Hıç перевод на английский
6,870 параллельный перевод
Amaç, madenlerden olabildiğince hızla olabildiğince gümüş çıkarmaksa kotaya asla ulaşamazsınız.
And if the goal is to get as much silver out of the mines as quickly as possible, you'll never reach your quota.
Bu sırada gemi hava direncinin ön plana çıkacağı kadar hızlandığında neredeyse hiç havanın olmadığı bir yükseklikte olacak.
By the time the ship's going fast enough for air resistance to matter, it'll be high enough that there's practically no air.
İzafi sürat ne kadar hızlı olursa başa çıkabilirsin?
How fast a relative velocity can you handle?
Hırçın şey fena ısırdı beni, alt takımlarımın hâli hiç iç açıcı değil.
A vicious whole bit me, right smack in the middle of my nut sack.
Dolandırıcı ve hırsız ama katil değil o.
He's a fraudster and thief....... but he's no murderer.
Örneğin şu kıllı herif forvet oyuncusu. Şu iki iri kıyım defans oyuncusu. Şuradaki, saha boyunca hışırı çıkarılan ufak tefek adam da orta sahada.
Uh, for instance, that, um, that otter is the flanker, those two bears there are the props, and that little guy over there who you know gets fucked by the entire scrum is the hooker.
E-r-I-c-h...
E-R-I-C-H...
Yarım saat boyunca hıncını çıkarak sonra bilgisayar oyununa ve otuz bire geri dönecek.
Look, he'll vent for half an hour... and then he'll go LARPing and mogging and stroke his dick for a while.
"Mahkeme ve ortaya çıkan sonuç hızlı, adil ve nihai olacaktır."
This trial and its resulting sentence will be swift, just, and final.
Burası HSBC Binası.
This is the H.S.B.C. building.
Teknik olarak düşündüğünde ben de artık HSBC'nin bir müşterisiyim.
You know, technically it's okay, because I am now officially a customer of H.S.B.C.
Benim tahminim, kamyon şoförü hızlı sürdü, arabayı geçmek istedi, karşıdan gelen araçtan kaçmak isterken yoldan çıktı, ve sonra... Çatara patara çatara patara güm!
Way I see it, truck driver was driving too fast, tried to pass a car, swerved to avoid oncoming traffic, and then... biew-zu-zu-zu-zu-zu!
- Bir P-İ-S-L-i-K mi olacaksın?
- Are you gonna be a D-O-U-C-H-E?
Ortalıkta uçuşan boklarından ve kuru götünden ıkına ıkına çıkardığı hem minibüsün arkasından hem de geldikleri yerden müthiş bir hızla fırlatıp bahçeye kondurduğu tezeklerinden bahsetmiyorum bile.
Which is to say nothing of her flying faeces and her ability to extrude from her withered buttocks turds of such force that they land a yard from the back of the van and their presumed point of exit.
Kesinlikle ancak bu sefer, kişinin doğasındaki hırsı tetikleyerek onu bir çeşit adrenalin yüklü, yoluna çıkan her şeyi ve herkesi yok etmeye programlı bir psikopata çevirmişler.
Exactly, except in this guy's case, they've been able to somehow amplify his ambitious nature, and turn him into an adrenaline-charged psychopath, willing to destroy anyone or anything that gets in his way.
Bayıldım, ama Liam'ı tanıyorsam onu üzerimden hızla çıkaracaktır.
I love it, but knowing Liam, he'll have me out of it fairly sharpish.
Yine Eubank. Her zaman hızlı bir başlangıç.
Eubank again, always with a fast start.
... C-H-O, Zihin haritaları projesi için çalışıyor ve gelip 500 adet basıtırılan merkezi haritada yapılmış hataları söylüyor.
... C-H-O, working on the mental maps project, comes in and tells me errors were made in the neighborhood map, already duplicated in some 500 copies.
Çitanın hızı, atmacanın görüşü ve Bajirao'nun kıIıcı...
Never doubt the cheetah's speed, the hawk's vision and Bajirads sword...
Bajirao Ballad'ın onun Başbakanı olduğu bir döneme aittir... yıIdırım gibi hızlı bir kıIıç...
When King Shahu Maharaj held the reins of the Maratha empire. And his Prime Minister was Bajirao Ballad. A sword as swift as lightening...
Çitanın hızı, şahinin keskin görüşü ve Bajirao'nun kıIıcı.
As you already know...
Arabadan çıkıp yürüsem. Daha hızlı giderim.
If I should get out and walk, we could get there faster.
Yaşlanmıyorum, senden hızlı iyileşiyorum ama parmağımı yeniden çıkartamam.
I don't age, I heal faster than you, but I can't grow a finger. I'm not Wolverine.
Senin tarafını tutunca bir hışımla çıkıp gitti.
- Stormed away
Bu piç güvercin hızlı çıktı.
That's a fast fucking pigeon.
Bilinen tarihin en kötü savaşı olan II. Dünya Savaşı'ndan çıkmıştık.
Coming out of World War H, which is the worst recorded war in history.
Malcolm'un yapabileceğinden çok daha iyi bir iş çıkartıyor.
Elena. Shh-h-h... she'll do a much better job than Malcolm ever would.
Vicki Shell, hırslı bir bisikletçi, ve de Dallas Bisiklet'in CEO'su.
Vicki Shell - - avid cyclist and C.E.O. of a Dallas bicycle manufacturer.
Sör Malcolm bu muhitte hırsızlık olduğunu rapor etti. Gerçi kayıtlarımızda bu iddiayı destekleyecek bir şey çıkmasa da...
Sir Malcolm reports there's been thievery although our records don't support the claim.
Hızlıca bir kopyasını aldıktan sonra orijinalini geri koyacağız. Roger'a geri verip, çıkıp gideceksin.
I'll make a quick copy... then bring back the original... which you'll return to Roger... on your way out the door.
Tristan ben olsam hızlı olurdum tabi Niklaus'un zavallı kızın bağırsaklarını çıkarmasını istemiyorsan.
Oh. Tristan, I would make it snappy unless of course you want Niklaus to eviscerate that poor girl.
Bütün satıcılar E satmaya gelince kaçıyorlar. Ama bu çocuk tam bize göre.
All my dealers are too righteous to sell H, but this guy's perfect.
Eğer bebek senden değilse, seni daha hızlı çıkartabiliriz...
If it's not yours, maybe we can get you out of here a lot faster.
Gerçekten hışımla çıkıyor musun? Hayır, hayır.
Are you seriously storming out?
Dürüst olmak gerekirse, benim beklediğimden daha güçlü çıktın, Frieza, ve bu kesinlikle heyecandan kalp atışımı biraz daha hızlandırdı.
I noticed. To be honest, you're more powerful than I was expecting as well, Frieza, and it's definitely got my heart beating a few ticks faster.
Abed, "değişim" i sevmez.
Abed's not comfortable with C-H-A-N-G-E.
Braddock ile sen, onun hırslı çırağı, arka kısmı tutacaktınız ; savaşın ilk sesleriyle histeriye gark olan, karmakarışık bir yığın hastalıklı domuz çifçilerini.
Braddock and you, his ambitious errand boy, were to hold the rear guard... a chaotic mess of ill-trained pig farmers who dissolved into hysteria at the first sounds of battle.
Neden bu kadar S-Ü-R-T-Ü-K çe davranıyorsun?
Why are you being such a B-I-T-C-H?
Daha hızlı.
C'mon fast.
En hızlı giriş çıkışımız şuradaki kapıdan olur gibi.
Looks like that door is our fastest way in and out.
Ü.. Ülkeden nasıl çıktı bunlar?
H... how'd they get out of the country?
Gazı üç katına çıkardım ki işler biraz daha hızlı ilerlesin.
- I tripled the gas to make things go faster. - Wow.
H.C.C. - H.C.C.
F.E.A.
Llyod Bentsen'ın oğlu, John Connally'nin oğlu, Sid Adger'ın iki oğlu, H.L. Hunt'ın torunu, Sakowitz mirasının varisleri ve Dallas Cowboys'un başlangıç takımının yarısı.
Lloyd Bentsen's son... John Connally's son, both of Sid Adger's sons... H.L. Hunt's grandson, the heirs to the Sakowitz fortune... and half the starting line of the Dallas Cowboys.
- H.C.C.
- F.E.A.
H.C.C.
F.E.A.
Hıncını jimnastik tanrısından çıkar.
Take that up with the god of gymnastics.
Sheldon, 5 yıl sonra senden tek çıkarabildiğim kanepede dalgın bir yiyişmeyken süper hızlı bir adama olan düşkünlüğündeki ironiyi anlayabiliyor musun?
Sheldon, do you understand the irony of your fixation on a man with super speed, while after five years all I can get out of you is a distracted make-out session on a couch?
- Çok hızlıydım. - Tanrım, bunları çıkarmamız gerek.
Wee, I was running fast.
Ralph bununla hızla başa çıkmalısın.
Ralph, you have to get a handle on this. And quick!
... amacına ulaşmak için acı çekmek yerine tüm hıncını benden çıkardın...
To achieve your objective despite the suffering you inflicted on me...
hicks 64
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey hissetmiyorum 56