Bende перевод на английский
52,352 параллельный перевод
Bende de bir şey yok.
You? No.
Bende bir değişiklik fark ettiniz mi?
Notice anything different about me?
- Hastane çantası bende.
I'll get the hospital bag.
Bende Odadaki en akıllı kişiyim.
I'm also I'm the cleverest person in the room.
Tamam, sıra bende.
Okay, I got one.
- Hayır, bende.
I do! I have that.
Bende iki tane var.
I got two.
simdi sira bende.
Now it's my turn.
Klasik müzikten en son çıkan k-pop hitlerine kadar her şey var bende.
I have everything from classical music to the latest k-pop hits.
Kim söylüyormuş bende iki tane olduğunu?
Who says I have two missing ones?
Ben sana nice versem, onca kalıyor bende, çünkü sonsuz ikisi de. "
The more I give to thee, the more I have, for both are infinite. "
Hazırlanmaya vaktin olmayacak bende olduğu gibi rakibinin zayıflıklarını bulmaya vaktin olmayacak.
You won't have time to prepare, to study your opponent for weaknesses as you did me.
Yedide bende ol. Geçmesin. Sağ ol Jim.
Just come by my house at seven, no sooner.
- Hayır, sıra bende.
- No, it's my turn.
Şimdi sır verme sırası bende.
Now, it's my turn to let you in on a secret.
- Artık sıra bende.
- Now, it's my turn.
- Bende de ilk yardım seti, kibrit...
- I've got a first-aid kit, matches...
Bende başrol olacak malzeme yok.
I'm not... leading man material.
Taş bende!
I've got the stone!
Bu, bende kalıyor.
I'm keeping this.
Ben ilk günden beri Jim'in yanındayım, bende ne var?
I've been by Jim's side since day one and what do I get?
Ve adres de bende.
Check. And I have the address.
Bu artık bende duracak.
I'm holding onto this from now on.
Bende nane şekeri var.
I have a breath mint.
Ve sen havalı, akıllı, her şeyde iyi olan ve gerçekten güzel bir kızsın. Şimdi de harika bir Gölge Asa'n var, peki bende ne var?
And you're this cool, smart girl, who's great at everything and is really pretty, and now you have this super rad shadow staff, and what do I have?
Sorunumuzun çözümü bende!
I already have the solution to our problem!
Bende değil. Yanımda değil.
I don't have it... with me.
Şimdi sıra bende.
Now it's my turn.
- Bende var.
- I have news.
Bende.
- I got it! Come on!
Sende bende olmayan bir şey gördüm.
And when I saw you had something I did not.
- Para neden bende olsun ki?
- Why would I have the money?
- Bende değil!
- I don't have it!
Hâlâ o maçın kaseti var bende.
Still have that game on tape.
Eğer bende çocuğumu alabileceğini düşünüyorsa...
If he thinks that he's gonna take my son away from me just because...
Hediyen bende.
Ohh, I have your present.
Bende gece Rob ile işi pişireceksin sanıyordum.
I thought you were supposed to get it on with rob tonight.
- Baba, biliyorsun bende...
- Dad, you know I got...
Yemek pişirme sırası bende bu akşam.
It was my turn to cook tonight.
Aptallık bende.
Foolish me.
- Şoför bende.
I got the driver.
Anlat yoksa bu bende kalacak.
Say it out loud, or I'm gonna keep this.
32 nolu dolapta ama anahtar bende değil
Locker 32, but I don't have the key.
Mal bende.
I have the product.
- Bak, şehir rekoru bende.
You know, I've got the country mile record.
Sıra bende. Beni çağırıyorlar.
I gotta go, I gotta go!
Bende bir sürü var, bir tanesini alıver.
Take one of mine.
Bu iş bende.
What else?
Bu iş bende.
I've got it wired.
- Bende de taco var!
- And I got tacos!
Kostüm bende kalabilir mi?
I can keep the suit?
bender 52
bende seni seviyorum 38
benden 238
benden bu kadar 130
bende de var 25
benden uzak dur 398
bende seni 17
bende yok 35
bende var 92
benden ne istiyorsun 357
bende seni seviyorum 38
benden 238
benden bu kadar 130
bende de var 25
benden uzak dur 398
bende seni 17
bende yok 35
bende var 92
benden ne istiyorsun 357