Deme перевод на английский
13,502 параллельный перевод
Reggie'e serseri deme çok ayıp.
Don't call Reggie a jackass, that's rude.
Hayır, deme öyle.
No. Don't say that.
Öyle deme Bon-Bon.
Don't bite, Bon-Bon.
Hoşçakal deme zamanı?
Time to say goodbye?
Bana "hanımefendi" deme.
Stop calling me "lady".
Bana "inanmıyorum" deme.
Don't "oh, boy" me.
Gerçekten bitireyim deme sakın.
Don't really put a fork in me.
Sakın onu açayım deme, bana ait değil.
Hey, don't open that because that's not mine.
Canım sana kaç kez "falan" deme dedim.
Sweetheart, how many times have I told you? Don't say "and stuff."
Falan deme.
Don't say, "and stuff."
- Canım "falan" deme. Sadece...
Sweetheart, don't say, "and stuff." Just say- -
Jeff. Jeff! Yaklaşayım deme.
- Hey, don't come near me.
- Sakın yerimden ayrıldım deme!
- She's there! She's down there! - Don't tell me you abandoned your post!
Sakın adresini verdi deme.
Morgan gave him my address not.
Böyle deme, biz bir aileyiz, bunları haketmiyorsun.
Do not say that, we are family. And you've done nothing wrong.
Bana bekle deme.
Don't tell me to hold on.
Şimdi evet veya hayır deme.
You don't got to say yes or no now.
- Sus deme bana, ananı sikerim.
- Don't shush me, motherfucker!
Öyle deme Manny.
Manny, don't say that.
Öyle deme lan bazen yarıyor.
I think it does sometimes.
- Bebeğim deme.
- Don't call me babe.
Eğer kardeşim deme.
You don't call me brother.
- Onlarla konşayım deme Trygve.
- Don't talk to them, Trygve.
Nişanla ve ateş et ama sakın beni vurayım deme.
Just point and shoot. Do not shoot me.
Şimdiyse bir avukat var kendinde "Eleanor Guthrie'yi mahkum eden benim." deme hakkını buluyor.
Now, right now, there is a barrister who feels entitled to say, "I am the one who convicted Eleanor Guthrie."
Dışarıdaki kalabalık ise "O sallandırılırken alkışlayan bendim." deme peşinde.
A throng of people outside... "I was the one who cheered as she swung."
Lütfen, Paige deme.
Please tell me, not Paige.
Sakın bana dokunayım deme.
Don't you fucking touch me.
Öyle deme
- Don't say that.
Savunmada oynayayım deme.
Don't try to play defensive.
Gözünü dış kameralardan ayırayım deme.
Don't take your eyes off the exterior cameras.
Asla Cottonmouth deme.
Never Cottonmouth.
İzlemedim deme, üzülürsün.
You know you want to see it.
Annemin arabasında öleyim deme.
You're not dying in my mom's car.
Harlem'i galeyana getireyim deme.
Do not light up Harlem behind this.
Aptalca bir şey yapayım deme.
Don't go doing anything stupid.
Sakın öleyim deme Misty.
Don't go dying on me, Misty.
Tamam, gülmek yok, merhaba deme.
Okay, no smiling. No hello.
Bana sakın planım yok deme.
Don't tell me you don't have a plan!
# Sus küçük bebek, bir şey deme. #
♪ Hush little baby, don't say a word
# Sus küçük bebek, bir şey deme. #
♪ Hush little baby don't say a word
- Öyle deme.
Don't say that.
Sakın kimse teklif etmedi deme.
Don't tell me no one ever asked.
Bana Adelynn deme.
Don't call me Adelynn.
"Sir" deme!
Do not call me "sir"!
Öyle deme.
Don't say that.
- Öyle deme Todd.
Oh, don't be that way, Todd.
- Hayır, bana öyle deme.
- No, don't call me that.
Lütfen düşürdüm deme bana!
Oh, please don't say you dropped it.
Sakın işini bırakayım deme.
Don't quit your day job.
Acele edin. Hareket edeyim deme.
Don't fucking move.
demek 970
demek istediğim 2063
demektir 116
demetrius 36
demedim mi 43
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
demek istediğim 2063
demektir 116
demetrius 36
demedim mi 43
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52