De olduğu gibi перевод на английский
1,489 параллельный перевод
Ya da sen de olduğu gibi, bir kadını rahatsız edersin.
Or apparently, please a woman.
Ve bu yüzden yüksekdoz eğilimleri vardır, aynı Maggie Schilling'de olduğu gibi.
This is why they have a tendency to overdose, like Maggie Schilling.
- Muhtemelen hayır,... fakat gerekirse de son seferinde olduğu gibi hakkından geleceğine eminim.
Probably not, but if necessary I'm sure you could carry it off as well as last time.
Ne Başkan Yardımcısı'nın, ne de Genelkurmay Başkanı'nın buraya girme izni var. - Diğer projelerde olduğu gibi,..
Even the Vice President and Joint Chiefs don't have access here.
Aynı bir müzik eserinde olduğu gibi, parfüm de 4 farklı koku ya da nota içerir... Birbirleriyle olan uyum ve benzerliklerine bakılarak dikkatle seçilirler.
Just like a musical chord, a perfume chord contains four essences or notes, carefully selected for their harmonic affinity.
Benim de olduğu gibi.
Just like there's some I don't.
Sorun hakkında düşündüm ve beni, aynen diğerlerinde de olduğu gibi, bir kaç gece uykusuz bıraktı.
I thought about your question and it kept me up several nights as it did others.
84'de olduğu gibi?
Just like in'84?
Bunlar Flynn'de olduğu gibi hepsini oltaya getirecektir.
These... are gonna bring'em in like Flynn.
Göklerdeki babamız, adın yüceltilsin, hükümdarlığın gelsin, göklerde olduğu gibi yeryüzünde de senin isteğin olsun.
Our Father in Heaven, hallowed be Thy name. Thy kingdom come, Thy will be done, on Earth, as it is in Heaven.
Bugün, tıpkı Karl Amca ve Titi Yenge'ye de olduğu gibi eğlencenin bittiği gün.
It's the day for aunt Titi and unkle Karl as it will come to us once this party is over..
American 11'de olduğu gibi.
Sounds like the American 11.
İşler ve işleyişler, her zamanki sebepler yüzünden şu an size de olduğu gibi, el ayak birbirine dolaşınca uygulanmak içinler. Kişisel hüzünleriniz hariç.
- Business and tasks is what we'll have, just as you are tardy and ginger on your bum for the usual fucking reasons, despite your deep personal grief.
Ama hizmetin Bay Harpel'de olduğu gibi başarılı değilse eminim seninle buluşmak için gelirdi benim yaptığım gibi jetle alsaydın işte o zaman rekabete maruz kalırdın.
But when your service is less than exemplary, like with Mr. Harpel there, who I'm sure would have met you at the appointed time... had you only picked him up yourself in a jet, as I did, then you become vulnerable to competition.
Bettie'nin, beyinlerimizin biraz kültüre ihtiyacı olduğu gibi garip bir fikri vardı, Ve Carmen de, resim sınıfında bunu bize sağlardı.
You see, Bettie had this wacky idea that we needed some culture for our brains, and that Carmen would be the one supplying it vis-a-vis art class.
Antik Roma'da olduğu gibi, ehrama ihtiyacı var. Tabii ki bir de kılıca.
It's very ancient Rome, you'll need a toga, of course, a sword.
Botulizmin olduğu kadar gastroenterit, kalp belirtileri, zihinsel rahatsızlıklar gibi şeylere sebep olan pek çok toksinin de kaynağı.
Source of botulism, as well as a million other toxins... that cause gastroenteritis, cardiac symptoms and mental confusion.
Bu kasırgada olduğu gibi, yani sen ne kadar korkunç olduğunu biliyorsun ama TV'de bir hikâye gibi.
Like with this hurricane, I mean, you know, it's terrible, but on the news it'll just be a story.
Ve bizim misafirimiz olduğu için, işin içinde, biz de varmışız gibi görünebilir.
And since he's our guest, it could look like we're involved.
Sadece yaşayan bir çok şeyden olduğu gibi köpeklerden de hoşlandığını bilmiyordum.
I - I just didn't know you liked dogs, along with most other living things.
Dinle, biliyorum, US Weekly dergisi senin için kutsal kitap gibi ve inan bana, iyi bir skandalı herkes kadar ben de severim ama dekan ve Taylor Townsend arasında bir şeyler olduğu yok.
Look, I know Us Weekly is your bible and believe me, I love a good scandal as much as the next guy but nothing is going on between the dean and Taylor Townsend.
Ama öyle olsa da savaş alanında yenilmez olduğu gibi zaferde de bilge ve merhametli olduğunu gösterdi.
However that may be, he has shown himself to be as wise and merciful in victory as he was invincible in battle.
- Belle Reve'de tüm o zaman boyunca oralarda bir yerde benim gibi biri, farklı olmanın anlamını bilen biri olduğu düşüncesi, başlı başına bana umut verdi.
Alicia... the whole time I was in Belle Reve, just the thought that there was someone out there like me, who knew what it was like to be different, gave me hope.
Özellikle de senin var olduğunu bile bilmeyen, onu asla senin gibi sevemeyecek yabancı ve aptal kadınlarla düşüp kalkmakta ısrar eden, aklı başına gelir de gerçek mutluluğun başkasında değil sende olduğunu anlar diyerek geçirdiğin geceler boyu seni dışarıda tek başına bekleten, ama bir yandan da o, bencil, olgunlaşmamış kalpsiz bir serseri olduğu için...
Especially when you've given your heart to someone who barely knows you exist. Who insists on plowing through strange, stupid women who could never love him the way you do leaving you to stand outside alone in the night wishing with all your heart that he would come to his senses and realize that his true happiness lies with you and no one else but knowing all the while that it will never happen because he's a selfish, immature, heartless jerk.
Ama zenginlerin olduğu gibi fakirlerin de doktora ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
But the poor need doctors just as the rich do, I believe.
Bunu tamamen olduğu gibi gördük, şu an ayakta kalan tek kule İkinci Kule, daha biraz önce bir numaralı Kule'de, bir tür patlama olduğunu gördük, Kule'nin üstünden çok fazla duman çıktı ve sonra Kule, aşağıdaki caddelerin üzerine doğru çöktü.
"We just saw that as well, the second Tower" "the only one that was standing, Tower number one just ah we saw some kind of explosion a lot of smoke come out of the top" "of the Tower, and then it collapsed down onto the streets below."
Ama 1943'te, Himmler daha önce kendisinin de şahit olduğu gibi Yahudilerin imhasının SS'lerde yarattığı yozlaşmanın önüne geçebilmek için daha çok çaba sarf etmesi gerektiğinin farkına vardı.
But during 1943, HimmIer realized that he must try harder to prevent the SS from being - as he saw it corrupted by the extermination of the Jews.
Örneğin : az pişmiş domuz eti yeme sonucu insana bulaşan domuz tenyasının * beyin de dahil olmak üzere çeşitli vücut bölgelerine yerleşerek insanda ; uyuşukluk, baş dönmesi, görüş kaybı gibi davranışsal değişikliklere neden olduğu bilinen bir parazit çeşididir.
For example, the pig tapeworm that human beings get from eating uncooked pork, those worms form cysts in various parts of the body, including the brain, and as a result we have all kinds of behavioural changes, dizziness, lethargy, sometimes a loss of vision, so this is another case in which our behaviour is altered by a parasite.
Gökte olduğu gibi yeryüzünde de senin istediğin olsun.
On earth as it is in heaven.
Senin gibi vampirlerin sahip olduğu her özelliğe ben de sahibim.
I have all the abilities you vampires have.
ve her zaman olduğu gibi, şimdi de izleniyor.
And as always, she is being watched.
Genelde işe saat 4.00'te başlıyor ve 12 : 00'de bırakıyorum otobüs beni 12.15'te alıyor bugün olduğu gibi, otobüsü bazen kaçırıyorum.
I usually start work at 4 : 00 and finish at 12 : 00, then take bus at 12 : 15, but sometimes you miss the bus like I miss it today.
Bu konuda benim de üzgün olabileceğim,... ama senin kederin dipsiz bir kuyu gibi olduğu için bunu göstermekten kaçınmış olabileceğim hiç aklına gelmiş miydi?
Did it ever even occur to you that maybe I was sad, too, but I had to refrain from showing it because your despair was just a bottomless pit?
Ve her zaman olduğu gibi babalar evde yumurtaları sıcak tutarken anneler de balık avlanma sezonu için evden ayrıldılar.
And in the usual way the moms left for the fishing season while the dads stayed home to do egg time.
Bay Forrester'dan bir şey öğrendim. Eğer herhangi bir şey saçma gibi görünse de... Bu onun yanlış olduğu anlamına gelmez...
One thing I learned from Mr. Forrester is thatjust because something seems ridiculous doesn't mean that it's wrong.
Mao'nun dediği gibi : "Dünya, bize ait olduğu kadar, size de aittir, ama son tahlilde size aittir."
As Mao says, "The world is yours, as it is ours, but ultimately, it is yours."
Birinin de daha önceden dediği gibi, belki de o öfkenin nedeni yas tutanların öfkelerini birilerine yöneltme ihtiyacıydı. Kraliyet protokolü de tesadüfen buna hedef olmuş olabilir. Ama kraliyet protokolü bugün olduğu gibi bir kenara atılıyor.
'... and the anger, as somebody said earlier,'perhaps was that people grieving need to target their anger at somebody,'and royal protocol might have got in the way,'but royal protocol is being swept aside en masse today.'
Onların bize destek olduğu gibi biz de onlara destek olmalıyız.
We have to support them like they supported us.
Bekar bir bayan olarak, genç adamlar tarafından gelebilecek cinsel istismarın farkındayım. Yine de, Tanrı eskiden olduğu gibi daha fazla sigorta sağlamaz.
As a single woman, I'm acutely aware of the dangers of sexual assault by younger men, though, sadly, God is no longer the insurance policy he once was.
Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun.
Thy kingdom come, thy will be done, on earth as it is in heaven.
Bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrimiz yok ; ama şunu söylemek gerekir ki buradaki sahneden de anlaşılacağı gibi çok ciddi bir kaosun içindeyiz.
We have no idea what the motive behind such an horrific act might be, but needless to say, we are in serious chaos here at the scene.
Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun.
Thy kingdom come, Thy will be done On Earth as it is in heaven.
Yine de acele etsem iyi olacak. Aynı eskiden olduğu gibi.
I better hurry it along, though, just all the same.
Komedyen Tom Dobbs Virginia'da olduğu gibi New Jersey'de kazandı. Böylece Cumhuriyetçilerin ve Demokratların birer kalesini ele geçirmiş oldu. Bu da mesajının politik farklılık tanımadan insanlara ulaştığını gösteriyor.
Comedian Tom Dobbs has won New Jersey as well as Virginia, a blue and a red state, which indicates that his message cuts across political lines.
Tanrı'nın sizin için olduğu gibi onlar için de hayalleri vardır.
God is a sleepy for them as it has it for you.
Herkesin olduğu gibi benim de hayallerim var ve belki onları gerçekleştirebilirim.
I have dreams like everybody else and perhaps now I can fulfil them
"Bugün olduğu gibi dün de arasında tüm şüphe ve gelgitlerin elimin tersiyle itiverdiğim o bedenlerin."
"'All that I push away with doubt and travel, today's and yesterday's alike, like bodies. "'
Matem tutanlar kutsansın ve yüreği saf olanlar kutsansın çünkü onlar Tanrı'nın oğullarıdır. Tıpkı Nis'in de Tanrı'nın oğlu olduğu gibi.
For blessed are those who mourn, and blessed are the pure in heart for they will be the sons of God, just like Nis is a son of God.
Sizin de görebileceğiniz gibi Profesör, 1960'ların ortasında, bize bu çizimi gösterdiğinde artmakta olduğu zaten belliydi.
And you can see that by the middle'60s, when he showed my class this image, it was already clear that it was going up.
Bu örnekte olduğu gibi, dünya yüzeyini etkileme yeteneğimiz de tamamen biçim değiştirmiş durumda.
So our ability to have an effect, in this case on the surface of the Earth, is utterly transformed.
Hiç de, o oğlanın gey olduğu gün gibi açıktı.
Not to shitfaced to know that that boy was gay as the day as long.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
de öldü 40
de oldu 19
de olacak 17
de olacağım 50
de olacağız 24
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
de öldü 40
de oldu 19
de olacak 17
de olacağım 50
de olacağız 24