Ikimiz için de перевод на английский
2,545 параллельный перевод
Seni aramak istedim ama sonra her ikimiz için de işleri bozmak istemedim.
I thought of reaching out ; I didn't want to make things worse for either of us.
Ona bir şey olduğu takdirde telefonu federallere verecek dediğini yaparsa bu ikimiz için de iyi olmaz.
If anything happens to her, she'll turn it over to the Feds, and that would be bad for both of us.
Belki ikimiz için de.
Maybe for both of us.
Tehdit kullanmaktan hoşlanmam, ama bu durum ikimiz için de işe yaradı.
I don't like to use threats, but worked out for both of us.
Senin ikimiz için de paniğe kapıldığını biliyorum.
Because I think you're freaked out enough for the both of us.
Sanırım birlikte görünmemiz ikimiz için de iyi olmaz.
I guess this ain't good for either one of us to be seen together.
Ben buradayken senin hayatını ikimiz için de yaşaman lazım.
While I'm in here you have to live my life as well as your own.
Her ikimiz için de yeteri kadar hapın var mı?
You have- - you have enough for both of us?
Blutbad'ın yerine ikimiz için de dövüşeceğim.
I'll fight in the Blutbad's place, for both of us.
Inan bana, bu ikimiz için de büyük bir rahatlama.
Believe me, it's a huge relief for the both of us.
Bilirsin, senin aksine Eve Mulberry cezasız kalmayacak o yüzden ikimiz için de bir iyilik yap.
You know, unlike you, Eve Mulberry will not get away with murder, so do us both a favor. Don't mess with my case.
Çocuklar ikimiz için de para basıyolar.
Kidz is minting money for both of us.
Hayatı ikimiz için de kolaylaştıracağım.
Make life easier for both of us.
Bunun gibi bir cephaneyle, ikimiz için de uzun bir gece olacak.
With ammunition like this, we are in for quite a night, you and me.
Samuray bilgilerinin sizde olup olmadığını sormayacağım Patty,... çünkü sorarsam bu ikimiz için de tuhaf görünür.
I'm not gonna ask you if you have this Samurai information, Patty, because that would just be awkward for both of us.
Bu ikimiz için de çok tehlikeli.
It is too dangerous for the both of us.
- Senin için de önemli. Karşı tarafta bir Grimm olması ikimiz için de iyi olmaz.
A Grimm on the other side isn't good for either one of us.
Bunun ikimiz için de dogru bir yol oldugundan emin degilim.
I'm not sure that this is the right direction for either one of us.
- Hayır, ikimiz için de öyle.
No, for us.
Senden güzellikle ikimiz için de yararlı olacak olan bir şey yapmanı istiyorum.
I am simply asking you to do something that could be beneficial for both of us.
Evet, hatta ikimiz için de iyi olur.
Yeah, actually, it's good for both of us.
Fakat eğer elenirse, ikimiz için de gerçekten kötü olacağından endişeleniyorum.
But I'm afraid of liking him just because it would just really suck if one of us were to go home.
- Yok, ikimiz için de en iyisi buydu.
No, it was best for both of us.
Ama maalesef, ikimiz için de, bu medya onlardan biri değil.
Unfortunately for both of us, the media is not one of them.
Senin de duyup ikimiz kavga etmesini istediği için "Yul Perrkins" deyip duruyordu.
He was saying "Yul Perrkins" over and over again so that you would hear and then we would be in this fight.
Sadece Juliet'in işleri ikimiz için de mahvetmesini istemiyorum.
I just don't want Juliet messing things up for us.
İkimiz için de randevu aldım.
I made an appointment for both of us.
İkimiz için de o zaman kadar yediğimi en güzel yemekti.
It was the best food either of us had ever eaten.
İkimiz de evli olduğumuz için gizli tutmak zorundaydık.
We both had to keep it a secret because we're both married.
Yani, eve geldiğimiz için mutluyum. İkimiz de pişman olacak şeyler yapmadan önce.
So I'm glad that we came home before we both did something we'd regret.
Bunu yapmak için nedenin olduğunu inkar etmiyorum ama intikam almanın her zaman en doğrusu olmadığını ikimiz de biliyoruz.
I'm not saying what you did wasn't warranted, but we both know what's considered just isn't always right.
Bu senin için bile yeni bir boyut. Bak, ikimiz de biliyoruz.
This is a new low, even for you.
Bree, ikimiz de daha büyük bir iyilik için, suç işlemenin ne anlama geldiğini biliyoruz.
Bree, we both know what it means to commit a crime for the greater good.
İkimiz için de endişelenmek benim görevim.
Well, I still see it as my job to worry for both of us.
Sen ve ben ikimiz de bunu yapabilmesi için ona bu imkânı tanımalıyız.
And you and I both need to give her the space to do that.
- İkimiz için de.
Both.
İkimiz için de.
and I wouldn't want that to happen... for either of us.
Tamam, haklısın. İkimiz için de biraz garip bir durum.
All right, OK, it was a bit weird for both of us.
İkimiz de Emma için en iyisi neyse o olsun istiyoruz.
We both just want what's best for Emma.
Aramız daha iyi. İkimiz de sorunlarımızdan kaçmak için Wilfred'i kullanıyorduk ama sayende, yalnız kalıp sorunlarımızı çözebildik.
You know, I think we were both sort of using Wilfred as a way to avoid our issues, but thanks to you, we got some time alone to work things out.
İkimiz de aynı adam için çalışıyoruz.
We both work for the same guy.
Söylediğin için sağol, ikimiz de biliyoruz ki fedakarlığın, takdire şayandı.
While I appreciate the outcome, we both know your sacrifice was not without pleasure.
Bu şekilde veda ettiğim için üzgünüm ama eğer yüz yüze veda etseydim ikimiz de gitmeme izin vermeyeceğini biliyoruz.
"I'm sorry to say goodbye this way. " But if I told you in person, " we both know you'd never let me go.
Darcy, Buradan çıkmak için başka bir yol olduğunu söyle, yoksa ikimiz de öldük.
Darcy, tell me there's another way out or we're both dead.
İkimiz için de işler biraz karışıktı.
Things have been weird... for both of us.
Wilke için mi böyle giyinip kuşanıyorsun yoksa... İkimiz de uzun mesafeli bir ilişkinin yürümeyeceğine karar verdik.
So are we wrapping up the goods for Wilke or... well, we both decided not to do the long-distance thing.
İkimiz de ve bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyoruz ve biz sadece senin mutlu olmanı istiyoruz.
We both did, and we know how hard this it for you, and mostly, we just... we want you to be happy.
İkimiz de babalarımızın bizimle gurur duyması için çabalıyoruz.
We're both just trying to make our fathers proud.
Haklısın, Lemon zaman ikimiz içinde ilerliyor. Ancak eğer başarılı olursam bu senin için de iyi olacak.
You're right, Lemon, the clock is ticking for both of us, but if I pull this off, it's good for you too.
İkimiz için de küçük, seksi bir anı olacak.
It's just a sexy little keepsake for the two of us.
İkimiz için de.
You and me both.