Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ F ] / Farkında değil misin

Farkında değil misin перевод на английский

564 параллельный перевод
Ne ile uğraştığının farkında değil misin?
Unh! Don't you realize what you're dealing with?
Neyle suçlandığımın farkında değil misin?
Don't you realize what I'm being accused of?
Farkında değil misin?
Don't you realize?
Tüm paranın gittiğinin farkında değil misin?
Do you realise that your money's all gone?
Bir ay içinde evleneceksin ama çeyizinde... tek bir eşya bile yok, farkında değil misin?
Do you realize you're being married in a month... and you haven't got a stitch of trousseau?
Tanrı'ya karşı günah işlediğinin farkında değil misin?
Don't you realize you're sinning against God?
Başına iş açabileceğinin farkında değil misin?
Don't you realize what you may have let yourself in for?
Salak, yanlış tarafa gittiğinin farkında değil misin?
You idiot, don't you understand you're heading the wrong way?
Şehrin yarısının seni aradığının farkında değil misin?
Don't you realize half the countryside is looking for you?
Ama farkında değil misin...
But don't you realize that...?
Bu sabah bu eve hayat geldiğinin farkında değil misin?
Dear girl, do you realize that life walked into this house this morning?
Babamın sana teklif ettiği şeyin farkında değil misin?
You don't realize what Father is offering you.
Bu ne anlama geliyor farkında değil misin?
Don't you realize what this means?
Sapık herifin buraya doğru geldiğinin farkında değil misin?
Don't you realize that maniac could've walked right in here?
Bunun şu an önemi yok, ama doğruca Gestapo'nun ellerine gittiğinin farkında değil misin?
That's unimportant now, don't you realize... you're going into the hands of the Gestapo?
Gus'ı acilen hastaneye götürmemiz gerektiğinin farkında değil misin?
Don't you realize that it's imperative we get Gus to a hospital as soon as possible? Sure, I do.
Hayatını kurtardığının farkında değil misin?
Don't you realize he saved your life?
Asla! Yaptığın şeyin farkında değil misin?
- Don't you realise what you've done?
Garance, seni sevdiğim gibi senin de beni sevmeni istediğimin farkında değil misin?
Garance, you don't realize I want you to love me the way I love you.
Bir melek olduğum için... bir şimşek çakmasıyla seni yok edebileceğimin farkında değil misin?
Don't you realize that as an angel... I could destroy you with a bolt of lightning?
Rahibe, ne yaptığının farkında değil misin? Neden kendini mahvetme riskine giriyorsun?
Sister, don't you realize what you're doing, what you're running the risk of losing in yourself?
Çok çekici bir kadınsın yoksa bunun farkında değil misin?
You're a confoundedly attractive woman, or hadn't you noticed?
Sıraya dizilmiş binlerce çocuğun seni görmek için... beklediklerinin farkında değil misin?
Don't you realize thousands of children are lining the streets waiting to see you?
Neler olacağının farkında değil misin?
Don't you know what's going to happen?
Bu ne büyük bir felaket, farkında değil misin?
Can't you see what a disaster it is?
Düklüğün muhtemel varislerinden biri olduğunun farkında değil misin?
Do you not realise that you are heir presumptive to the dukedom?
Farkında değil misin?
Don't you realize that?
Çevrende neler oluyor farkında değil misin?
Don't you know anything that's going on around you?
Seni kurtardıklarının farkında değil misin?
Don't you know when you're getting a break?
Çekimin ortasında filmi durdurmak zorundayım... farkında değil misin?
Don't you realize I have a production shut down right in the middle of shooting?
Beth, farkında değil misin?
Beth, don't you realise?
Ehemmiyetinin farkında değil misin?
Don't you realise the significance?
Çocukların çoğu kez aç kaldıklarının farkında değil misin?
Don't you realize that the children often go hungry?
Aşkımın farkında değil misin?
Don't I love you?
Neden hiç dostum olmayan yabancı bir şehirde maça çıkayım? Orada kazanmamı istemiyorlar, farkında değil misin?
They don't want me to win there I gotta tell you that?
Farkında değil misin Paul?
Don't you see, Paul?
- Ama birileri buraya dalacak olursa ne bulacaklarının farkında değil misin?
Yeah, but if somebody busts in, you know what they're going to find?
Polis karakolunda eskilerin maskarası olduğunun farkında değil misin?
Don't you know when you're the patsy for the oldest gag in the police station?
Baba, hastane senin iyiliğin için engel oluyor, farkında değil misin?
Father, can't you realize the hospital stopped you for your own good?
Düşüncesizce davrandığının farkında değil misin?
Don't you think you're being imprudent?
Hatalı olduğunun farkında değil misin?
Don't you think you're making a mistake?
Filip'in tek bir düşüncesi var. Bunun farkında değil misin? Amacı, senin düşmanlarını cübbesinin altına gizlemek.
Do you not see that Philip has only one idea, to conceal your enemies under his own skirts?
Farkında değil misin?
Don't you know that?
Burada özel bir meselemizin olduğunun farkında değil misin?
Can't you see we got private business here?
Ne yaptığının farkında değil misin? Burada kendine bir mezar kazıyorsun!
DON'T YOU U N DERSTAND WHAT YOU'RE DOING?
Barbara'yı düşündüğümün farkında değil misin?
Don ´ t you realize that I think of Barbara?
Sana ne çok ihtiyacım olduğunun farkında değil misin?
Don't you realise how much I need you?
Öyle değil mi, Deanie? Sen bunun farkında değil misin?
You been finding that out, haven't you?
Ne yaptığının farkında değil misin?
Can't you realize what you've done?
Johnny, burada tehlikede olduğunun farkında, değil misin?
Johnny, don't you realise you're in danger here?
İnsanların neler diyeceğinin farkında değil misin?
Don't you realize what people are gonna say?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]