Bu çok garip перевод на английский
2,432 параллельный перевод
Bu çok garip değil.
It's not weird.
Bu çok garip.
That's strange.
Bu çok garip. Çünkü ben de bu sabah kalkınca aynı şeyi düşünmüştüm. Asıl mevzuyu gözardı edip oyunun içinde sıkışıp kaldığımızı falan...
That's so funny, because I was thinking the same thing when I woke up this morning, that maybe we got so caught up in the game that we stopped looking at what really mattered.
Bu çok garip.
That's weird.
- Bu çok garip.
It doesn't make any sense.
Bu çok garip.
Well, that's odd.
Bu çok garip.
Oh, that's interesting.
Bu çok garip bir site.
It's a very strange site.
- Bu çok garip.
- That's odd.
Evet, ona tam oturmuş ki bu çok garip, çünkü Nate Ford'la tanıştım ve sizden 10 santim kadar uzun.
Yeah, and it fits him really nicely, Which is odd, because I've met Nate Ford, And he's a good four inches taller than you.
- Bu çok garip.
- Uh, that's weird.
Telefon bozuk. Bu çok garip.
The phone's completely dead.
Bu çok garip.
This is so peculiar.
Bu çok garip çünkü son yemeğinde Belon istiridyesi yediğini tespit edebildim.
It's odd because I was able to determine that he had belon oysters at his last meal.
Bu çok garip, belli ki hipnotik bir etki altındayım bir çeşit...
Oh, oh boy. That's strange. I'm obviously under the hypnotic influence of some sort of...
Bu çok garip.
Okay, that's weird.
Bu çok garip.
This is weird.
Bilmiyorum Henry, bu çok garip.
I don't know Henry, that's weird.
Bacaklarından birinde garip birşey vardı. Bazı meslekdaşlarımız bunların o ortamda oluşan su damlacıkları olduğunu söylediler ki bu çok garipti çünkü ortam çok soğuktu.
Some colleagues think that those are water droplets forming in that environment, which is a little curious because it's very cold.
Bu çok garip ne oldu ki?
That is so strange. What just happened?
Bu çok garip.
That was insane.
Bu çok garip.
It's so odd.
Tanrım, bu çok garip.
God, that's so weird.
Bu aralar garip olan okadar çok şey var ki.
There's a lot of things that are weird recently.
Bu biraz garip ama küçük düşmek için çok heyecanlıyım
That's kinda weird, but I'm too psyched to be humiliated,
Pek çok uzaylı tasvirinin etkileyici olarak insana benzemesi garip, ve bu tür şeylerde böyle bir ihtimali arttırıyor.
It is odd that many of the descriptions of aliens are effectively humanoid, and this raises an interesting possibility.
Bu çok garip.
Due to a thunderous blow to the head yesterday,
Bu hayali imgelemelerin gerçekle uyuşmaması çok garip.
It's funny how we have these mental images that don't always match reality.
Tamam, bu gerçekten çok garip.
Okay, this is really awkward.
- Bu çok mu garip?
Is that weird? No.
Bu çok garip.
This is weird. Why?
Bu balıkların meşhur bir cerrah olan John Hunter tarafından incelenmesi sonucu bazı çok garip organlar ortaya çıkmıştır.
They were dissected by the renowned surgeon John Hunter to reveal some very peculiar organs.
Bu garip şekiller, bu kavisler esasen çok uzak galaksiler, ve bu galaksilerden gelen ışık bu sarı damlaların yakınından geçmek zorunda, bunlar ön plandaki galaksiler.
These strange shapes, these arcs, are actually very distant galaxies, and the light from those distant galaxies has to pass nearer the yellow blobs, which are foreground galaxies.
Daha çok mum. Bu, siz moronların o garip bayraklarınızı dalgalandırdığınız zaman.
It's the time all you geeks fly your freak flags every year.
Josh, bu çok garip.
Josh, this is so weird.
Her şey bu durumdayken kendi başıma burada kalmam çok garip geliyor.
It's so weird being here by myself, with everything that's going on.
Şirketi çok gelişmiş bir teknolojiyle çalışıyor, bu yüzden bu olay çok garip.
Which is strange because his company deals with such high tech.
Bu çok garip.
Υοu can't call him yοur friend, Wοοdy.
İnsanın, aşırı garip bir olaya bu kadar çabuk alışabilmesi çok tuhaf değil mi?
It's crazy, isn't it, how... quickly you can get used to the supremely weird?
Bu... biraz garip bir durum, umarım çok takılmazsın. Yani şimdiye kadar söylemedim, Sadece...
It's... it's kind of weird, and I hope you don't mind that I haven't told you yet, it's just...
Evet, evet ve bu... ilk kez tanıştığın birine bunu söylemek biraz garip kaçtı biliyorum, ve erkekler bu duruma çok garip tepkiler verebiliyorlar.
Yeah, yeah, and it's just... It's weird, I know, to tell someone that when you first meet them, and guys can get really weird about it sometimes.
Bu oldukça garip, çünkü Lazaro çok iyi bir evsahibiydi.
Oddly enough, because Lazaro was the best of hosts.
Çok garip bu durum ama hamileyim. Selam, benim.
Hey, it's me.
Çok garip bu durum ama hamileyim. "
This is awkward, but I'm pregnant. "
Çok garip bu durum ama hamileyim.
This is awkward, but... I'm pregnant.
Bu aramızdaki dostluğu çok garip bir hâle getirecek.
This is going to make things so weird between us.
Bu durumda çok garip bir şeyler var.
There's something fucked up about this whole situation.
İşte bu çok garip.
Ok. That's just strange.
Bu durum çok mu garip acaba?
Wait. Does that sound lame?
Tüm bu olanlar çok garip.
This is all very strange.
Çok garip şeyler gördüm bu akşam baba.
I saw very strange things tonight, Dad.
bu çok güzel 567
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok heyecan verici 50
bu çok hoş 216
bu çok korkunç 105
bu çok iyi 411
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok heyecan verici 50
bu çok hoş 216
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok doğal 48
bu çok doğru 46
bu çok para 46
bu çok kötü oldu 29
bu çok ilginç 132
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok güzeldi 52
bu çok saçma 642
bu çok doğal 48
bu çok doğru 46
bu çok para 46
bu çok kötü oldu 29
bu çok ilginç 132
bu çok eğlenceli 50
bu çok komik 209
bu çok güzeldi 52
bu çok saçma 642
bu çok kötü 494
bu çok kolay 78
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok basit 58
bu çok gülünç 58
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16
bu çok kolay 78
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok basit 58
bu çok gülünç 58
bu çok aptalca 126
bu çok komikti 16