Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ I ] / Isterseniz

Isterseniz перевод на английский

11,334 параллельный перевод
- Ne zaman isterseniz.
Whenever you're ready.
Uçmak isterseniz, aradığınız adam benim.
You want to go on a "trip," I'm the guy to call.
Evet Bayan Mooney, hayır Bayan Mooney, siz nasıl isterseniz Bayan Mooney.
"Yes, Ms. Mooney." "No, Ms. Mooney." "Whatever you say, Ms. Mooney."
- Tabii, eğer isterseniz.
Sure, if you like.
Ne isterseniz yaparım, yeter ki beni oraya götürmeyin.
I'll do all you say, just don't take me back.
Şehre inmek isterseniz... bunu ya sabah 6 : 30 ile 8 : 30 arasında ya da... akşam 7 : 00 ile 9 : 00 arasında yapmanız gerek.
You cannot go into town... unless ifs between 6 : 30 and 8 : 30 am. or 7 : 00 and 9 : 00 p.m.
Adım Samuel Frances ama isterseniz bana Siyah Sam diyebilirsiniz.
My name is Samuel Frances, but you can call me Black Sam.
Pekâlâ, isterseniz şimdi de "Rab Burada" yı söyleyelim, tamam mı?
Woman : All right, I think it's time for a little "Hashem is Here," okay?
Şey, isterseniz...
Um, would you like to, uh...
Nasıl isterseniz.
As you wish.
Nasıl isterseniz lordum.
As you wish, my lord.
Ama isterseniz benim eve geçebiliriz.
But we can always keep it going at my place...
Onlar olmadığı sürece ne zaman isterseniz görebilirsiniz.
With them gone, anytime you want.
İsterseniz Albay Almonte'yle gidip sorularını cevaplarsınız isterseniz de burada kalıp benim sorularımı cevaplarsınız.
You may go with Colonel Almonte to answer his questions, or you may remain here and answer mine.
Siz nasıl isterseniz.
Come usted dice.
Nasıl isterseniz.
Be my guest.
Destek olmamı isterseniz biliyorsunuz, ben buradayım.
Hey, if you want me to help you you know I'm here.
Hadi ama, biraz yaratıcı olun.. ne isterseniz diyorum?
Come on, be creative. Anything you want, all right?
Kahrolası Çin'e bile gidebilirsiniz, nereye isterseniz gidin.
You can go to goddamn China, wherever you want to.
Eğer bende bir daha yardım isterseniz ölmeyi tercih ederim.
If you ever ask me for help again, I will choose death.
Ne isterseniz dostlarım.
Anything for you, my friend.
- İtin isterseniz.
- Sure, go for it.
Kimseyi kırmak istemiyorum, zorlamayın isterseniz.
I don't think so. I can't browse here.
Aile koleksiyonundan istediğinizi alın ne isterseniz.
Take what you want from the family collection. Anything you need.
Ne isterseniz alın ama aileme dokunmayın.
Take anything, but you will not touch my family!
Eğer katılmak isterseniz, çok değişik kokularla karşılaşmayı bekliyorum.
I'm expecting a lot of interesting smells, in case you want to join me.
Nasıl isterseniz.
Have it your way.
Ama sizin için ne isterseniz yaparım.
But for you, name it.
- Ne isterseniz yapacağım, tamam mı?
I'll do whatever you want, ok?
Sizi gitmeye zorlayamam yani siz kalıp ormandaki kulübe maceranıza devam edebilirsiniz ya da isterseniz öldürülebilir ya da boğulabilirsiniz.
I can't force you to leave, so you can stay and do the whole cabin-in-the-woods thing and get killed or drowned, if you want.
Doğrusunu isterseniz, aramasını biraz tehditkâr bulmuştum.
I found the call a little bit threatening, to tell you the truth.
İbne isterseniz bir ibne var.
Have a fag if you want a fag.
- İsterseniz ekrana verebilirim.
I can put it on the monitor if you like.
İsterseniz sizin için okuyabilirim.
I can read it to you if you like.
- İsterseniz cehenneme beni tüm yol sürebilirsin, dinle. Ama ı kadar kızım güvende biliyorum.
- Listen, you can drive me all the way to hell if you want but not until I know my daughter's safe.
- İsterseniz burada kalabilir.
- He could stay here. - What?
İsterseniz burada kalabilirsiniz ya da kalacak başka bir yeri tercih ederseniz...
You two have the option of staying here, or if you have someplace else you'd rather stay the night...
İsterseniz beni suçlayın ancak hikâyenizin Londra siyahlarından etkilendiği iddiasının olmaması gerektiğini anlayın lütfen.
Blame me if you like, but please understand there can be no whiff of suggestion that your story has been influenced by the blacks of London.
İsterseniz yolculuk sırasında aldığım fişleri gösterebilirim.
I'll show you the travel receipts if you want.
İsterseniz bir yıllığına, bir...
If you like it for one year, one for...
İsterseniz durdurabilirsiniz.
You can stop in to inquire more.
İsterseniz yufka yürekli deyin ama bu mevzu beni fena duygulandırdı.
Call me a softie, but this whole thing is turning me into mush.
İsterseniz gelin alın, olmadı ararsanız ben bırakırım.
So just come pick him up or call, and I'll send him over.
Nasıl isterseniz.
On our last record.
İsterseniz... Bunu uzun süredir bekliyordu.
I know she was waiting for a long time.
İsterseniz geri dönebiliriz.
Unless you two want to go back.
İsterseniz siz Bay Misraki'yi karakola götürürken Watson ve ben iddia edilen haneye tecavüzü inceleyebiliriz.
If you like, Watson and I can look into the alleged break-in here while you take Mr. Misraki to the station.
İsterseniz araştırabilirsiniz.
You can look it up.
İsterseniz konuyla ilgili kısa bir ders verebilirim.
Uh... I... I could give you a tutorial, if you'd like.
İsterseniz patronuma söyleyebilirsiniz.
You can tell my boss if you want.
İsterseniz dostum sizi arabanıza götüreyim basıp gidebilirsiniz.
I'll take you back to your car and you can piss off and all.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]