Itiraf edeyim перевод на английский
562 параллельный перевод
Evet, biraz tuhaf olduğunu itiraf edeyim.
Yes, I admit the impulse is a little hard to explain.
Ninotchka, sana bir şey itiraf edeyim.
Ninotchka, let me confess something.
Size itiraf edeyim ki ;
I'll tell you one thing :
- Harry, itiraf edeyim Para kaybettim ve borçluyum sana
Harry, I admit it. I lost the money and I owe you.
Saliena'da papaz olarak 40. Yılım.. .. ve itiraf edeyim bu insanların yaşam şartları çok zor.
I have 40 years as pastor of Saliena, and I swear to confess these poor is hard.
Hazır konu açılmışken buraya gelmemin bir amacı olduğunu itiraf edeyim.
Well, now that you've brought it up, I must confess I have come for a purpose - an unhappy one, I'm afraid.
Neyi itiraf edeyim?
Confess what?
Bayan Barkley'le evlenmeyi bile düşündüm ama itiraf edeyim, bir kusuru var :
I have even thought of marrying Miss Barkley but I best confess, she has one drawback :
Şey, gerçeşi er geç açığa çıkaracaksın, o halde ben de itiraf edeyim bari.
Well, you're obviously going to find out the truth sooner or later, so I might as well admit it.
Ancak ben de itiraf edeyim kayıplarınıza bakılırsa... alayınızın çabaları mutlaka göz önüne alınmalı.
Though, I must admit that judging.... from the casualties, the efforts of your regiment must have been considerable.
Ama itiraf edeyim, sana göre, değilim.
But I must say, I am compared to you.
Tatlım itiraf edeyim, bütün hafta sonu planlarımı mahvettin.
Chérie I must tell you that you upset all my plans for the weekend.
Buraya ilk geldiğimde kızgın olduğumu itiraf edeyim.
But I must admit I was pretty teed off the first time I came here.
Ben, itiraf edeyim kadınlardan yana hiç şansım yoktur.
Well, I admit, I never had much luck when it comes to women.
- Hatta itiraf edeyim ki...
- Even I'll admit...
Sana birşey itiraf edeyim.
I have a confession to make.
Niye itiraf edeyim?
Why should I confess?
Neyi itiraf edeyim? Neyi itiraf edeyim? Kimsiniz?
Confess what?
İyi de neyi itiraf edeyim?
Confess everything!
- Neyi itiraf edeyim?
That I'm a spy?
Bay Cromwell, sizi çok yanlış değerlendirdiğimi itiraf edeyim. Hırslı biri olduğunuzu düşünüyordum.
Mr. Cromwell, I do confess that I did greatly misjudge you for I did mark you as an ambitious man.
Köpek eti iyidir, Itiraf edeyim, biraz yaglidir, ama ne kadar lezzetli olduguna inanamazsiniz, özellikle de açsaniz,
Dog ain't bad, neither. Greasy, I'll admit, but you'd be surprised how delicate the flavour is, especially when you're starving.
İtiraf edeyim ki istemem.
I should say not.
Çok tatlı bir parçası, itiraf edeyim.
It's a very sweet part, I admit.
İtiraf edeyim, Bn. Shelley, bu gördüğüm en büyük beceriksizlik.
I must confess, Miss Shelley, I've never seen such monumental inefficiency.
İtiraf edeyim ki, bu akşam dört gözle saatin 7 : 00 olasını bekledim.
I confess, this evening I was looking forward to 7 : 00.
İtiraf edeyim, şirin bir yeri varmış.
He's got it cosy here, I'll say that.
İtiraf mı edeyim?
Confess?
Soygunda olduğumu itiraf mı edeyim?
You want me to say I was in on the holdup?
İtiraf edeyim, inanılmaz!
By George, I must say!
İtiraf edeyim...
Well, I concede that- -
İtiraf edeyim, Waggoman ailesini anlayamıyorum.
I declare, I can't understand that Waggoman family.
İtiraf edeyim, daha iyi görünüyorsun.
I must say, you look better.
İtiraf edeyim,.. ... LeGrand gibi sefil biriyle gitmek için ayrılmana şaşırdım.
I admit, I Was put out When you quit to go With a crumb like LeGrand.
İtiraf edeyim, tek niyetim size karşı nazik davranmak değil. Sizinle muhabbet etmek de istiyorum.
I confess, I don't mean chivalry only, I also would like to speak to you.
- İtiraf edeyim, biraz gülmek iyi geldi.
- We're having a good laugh.
İtiraf edeyim ki iyi düşünülmüş bir şey.
I admit, it has the merit of being well thought out.
İtiraf edeyim, bunun parasını ödeyemem.
Brother, I confess I'm unable to pay for this one.
İtiraf edeyim, eti sattım, ama senin için sattım, yemin ederim.
Smile. A confession. I sold the rest of the meat.
İtiraf edeyim, oldukça yorucular.
They are tiring, I admit.
Ben... İtiraf edeyim ki sizin önerinizden iyisi yok.
I must confess, your offer is the best.
İtiraf edeyim, merak ettim.
I must admit, I was intensely curious.
İtiraf edeyim ki şakanız beni oldukça korkuttu, Komutan.
Well, I admit your joke had us a bit worried, Commandant.
İtiraf edeyim, bu objelerin bir çoğunun ne olduğunu bilmiyoruz.
Now, admittedly, many of these objects are unidentified.
İtiraf edeyim, Tennessee daha önce bana söylediğinde inanmamıştım, ama şimdi her türlü anlamlı görüyorum.
I admit, I didn't believe it when Tennessee told me before, but now I see it makes all kinds of sense.
İtiraf edeyim ki bazen senin biraz...
I must confess I've sometimes thought you a little...
İtiraf edeyim, bu kadarını yapmaktan büyük bir onur duyarım.
Well, I'd feel privileged to do just that.
İtiraf edeyim.
Let me confess.
İtiraf edeyim, korkarım ben bile gerçekten hiç bilmiyorum.
I have to tell you I'm afraid even I really just don't know.
İtiraf edeyim seni ciddiye almamışım, Trudy. Öyle mi?
I must confess I had underestimated you, Trudy.
İtiraf edeyim, çok güçlü kavislere sahip.
Very strong arches, I must admit.
itiraf 19
itiraz 23
itiraf et 188
itiraf edin 23
itiraf etti 36
itiraf ediyorum 130
itiraz yok 21
itiraz ediyorum 679
itirazı olan var mı 23
itiraf etmeliyim ki 124
itiraz 23
itiraf et 188
itiraf edin 23
itiraf etti 36
itiraf ediyorum 130
itiraz yok 21
itiraz ediyorum 679
itirazı olan var mı 23
itiraf etmeliyim ki 124