Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ G ] / Generation

Generation перевод на английский

4,045 параллельный перевод
Siz kesinlikle iyimser bir nesilsiniz.
You're a very optimistic generation, I'll say that.
Bizim neslimizin dediği gibi hadi biraz "rahatlayalım" ve bu problemleri de yaşamın akışına bırakalım.
Now, as our generation might say, let's quit this here chillaxing and get all up in this dope problem set, yo.
Yeni nesil ağır silahların ithal edilmesi önemli bir olay.
It's the government project selecting next-generation fighter jet
Ulusal Savunma araştırmaları Doktor Hong Seong Hun liderliğinde yapılacak. 21. yy. Güney Kore Cumhuriyeti Milli Savunma kuvvetleri Wyvern Şirketi'nin yeni nesil ithal silahlarıyla donatılıyor.
Dr. SH Hong to lead the project... selecting the next-generation fighter jet... worth 9 billion dollars
Anne, kendilerinin tamamı Facebook durumu güncellemelerinden ve cinsel içerikli mesajlardan ibaret olan senin neslinin aksine, ben birkaç şeyi kişisel olarak saklıyorum.
You know, Anne, unlike your generation, who's all about your Facebook updates and your sexting, I choose to keep a few things private.
Benim neslim birden fazla işi aynı anda yürütür hocam.
My generation's all about multitasking, sir.
Kapsül birinci nesil nanotek.
The capsule is first-generation nanotech.
Bu bağlantı nesilden nesile geçti.
This relationship was passed down from generation to generation.
Çapraz tür yaratıkların yeni neslini meydana getirmeye çalışıyorlar.
They're trying to make a new generation of crosspecies creature.
Seni daha önce de uyardığım gibi, Gabe farklı bir nesil.
And like I warned you, Gabe's a different generation.
Genetiği değiştirilmiş doğru nesil için, Muirfield bu hapı, tüm hayvan DNA'larını durdurmak için yaratmış.
For the right generation of the genetically altered, Muirfield created that pill as a one-stop block of all animal DNA.
Eski Bedevi birikimi diğer kuşağa geçmiş oldu.
The ancient Bedouin knowledge has been passed on to another generation.
Ceza nesilden nesile bildirilecek.
The sentence has been handed down from generation to generation.
Yeni nesilin sorunu bu ; "yumurta g.tünün ağzına gelmeden çalışmazlar."
Your generation generally doesn't perform until their balls are squeezed hard.
Yeni nesil işte ; başını kıçını açar ama telefonunu kilitlerler.
The younger generation these days, they'll leave their clothes open, but, their phone's are locked.
Yeni nesilin sorunu bu.
That's the problem with this generation.
Bu aynı zamanda onun neslinin sorunu.
It's not just his but the problem of his generation.
Neslime ait değilim.
I don't belong to my generation.
Vaughn alyansı bir üniversite laboratuvarıyla birleşti tüm o nörotoksinler için kullanılacak geleceğin panzehirini üretmek için.
The Vaughn alliance partnered with a university lab to develop a next-generation antidote to that entire class of neurotoxins.
Ama senden büyük nesillere saygı duymalısın, değil mi?
But you've got to have respect for the older generation, haven't you?
- Yaşlılarımız için alkış alalım.
Let's have a cheer for the older generation.
Bu korku, kuşaktan kuşağa geçiyor... Tıpkı bir küresel virüs gibi.
This fear is passed on from generation to generation... like a global virus.
Çünkü insansız hava araçlarının gelecek neslinin pilotu olmayacak.
Because the next generation of drones won't have pilots.
Bu Bellefleur ailesinin cenazesi, Arlene. Bellefleur erkekleri böyle gömüldü. La Chante Sur Loire'den geldiğimizden beri ülkemize kuşaklar boyu asaletle hizmet ettikleri için.
This is a Bellefleur family funeral, Arlene, and this is how Bellefleur men are buried, as they have served this country with dignity in each generation since we arrived from La Chante Sur Loire.
İkinci nesil zengin işletme sahipleri asla yapmaz ama üçüncü nesil her zaman içki içerek başını belaya sokar.
The second generation of rich family business owners never does But the third generation is always getting in trouble, drinking alcohol
Yine de, bir yıl sonra yine buradayız aile şirketinin C.E.O.'susun nişanlınla yeniden bir araya geldiniz ve Vanity Fair size bu neslin John-John ve Carolyn'i diyecek kadar ileri bile gitti.
And yet, here we are a year later, you're C.E.O. of the family business, you're reunited with your fiancee, and Vanity Fair went so far as to call you "this generation's John-John and Carolyn."
Genç bilim adamlarından oluşan bir nesil sizin omuzlarınızda yükseliyor.
A generation of young scientists are standing on your shoulders.
- Ama kuşak farkı var işte.
- But it's a different generation.
Kuşak farkı var.
- It is a different generation.
- İkinci jenerasyon Amerikalı Fars.
It's second generation American Persian.
Evet. Zaten sizin neslin hiçbir hayali gerçekleşmeyecek.
Yeah, your generation won't have any dreams come true.
Evet, sadece söylüyorum ben. Yeni nesilin bunlara nasıl taktığını biliyorum. Ama merak etme kendine ait bir bölmen var.
Yeah, I'm just saying, I know how the younger generation gets hung up on that stuff, but you don't have to worry because you have your own self-contained unit.
Bizim zamanımızda eziyet çekenler karşılığında diğerlerine eziyet çektiriyordu.
Hey, it's what we do, right? Get tortured and then torture others in turn. So it goes, from one generation to the next.
Andy, herkesin ünlü olmaları gerektiğini düşündüğü bir jenerasyondan.
Mmm! Andy's from the generation that thinks they should all be famous.
Çeneni kapayıp, işini yapıp, sessizce kalp krizinden ölmeyi bilen jenerasyona noldu?
What happened to the generation that knew you shut up, did your work, and died quietly from a heart attack?
Benim ailemde, hiçbir nesil araba yıkamadı
In my family, no generation has even washed a car
Dr. Toll da tam bize kendisinin 4. nesil doktor olduğunu söylüyordu.
Dr. Toll was just telling us he's a fourth-generation physician.
¡ Sulaleni sikeyim senin!
I shit on your whole generation!
Ama bu yeni nesil, eskisinden çok daha acımasız davranıyor. Bizim davrandığımızdan yani.
It's just... this new generation, they're just so much crueler than they were-
Bugünün jenerasyonu politikayla ilgilenmiyor.
Today's generation doesn't give a damn about politics.
İletişim ağı jenerasyonu yaşamak istiyor.
The Network Generation wants to live.
Hızı inanılmaz! Jo Won Il'in "nefessiz" i parmak ısırtıyor!
A new generation has been born.
Sen en iyi nesilsin, saygımıza layıksın.
You're the greatest generation, worthy of our veneration.
Senin zamanlarında olan bir şey mi?
Is that one of those expressions from your generation?
Benim de umudum bu yeni girişimimin yeni nesil üstün ajanları yetiştirmesi. Sen de dahilsin tabii.
My hope is, my new endeavor can spawn the next generation of superior spies, yourself included.
Baskın genin ortaya çıkması için, soy ki biz buna F1 nesli diyoruz yalnızca alel alması gereken...
For a dominant gene to be expressed, the progeny, which we call the F1 generation, need only inherit the allele from...
Gelecek nesil DBS'miz Alzheimer'i, obeziteyi ve daha birçok hastalığı tedavi edebilecek.
Our next-generation DBS will treat Alzheimer's, obesity, and more.
Yeni nesil antipsikotikler var, onları da kullanmıyorsun.
There are new-generation anti-psychotics, and you won't use those, either.
Her jenerasyonda, bir koruyucu seçilir Deponun hayati kısımlarını öğrenir ve kendi hafızasında saklar.
The one person in each generation who learns vital parts of Warehouse history and maintains them in a living memory.
En azından yeni neslin bazısı onun olacak.
At least some of the next generation will be his.
Yeni bir neslin doğuşu.
The birth of a new generation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]