Hani şu перевод на английский
3,390 параллельный перевод
Hani şu arkası geniş olanlardan.
You know, the ones with large boots.
Hani şu kızının doğumda karıştığını öğrenip hayatı alt üst olan annenin.
She's that mom who found out her daughter got switched at birth and and her life was like shattered.
Dinle, hani şu Angelo'nun bulduğu hemşire vardı ya...
Look, that nurse... the one Angelo found...
- Ah, hani şu Hubbellş kasa öldşdü duyurusunu mu diyorsun?
- Oh, you mean the one that went "blarsh ment hucckles flaus ushconment"?
Hani şu Vegas'ta evlenen kız.
I'm that girl, you know, the one that married the guy in Vegas.
Biliyorsundur, hani şu Ohio'dan nakil gelen.
You know, the one who transferred from Ohio?
Hani şu her hafta kel noktalarını kapattırmak için gelen emlakçı aynı fikirde değil.
The real estate broker whose bald spot I slave to hide on a weekly basis would beg to differ.
Hani şu grup var ya, Kedi Kaçıranlar?
Uh, this band, Catnapped?
Hani şu restoranın sahibi.
He had the restaurant for a while.
İki tane şambriyel lâzım, büyük olanlardan. Hani şu balık tutarken kullanılanlardan.
It's two inner tubes - the big ones - the ones for fishing, you know'?
Hani şu benim...
You know, the one about how...
Hani şu gördüğün adam, adama kötü şeyler yapmışlar.
This guy that you've been seeing, they did bad things to him.
Şu gemi, Gantelope ; hani şu ilgine mazhar olan...
That ship, the Gantelope, in which you're always so interested.
Hani şu sadece dört yılda bir olan günde. Sue, bunu yeterince vurgulayamadım sanırım.
A day that only comes once every four years.
Bilirsin, hani şu sabahları olan şey.
You know, in the morning.
Hani şu bizi hep korkutan kadın?
That one who we were scared of?
Hani şu çıkartamadığın adama.
You know, the guy who don't ring a bell?
- Hani şu kaybettiğin!
Which you lost!
Laboratuvar önlüklerimden birini çalmış ve resimler hani şu Christine ve benim olduğum senin favori resmin.
He stole one of my lab coats. And pictures - the one you like so much of Christine and me?
Hani şu etrafta kan lekeleri ve dağılmış kıyafetlerle dolu odan mı?
The room with the blood and the clothes torn up, thrown all over the place.
Biliyorsun diğer şey. Hani şu kızla olan.
Y'know, the other thing, with the girl.
Ancak Lester... hani şu insanın yüreğini burkan çocuklardan.
But Lester... well, he was just one of those boys who breaks your heart.
- Georgia hani şu gazeteci... - Kim olduğunu biliyorum.
I know who she is.
Hani şu ayakta dururken güzel gösteren ama oturunca pasaklı gösteren pantolonlardan.
Not just looking good when you're standing up, and then you sit down, and it looks like a sloppy skin party.
- Evet. Hani şu filmdeki gibi, Greta Garbo'lu ve...
Like the film with, um, Greta Garbo and, uh...
Ve bu durumu fark ettim çünkü en iyi arkadaşım ve ilişki danışmanım Ann Perkins ile konuştum hani şu sağlık departmanında çalışan.
I'm just going to say this. And I realize this after speaking with my best friend and relationship advisor Ann Perkins from the department of health.
Peki öyleyse, hani şu uyurken boğazını kestiğin adam olayına ne diyeceğiz?
Okay, then what should we call it when you slit that guy's throat while he was sleeping?
Teddy var ya hani şu zavallı, acılı, dul Teddy kızlar gecesi yapmak istiyor.
So, um, Teddy- - poor, sad, widowed Teddy- - wants to have a girls night.
Hani şu tasarlayacağım çeşme vardı ya.
Well, you know that fountain that I'm designing?
Hani şu kullandığın zaman polis tutuklar ya.
Of you take that the police arrests you.
Hani şu, kazaya sebep olduğunu hayal ettiğiniz- -
The man that you dreamed was responsible for...?
Hani şu titrek elleriyle bir cerrah.
I mean, come on, a surgeon with shaky hands.
Nasıl birisi, hani şu beni az daha takas edeceğin oğlun?
What is he like... the boy you nearly traded me for?
Şu ıslah edilmiş, hani tam bana söylemek üzere olduğun Roberto, nerede?
Where's the reformed Roberto that you were just telling me about?
Bu herif, Alex, "bardan hani" benim bir arkadaşımla çıkacak ve şu an onun gey olup olmadığını öğreniyoruz.
This guy, Alex, "from the bar", he's got a date with a friend of mine and we're finding out if he's gay.
Carrie'deki şu kristal tavşancık vardı ya hani?
You know that crystal bunny, the one Gran gave Carrie?
Şu telefon numaralarının olduğu liste sende dursun... ikram firması, dekoratörler, rahip v.s. Hani sen Pune'yi ararken "020" kodunu giriyorsun ya burada da "212" girmen gerekiyor
Keep this list of phone numbers with yöu... caterers, decorators, priest etc... and just like yöu dial the city code of'020'in Pune yöu will need to dial the code'212'here.
Şu an New York'ta olan hani.
W-who's in New York now.
Şu adam vardı ya, hani sana bazı şeyleri söyleyen adam seni kullandı, sonra da sanki bir çöpmüşsün gibi çürümeye terk etti.
That guy, the one who tells you things he used you and let you rot like a piece of garbage.
Şu kokan kırmızı şey, burnundaki kılları bile yakan hani.
- Tea? Yeah, the stinky red stuff, curls the nose hairs.
Şu ön tarafı kıvrımlı olan hani, hatırladın mı? Adam öncen bıçaklanmadı.
The front tip of it curves back, right?
Şu otel finansörü olan adam, hani evlendiğimiz zaman yattığın...
This guy, your, um, hotel financier, the one you slept with while we were married...
Şu büyük çelikbaş alabalığını yakaladığınız zaman hani?
The time that you boys caught that big ole rainbow trout?
Hani sana bağlanmadan, rahatlık veren, şu muhteşem seks olayından bahsetmiştim ya- - - Evet, hatırlıyorum.
Okay, so remember I was telling you about that sex I was having, that unattached, x-rated, filthy hot s- - s, I remember.
Şu firma... Enerji şirketi hani.
That company- - That energy company
"... düşünmüşümdür ama hani söylediği şu şarkıyı tam batırdı.
" but she absolutely nailed it when she sang that thing about, you know,
Senin şu adamla işlerin yolunda gidip gitmediğini kontrol etmek istedim, hani bana söylemiştin.
Just wanted to make sure things worked out with you and that guy you were telling me about.
Dinle, senin şu fotoğrafik hafızan var ya hani nasıl çalışıyor?
Um, listen, your whole, uh, photographic memory thing... mm-hmm. H-how does that work?
- Şu söz sanatı yok mu hani...
A figure of speech which...
Nick'i hatırladın mı, ağabeyinin en iyi arkadaşı hani senin şu desteğin? Sen inadını bir kenara bırakıp sana daha erken gelmediği gerçeğini unutamadığın için şu an hastaneden ayrılıp, olmak zorunda olduğu ameliyattan kaytarmaya çalışan hani? - Callie...
Remember Nick, your brother's best friend, your rock, who is right now packing up and bailing on a surgery that he needs to live because you can't get your stubborn head out of your ass and let go of the fact that he didn't come to you sooner?
Pekâlâ, Royal takımındayken, askerlere moral organizasyonuna katılıp amiralle tanıştığın zamanı hatırlıyor musun? Şu general olan... hani akşam yemeğine gelmişti
Okay, remember when you took that U.S.O. tour with the royals and you met admiral... that general guy... he came to dinner?