Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bana bırakın

Bana bırakın перевод на английский

1,967 параллельный перевод
Bu işi bana bırakın.
Leave it to me.
Bana bırakın.
Humor me.
Başka kelime etmeyin. Bana bırakın.
Say not another word, leave it to me.
soruşturma işlerini bana bırakın.
Leave the investigative work to me.
Onu bana bırakın.
Leave that to me.
Onu bana bırakın.
You leave it to me.
Bana bırakın, Madam.
Leave it to me, madam.
Onu bana bırakın.
Leave it to me
Ve diğer işleri bana bırakın.
And leave the freaking out to me.
Hayır dedim. Lütfen bana bırakın.
- I said, no.
Siz Dicky'i bana bırakın.
You just leave Dicky to me.
Her şeyi bana bırakın.
I'll take care of everything.
Onun suretini bana bırakın.
Leave his face to me ;
Bana bırakın Doronjo-sama!
Leave this to me, Mistress Doronjo!
- Ve sonrasını bana bırak.
- And let me take it from there.
İşi bırakırsam, bana destek olacak mısın?
If I quit, are you gonna support me?
Politika kısmını bana bırak.
I'll take care of the politics.
Beyler, ciddiyim. Neden bizim kardeşlerimiz 400 kilo C-4 patlayıcıyı, Claymore mayınları ve M-16 mühimmatlarını orada bırakır ki? Yani, bana çok saçma geliyor.
I meanseriously, homes, why would our Iraqi brethren want 400 Ibs of C-4, claymores and crates of M-16s?
Teknik olarak, Temperance Brennan'a ulaşamadın ama bir mesaj bırakırsan, mesaj ona ulaşacak, bana...
Technically, you have not reached Temperance Brennan, but if you leave a message, it will reach her, me...
Bunu anlamak için bırak başkasını bana bile ihtiyacın yok ki.
Oh, surely you, of all people, don't need me to tell you that.
Bu işi bana bırakın.
Either way it won't hurt, even if it doesn't help, and why shouldn't it help, since it can help.
Joe çocukları alıyor, Saul büyükanneme gidiyor, Ve hepiniz aynı anda Balkan Paktı gibi kendi planlarınızı yapıyorsunuz. Ve komşularım Teksasa uçuyor, yaşlı kedilerini de bana bırakıyor.
Joe's got my kids, Saul's gone to Grandma's for Thanksgiving, and you've all just simultaneously decided to form your own little satellite states like a Balkan uprising, and my neighbor flies to Texas, leaving me with his geriatric cat.
Saçını yıka gerisini de bana bırak.
Wash your hair and leave the rest to me.
- Bunu halletmeyi bana bırakır mısın?
- Will you let me do the poppers?
Bana biraz makarna bırakır mısın?
Save me some cold pasta?
... ben önden başı çekerim, bırakın önce bana vursunlar ilerlemeliyiz dedim.
I'll lead from the front let them hit me first ", but we have to move on.
Bir şey söylemesem de öğretmenlerin hepsi bana salak diyor. - Bu yüzden beni rahat bırakın!
If I do nothing, I'm a bastard, the teachers hate me.
Artık bana temizlik konusunda baskı yapmayı bırakırsın.
Maybe now you'll get off my case about cleaning up.
Bu, bu genç yaramaz beni kötüye kullandı, fakat bana 5 sterlin ve bir şişe şarap verin, istiyorsanız söyleyin ve istemiyorsanız bırakın, Buna ne dersiniz?
That, that young scamp has used me bad, but if you give me another £ 5 and a bottle of wine, and if you mean done, say done, and if you don't like it, leave it. How's that?
Bırak beni gideyim. Bunun için bana ihtiyacın yok.
Allow me to go, he does not need me for this.
Bırak o günden bana sadece aşka dair anılar kalsın.
Let that day only give me loving memories
Bırak o günden bana sadece aşka dair anılar kalsın.
Let that day only leave me loving memories
Ve bana bir suçluymuşum gibi davranmayı bırakın.
And stop treating me like a criminal.
Şimdi, bu masum kız ayaklarını bırakıp Hani Salaam ile bana bir görüşme ayarlama çalış.
Now, please stop acting like such a fucking ingenue and try to get me a meeting with Hani Salaam. Thanks.
Ben Ashley, medyum / yemek ustası... Bana mesaj bırakın.
Hey, it's Ashley, psychic-slash-caterer... leave an awesome message.
Mesela, bunu bana o aldı, çünkü gevrek kutularını açık bırakıp dururdum ve gevrekler de bayatlardı, ve bir gün eve geldiğimde, onu elinde bununla bekliyorken gördüm çünkü bu gevrekleri taze tutuyor.
Like, she got me this, okay, because I would always leave my cereal boxes open, and the cereal would get stale, and so one day I came home, and she had this waiting for me, because it keeps my cereal fresh.
- Sen orasını bana bırak.
- Well, you leave that up to me.
Bana bırakın.
- I'll do it. Let me do it.
Tamam, bana bağırmayı bırakır mısın?
Deeper. Okay, can you just stop yelling at me?
Kalanını bana bırak. Ben hallederim.
Well, leave the rest for me. I'll finish.
Hadi şimdi ağlamayı sızlamayı bırak Alaiyo, bana ne yapmayı planladığını söyle.
So stop your moaning and groaning, Alaiyo, and tell me what you plan to do.
Fakat bana yemek ısmarlamak istiyorsanız lütfen mesaj bırakın.
But if you want to buy me a meal leave a message
Bırak hayatını yaşasın. Yoksa inan bana, onu temelli kaybedeceksin.
Let her live, or I promise, I promise you'll lose her.
Eğer şeyini ağzıma almak için köle oğlancık satın aldıysam sen de onu bana bırakırsın?
If I buy a pretty little slave-boy to suck your cock will you leave her to me?
Şimdi insanlar bu tür şeylere inanmak istiyorlarsa bana uyar. Bırakın inansınlar.
Now, if people want to believe this kind of stuff it's fine with me.
Yarın ona katılacağım. Onun için bana bırak.
I'll be joining him tomorrow, so leave it with me.
Bana öyle bakmayı bırakın.
Stop looking at me like that.
Geçmişi geride bırak silahını indir ve bana yardım et. Çünkü filoda bir fark yaratacağıma inanıyorum.
Put your past behind you, put the gun down and help me, because I'm telling you I'm gonna make a difference in this fleet.
Zor tarafını bana bırak.
I'll take care of the messy part,
Bunu bana bırakır mısın?
You wouldn't lend me that, would you?
Bana göre serbest bırakılmasının pek de iyi bir şey olacağını sanmıyorum.
I hardly consider... His release, if it were to happen at all... I don't think that'd be a good thing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]