered a whiskey, neat, slammed it back, gave me a big, old crocodile grin, and said she was free.
Bak, bu ilişkiyi istiyorum. Eğer bir sorun varsa, bana söylemelisin.
If there's something standing in the way of that, you need to tell me.
Bak, bana bir şans verdi, Addy.
Look, he's offering me something here, Addy.
Bak, ne karar verirsen ver kızmayacağım ama lütfen bana bir iyilik yap ve bu konu hakkında iyice düşün... Benim için?
Look, whatever you decide, I won't be mad, but will you please just do me a favor and really think about it... for me?
Ben ona bir oğul ve bir yuva verdim ama onun bana yaşattıklarına bak.
I gave him a son and a home, and how did he repay me?
Gerçekten öyle! Varsa bana bir sigara daha bağlayın, bak ben size daha ne hikayeler anlatacağım.
Just give me another cig and see all the things I'll tell you.
Bak eğer konuşmak istemezsen buna saygı duyarım ama kendimi ifade etmem için bana bir şans vermen lazım. - İlgilenmiyorum.
Look, I understand if you don't want to talk, but I just need a chance to explain myself.
Bana bir kart göndermiş, bak.
Sent me a card, though. Look.
Matt, gözümün içine bak ve kendin için bir ultrason anı yaşamamanın sorun olmadığını söyle bana.
Oh, Matt. Look me in the eye and tell me that you are 100 % okay with never having an ultrasound moment for yourself.
Garry bak, "Post" taki bir eleman bana söyledi.
Gary, look, a staffer at the "Post" told me.
Bir defasında barda oturuyorduk adamın teki bana bakıyor sandı ve neredeyse ölene kadar dövdü.
This one time we were in a bar. He thought this guy was looking at me. He nearly beat him to death.
Bana bak, sana bir yumruk çakarım ananın amına geri dönersin.
Listen up, or I'm gonna punch you Back up your mother's pussy!
"Bana bakışında bir şey var."
"Something about the way you look it at me."
" Bana bakışında bir şey var.
" Something about the way you look at me.
Bana kalırsa bir çok kadın bakımlı erkeklerin daha çekici göründüğü yönünde hemfikirdir.
Oh. Well, I think most women would agree that men look much more attractive when they're properly groomed.
Böylece kalpsiz dertsiz bir kaltak olurdum. ve şimdi bana yaptığına bak.
I was such a heartless carefree bitch and now see what you've made me
Bak, eğer Pope'la aranızda bilmem gereken bir şey varsa söyle bana.
Look, if there's something with you and Pope that I should know, just tell me.
Bana bak bir de.
And look at me.
Arturo'yla bana bak bir de.
But look at Arturo and me.
Bak ne diyeceğim, ya bana olan borcunu ödersin, yoksa bir dahaki sefere arabadan çıkmanı bile beklemem.
Tell you what... get me what you owe me, or next time I won't even wait for you to get out of the car.
bana bir sigara ver 29
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45
bana bir şey olmayacak 19
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45
bana bir şey olmayacak 19
bana biraz izin ver 23
bana bir iyilik yap 365
bana bir öpücük ver 88
bana bir iyilik yapabilir misin 16
bana bir dakika ver 36
bana bir şey olmaz 38
bana bir şans ver 47
bana bir şans verin 22
bana bırakın 79
bana bir dakika izin ver 18
bana bir iyilik yap 365
bana bir öpücük ver 88
bana bir iyilik yapabilir misin 16
bana bir dakika ver 36
bana bir şey olmaz 38
bana bir şans ver 47
bana bir şans verin 22
bana bırakın 79
bana bir dakika izin ver 18