Burayı seviyorum перевод на английский
700 параллельный перевод
Burayı seviyorum.
How I like it here
- Burayı seviyorum.
- Glad to be here.
- Ama burayı seviyorum.
But I love it here.
Ben burayı seviyorum dostum.
Man, I like it here.
Burayı seviyorum, böyle iyi.
I like it here just fline.
Burayı seviyorum.
I like it here.
Evet Glyn, burayı seviyorum.
- No, Glyn, I like it here.
- Burayı seviyorum.
- I like it here.
Hayır teşekkürler. Burayı seviyorum.
No, thanks. I like it here.
O yüzden burayı seviyorum.
That's why I love this place.
Burayı seviyorum, ama bazen kurtulabilmeyi çok istiyorum.
I love this place, but sometimes I wish I could get rid of it.
Alan, burayı seviyorum.
Oh, Alan, I love this place.
Burayı seviyorum.
I like this place.
Hayır. Burayı seviyorum.
No. I like it here.
Yapmak istediğiniz herşeyi yapabilirsin, ben burayı seviyorum.
Do whatever you want to do, I just hope you like it here.
Burayı seviyorum, bu şehri seviyorum.
I love this place, I love this city.
Burayı seviyorum.
I like it there.
Burayı seviyorum!
I like it here!
Ben burayı seviyorum.
I like it here.
Burayı seviyorum ben.
I love this place.
Burayı seviyorum çünkü çalışabiliyorum.
I like it here because I can work here.
Burada güzel arkadaşlıklar edindim ve burayı seviyorum.
I made good friends here, and I love the city.
Burayı seviyorum, sen sevmiyor musun?
I love it here, don't you?
Burayı seviyorum.
I like this place
Burayı seviyorum çünkü istediğimi söyleyebiliyor, istediğimi yapabiliyorum.
I dig it here because I can say anything I want! I can do anything.
Ben burayı seviyorum.
I rather like it.
Burayı seviyorum.
I like it here
Burayı seviyorum.
I like it up here.
Şikayet edemem, burayı seviyorum.
I like it here, and enjoy the work.
Burayı seviyorum Cal.
I like this place, Cal.
Burayı seviyorum.
I like it.
Ben burayı seviyorum.
I like it down here.
Evet. Burayı seviyorum...
Oh, yes, I am...
Gitmek istemiyorum, burayı seviyorum.
I don't want to leave, I like it here.
Burayı seviyorum!
I love this place!
Burayı seviyorum.
I like this place of mine.
- Evet, ben burayı seviyorum.
- Well, I like it here.
Burası benim bir parçam ve ben burayı seviyorum.
It's part of me... and I love it.
Burayı çok seviyorum.
I love it.
İşte bu yüzden burayı çok seviyorum.
That's why I like it here so much.
Burayı daha çok seviyorum.
I like it here better.
Burayı gelip, tüm ağaçları görmeyi seviyorum
I love coming here to see all these trees together.
Yani burayı çok seviyorum ve herkesi çok seviyorum.
I mean, I like it here very much, and I like everybody a lot.
Doktor Warfield, çok üzgünüm ve burayı yani üniversiteyi çok seviyorum.
Dr Warfield, I'm very sorry and... I like it here at the university very much.
Burayı çok seviyorum, Georg.
Oh, I do like it here, Georg.
Oh, burayı çok seviyorum.
Oh, I love this place.
- Evet, burayı çok seviyorum.
- Yes, I like it a lot.
Burayı yalnızken seviyorum.
I like it here alone.
İşte burayı bu yüzden seviyorum.
That's what I love about this place.
Ben burayı çok seviyorum.
I really like it here.
Burayı olduğu gibi seviyorum.
I like this place just the way it is.
seviyorum 294
seviyorum seni 25
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
seviyorum seni 25
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya gelin 820
buraya getir 71
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16
buraya gelin 820
buraya getir 71
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16