Bilmen gerekir перевод на английский
695 параллельный перевод
- Sevgili Durand, bilmen gerekir.
- My dear Durand, you ought to know.
Seninle de riske girmeyeceğini bilmen gerekir.
You ought to know he's not going to take any chances on you.
Arkadaşı sensin, bilmen gerekir
You're his pal, you ought to know.
Hayır, ve bunu bilmen gerekir.
No, and you ought to know it.
Kittredge, ilişki dediğin şeyin iki öpücük ve yüzmeden ibaret olduğunu bilmen gerekir.
Kittredge it may interest you that this so-called affair consisted of two kisses and a swim.
Horace, bunu bilmen gerekir.
Well, Horace, I should think you'd know.
Şehir halkının bunu konuştuğunu bilmen gerekir- -
You must know that everybody in town...
Bunu bilmen gerekir.
Ah. You ought to know that.
Eğer sana geldiği yer orasıysa, bunu bilmen gerekir!
If that's where it hits you, you ought to know!
Bilmen gerekir ki...
You must know...
Eğer sahiden bana sövmek istiyorsan... mesela George'un hakkımda bildiklerini bilmen gerekir.
You should know what George knows about me for instance, if you really want to call me names.
Bunu bilmen gerekir.
You must know that.
Bilmen gerekir, Şerif.
You oughta know, sheriff.
- Senin benden daha iyi bilmen gerekir.
- You ought to know better than that.
Bunu bilmen gerekir Myrtle Mae.
You ought to know that, Myrtle Mae.
Mitch'i nasıl yalanlar ile uyuttuğunu bilmen gerekir!
You should know the line that she's been feeding to Mitch.
Adresini bilmen gerekir.
Well, you must know his address.
- Bilmen gerekir, önce sen başlattın.
- Well, you should know, you started the first one.
Ama daha çok şey bilmen gerekir.
But you must know more about it.
Bilmiyordum ve bunun benim için bir önemi olmadığını bilmen gerekir.
I didn't know and it doesn't mean anything to me, you ought to know that.
Görevini yerine getirmek için bunu bilmen gerekir.
How do you expect to carry out your duties without knowing that?
Bilmen gerekir, geldiğim yerde, bir erkeğin ancak bir karısı olur.
You see, where I come from, a man's only allowed one wife.
O zaman bilmen gerekir, sana bunu yapmak istemedim!
Then you must know how I have wanted not to do this to you!
Ve senin de bilmen gerekir bir erkeğin böyle bir şey yapacağını.
And you must know how you are well rid of a man who would do such a thing.
Ama bilmen gerekir, çünkü sen kralsın.
But you must know, because you are king.
Bilmen gerekir, hemşiresin.
You should know, you were a nurse.
Çünkü eğer sevgimeyse onu sana verdiğimi bilmen gerekir.
Because if it's my love, you must knowthat you have that.
Lütfen, Ben, artık yalan söylediğinde her zaman anlayabileceğimi bilmen gerekir.
Please, Ben, you should know by now I can always tell when you're lying.
Peki, bilmen gerekir, ben hala aynıyım.
Well, you must know that I'm still the same.
Şaka yaptığımı bilmen gerekir.
I was just kidding. I thought you knew that.
Benimle ilgili her şeyi bilmen gerekir.
You must know everything about me.
Pek şoförlük dersi almadın biliyorum ama yine de kapımı açman gerektiğini bilmen gerekir.
I know that you don't have much class, but you could still get out and open the door for me.
Jenks! İçki kasasının bu satırla açılmayacağını bilmen gerekir.
You ought to know you can't open them cases with a thing like that.
Bilmen gerekir.
Yeah, you ought to.
- Onların yok edildiğini bilmen gerekir.
- You know they destroyed it?
Bilmen gerekir.
You must.
Umutsuzluğa kapılmamalısın eski dostum bunu iyi bilmen gerekir.
You don't want to be despondent, old man, you know?
Böyle giyinerek dolaşmaman gerektiğini bilmen gerekir.
You ought to know better than to go around dressed like that.
Bir adama arkadan yaklaşmamak gerektiğini bilmen gerekir.
You ought to have better sense than that, coming up behind a man.
Bilmen gerekir diye düşündüm, burada yemek için özel giyinmeyiz.
I just thought you should know we don't dress for dinner here.
Dostlarım da buradayken artık bilmen gerekir ki, ben acı çektirmekten keyif alırım.
You know by now, along with my friends here, that I enjoy inflicting pain.
Bilmen gerekir diye düşündüm.
I thought you should know.
Fakat iki muhafızımın yerini bilmen gerekir!
But I do expect you to be able to locate my own two guards!
Bunu bilmen gerekir.
You're supposed to know.
- Bunu bilmen gerekir.
- You gotta know this.
Sen oradaydın, bilmen gerekir.
You must know it since you've been there.
Böyle bir soru soracağına senin daha iyi bilmen gerekir, Dick.
Now, you know better than to ask a question like that.
Ne arayacağını bilmen gerekir.
You've gotta know what to look for.
Herkesten iyi bilmen gerekir.
You ought to know better than anyone.
Hangi dertten acı çektiğini senin bilmen gerekir.
You should know what disease he's suffering from.
Catherine'ın bundan çok daha yaratıcı olduğunu bilmen gerekir!
You should know our Catherine better than that!
gerekirse 81
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmelisin 32
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmelisin 32
bilmeni istiyorum 26
bilmezsin 18
bilmek ister misin 36
bilmek mi istiyorsun 18
bilmek istiyor musun 23
bilmek isterdim 26
bilmenizi isterim ki 40
bilmeni isterim 16
bilmek istemezsin 61
bilmek de istemiyorum 35
bilmezsin 18
bilmek ister misin 36
bilmek mi istiyorsun 18
bilmek istiyor musun 23
bilmek isterdim 26
bilmenizi isterim ki 40
bilmeni isterim 16
bilmek istemezsin 61
bilmek de istemiyorum 35