Ben sana söyleyeyim перевод на английский
532 параллельный перевод
- Ben sana söyleyeyim.
- I can tell you exactly.
Ben sana söyleyeyim, bu tam olarak kusursuz bir teklif.
I tell you, it's a thoroughly sound proposition.
Ben sana söyleyeyim : "Birası güzeldir." Şerefe!
I will tell you : "His beer is good." Salute!
Ne olduğunu, ben sana söyleyeyim.
I'll tell you what's the matter.
Öyleyse ben sana söyleyeyim :
So I will tell you :
Ne yapmaya çalıştığını ben sana söyleyeyim. İncil'e ve Tanrıya olan inancı yıkmak istiyor.
He wants to destroy everybody's belief in the Bible and in God.
Dinle, ben sana söyleyeyim.
Listen to what I'll tell you.
- Ben sana söyleyeyim.
- I'll tell you how.
Ne yapacağını, ben sana söyleyeyim.
I tell you what she does, if I tell her now.
O zaman ben sana söyleyeyim.
Then I'll tell you.
O halde kiminle konuştuğunu ben sana söyleyeyim.
And I'll tell you who you're talking to.
Ben sana söyleyeyim.
I tell you.
Ben sana söyleyeyim.
I'll tell you why.
Tamam ben sana söyleyeyim.
All right, I'll tell you.
Ne yapacağını ben sana söyleyeyim, ne yapabileceğini :
I'll tell you what you're going to do, what you can do :
Ben sana bir şey söyleyeyim.
Let me tell you something.
Ben sana nedenini söyleyeyim, Scarlett.
I'll tell you why, Scarlett.
Sen oyuncu rehberinde onun adına bak ben de sana polise ne anlattığımı söyleyeyim.
Look her up in the casting directory I'll tell you what I told the police.
- Ne demek istediğini ben söyleyeyim sana.
I'll tell you what he means by that.
Öyleyse ben sana söyleyeyim :
Then I'm going to tell you.
O halde bana öyküyü anlat ki, ben de sana ücretimi söyleyeyim.
So tell me the story and I'll quote you my fee.
Sana bir şey söyleyeyim, ucunda ölüm olsa bile ben bir şey olacağım.
Well, let me tell you something. I'm gonna be something if it kills me.
Şimdi, ben de sana saatte 57 mil yaptığınızı söyleyeyim. bu hızı gerideki şu yolda bizi geçerken yapıyordunuız.
Now, you let me tell you that you was doing 57 miles an hour when you passed us on that road back there.
Ben sana bir şey söyleyeyim.
I'll tell you one thing.
Sana söyleyeyim ; ben "Çalışan Sınıfım."
Let me tell you, I am working class.
Ben de sana bir şey söyleyeyim.
Well, I'll tell you something, too.
Ben sana söyleyeyim, hayatını ziyan ediyorsun!
You're throwing your life away!
Sana ben göz kulak olacağım Perico. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim.
I'll take care of you Perico, I thought I'd tell you this now that I have the chance.
Ben sana bir gerçek söyleyeyim.
Now, let me give you a fact.
Sana ben ne unuttuğumu söyleyeyim.
Tell you what I've forgotten.
" Ben sana ne yapacağını söyleyeyim.
" Now, I tell you what you do...
Seni orospu çocuğu, elinde fazladan kaç orospu var söyle... ben de sana kaç tane istediğimi söyleyeyim aşağılık herif!
You son of a bitch, tell me how many spare chippies you got you butternut muff-diver, I'll tell you how many I need!
- Ve ben gerçek bir mucize olduğunu sana söyleyeyim.
- And I tell you it was a true miracle.
Sana söyleyeyim, önce birisi olmalısın, ve sonra sen ve ben onları kandırabiliriz.
Tell you what, first you get to be somebody, then you and me'll surround them.
Sana söyleyeyim, ben hiçbir zaman papaza gitmem.
I'm gonna tell ya one thing : I ain't never goin'on no retreat.
Sana doğruyu söyleyeyim Anne, ben de öyle düşünüyorum.
Tell you the truth, Mama, I don't take a shine to it myself.
Espriyi sana ben söyleyeyim bari.
Let me just tell you the punch line.
Ben sana başka bir şey söyleyeyim.
And I'll tell you something else.
Sana söyleyeyim ben niçin,
I'll tell you why I,
Sana şunu söyleyeyim ben kolaylıkla bu kızların nehirden geçtiklerini söyleyebilirim.
I've just told you, I simply noticed three young ladies crossing the creek.
Nerede olduğunu mektupta yazmadıysa ben sana neden söyleyeyim ki?
Why should I tell you where she is if she doesn't tell you in the letter?
- Ben sana ne olacağını söyleyeyim :
- I'll tell you how it is :
Ben sana ne olduğunu söyleyeyim.
What do I tell him?
Ben sana derdini söyleyeyim.
I'll tell you what's wrong with you.
Ben sana telafisini söyleyeyim : para!
I'll tell you what's real satisfying. Cash!
Sana söyleyeyim, ben de Almanya'ya dönmeyeceğim.
I'll tell you now, I'm not going back to Germany, either.
- Ben söyleyeyim sana ne olduğunu.
- I'll tell you.
Özür dilerim. Öyleyse Daphne, ben de sana neyi komik bulmadığımı... söyleyeyim.
Oh, I stand corrected, Daph.
Koğuşumun ya. Sana bir şey söyleyeyim mi? Ben ne koğuşumu seviyorum, ne de hafiyelerimi.
I don't like neither the dorm, nor the detectives.
Ben sana cevabı söyleyeyim bunun suç olduğunu düşünüyorum, üç defa suçluysa, 5 gün hapis cezası verilmeli.
So I've told you the response that I think a repeater, three-time repeater, should get would be five days in jail.
Ben sana gerçeği söyleyeyim.
- Let me tell you the truth!
ben sana aşığım 17
ben sana 39
ben sana yardım ederim 22
ben sana ne yaptım 18
ben sana bakarım 23
ben sana inanıyorum 22
ben sana ne dedim 23
sana söyleyeyim 133
söyleyeyim 186
söyleyeyim mi 49
ben sana 39
ben sana yardım ederim 22
ben sana ne yaptım 18
ben sana bakarım 23
ben sana inanıyorum 22
ben sana ne dedim 23
sana söyleyeyim 133
söyleyeyim 186
söyleyeyim mi 49
ben seni seviyorum 69
ben seni istiyorum 18
ben senin 31
ben seninim 27
ben seni 31
ben seviyorum 38
ben seni düşünüyorum 16
ben severim 28
ben senim 29
ben seninleyim 22
ben seni istiyorum 18
ben senin 31
ben seninim 27
ben seni 31
ben seviyorum 38
ben seni düşünüyorum 16
ben severim 28
ben senim 29
ben seninleyim 22