Bu işe yaramalı перевод на английский
127 параллельный перевод
Bu işe yaramalı.
That should do it.
Bu işe yaramalı.
This should help.
Tamam, bu işe yaramalı.
OK, this should do the trick here.
Bu işe yaramalı.
This ought to do it.
İşte, bu işe yaramalı.
There, that should do it.
Bu işe yaramalı, Kaptan.
That should do it, Captain.
Bu işe yaramalı.
That oughtta do it. Gabr...
Bu işe yaramalı!
That should do it!
Bu işe yaramalı.
This should work.
İşte. Bu işe yaramalı.
There, that oughtta do it.
Bu işe yaramalı.
That oughtta do it.
Yani bu işe yaramalı.
So this should do it.
Bu işe yaramalı.
Okay. That should do it.
Bu işe yaramalı.
That should take care of it.
Evet, .. bu işe yaramalı.
Yeah, that ought to do it.
Bu işe yaramalı değil mi?
THAT OUGHT TO WORK, HUH?
Bu işe yaramalı.
Is that it? This has gotta work. Ahh.
- Tamam, Moe, bu işe yaramalı.
- Okay, that should do it, Moe.
Bu benim büyüyen göğüslerimi düzelten büyü. Pekâlâ, bu işe yaramalı.
Okay, this one's gotta work.
Bu işe yaramalı!
This should do it!
- Bu işe yaramalı.
- This should do it.
Nefes darlığı varsa, bu işe yaramalı.
If she has shortness of breath, this should work.
Bu işe yaramalı.
This one should be good.
Bu işe yaramalıydı!
This should have worked!
- Tamam, bu işe yaramalı. - Bir tane kaldı...
OK, that should do it.
Bu işe yaramalı.
This must work.
Pekala, bu işe yaramalı.
Okay, I think that should do it.
Hafif bir acı ve bağırsaklarınızda biraz yanma hissedebilirsiniz ama bu işe yaramalı.
You'll feel a pinch and possibly lower intestinal discomfort but this should do the trick.
2 adam buradan girecek. Bu işe yaramalı.
To pass them this way, that will work.
Bu işe yaramalı.
This should do it.
şimdi, bu işe yaramalı.
Now, this should work.
Bu numara işe yaramalı. Bunu Church planlamıştı.
You know, this trick should work, Church planned it.
Bu işe yaramalı.
Captain...
İşe yaramalı, bu Führer'in şahsen verdiği bir emirdir.
It will. It is a direct order from the Führer himself.
Bu denenmiş bir yöntem. İşe yaramalı.
It's a tried-out method. lt must work.
Bu şimdilik işe yaramalı.
That should hold them for a while.
O zaman, bu, işe yaramalı.
Well, then, that ought to do it.
Bu şekilde işe yaramalı.
That's how it's meant to work.
Bu işe yaramalı.
This is going to work.
Tamam, bu sefer mandal işe yaramalı.
Ok, this time the clip should work.
Bu iyileşme büyüsü. İşe yaramalı.
It's a healing incantation, it has to work.
Bu tılsım işe yaramalıydı.
That spell should have worked.
Biliyor musun, bu lanet olası işe yaramalı.
You know, this might just fucking work.
Eğer halkım özgür olacaksa bu şey işe yaramalı.
This must work if my people are to be free.
- Bu anahtarlardan bazıları işe yaramalı.
- One of those keys ought to work, Jack.
Bu bir işe yaramalı.
It has to count for something.
Demek istediğim, bu haç işe yaramalı, öyle değil mi?
I mean, that cross has gotta work, right?
Şimdi bu pislik işe yaramalı.
Now this shit's gotta work.
- Bu, işe yaramalı.
- That should do it.
Bu işe yaramalı.
That should do the trick.
Bu plan işe yaramalıydı.
This plan had to work.
bu ise 19
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramıyor 29
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
bu iş bitti 57
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramıyor 29
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
bu iş bitti 57