Itiraz etme перевод на английский
135 параллельный перевод
Her seferinde de bana itiraz etme.
Don't fuss all the time!
Bana itiraz etme.
Don't contradict me.
Mektup gönderip itiraz etme hakkım var.
I have the right to send her a registered letter.
Çabuk ol ve itiraz etme.
Hurry up and don't argue.
- Hayır, itiraz etme Jim.
- No, I've got a record, Jim.
Rocco'm benim itiraz etme kalın giyin olur mu? Tamam anne.
Rocco, cover up well.
Lütfen, itiraz etme.
Please, no initiative.
Lütfen, itiraz etme.
So, please, don't object.
Geçmişteki dostluğumuzun hatırı için bana itiraz etme.
For the sake of our former friendship do not protest against going..
Ne olur itiraz etme, rezalet çıkmasın!
Only, please, no objections, and don't make scenes!
Söyleneni yap, itiraz etme.
Do as you're told with no argument.
- Bana itiraz etme piç kurusu!
- Don't shrink on me, you bastard!
Lütfen itiraz etme, şafak söker sökmez ayrılacaksın.
Please, obey, you will leave at dawn.
- Ne dersem itiraz etme. - Tamam.
Whatever I say, just go along with it, okay?
- Brian itiraz etme, yatağa girme zamanın geldi.
brian, it's time to get ready for bed, okay?
Sakın itiraz etme, anladım ben.
Come on, don't protest, I've understood.
Suçu kabul ederek, bazı haklarınızdan feragat edip aleyhinizdeki şahitlere itiraz etme şansınızın kalmayacağının farkında mısınız?
You understand that by pleading guilty, you're waiving your right to confront and cross-examine any witnesses against you.
Belki itiraz etme şansınız olur!
Maybe we'll let you plea bargain!
Ve evlenmeye itiraz etme.
And raise no objection to the marriage.
Shelly, bana itiraz etme.
Shelly, listen, don't argue with me.
Sakın itiraz etme Bay Cobblepot, sen büyüleyicisin.
And don't deny it, Mr. Cobblepot, you've got the magic.
- Lütfen itiraz etme.
Please, don't argue.
Lütfen, Aleksander'a itiraz etme!
Please! Please don't contradict Alexandr!
Dansa itiraz etmekten o kadar uzağım ki gece boyunca bütün güzel kuzenlerimle dans etme şerefine erişeceğimi umuyorum.
And I am so far from objecting to dancing myself, that I shall hope to be honoured with the hands of all my fair cousins during the evening!
Buna itiraz etme.
You do not deny it.
- Hiç itiraz etme. - Hiç kaçışın yok dostum.
There's no getting away from it.
Bana itiraz etme.
Don't go off half-cocked on me.
Tamam, sakın itiraz etme, kafama koydum.
Don't you protest Selim. I've made up my mind.
Hiç itiraz etme. Bu şekilde daha iyi olacaktır.
Don't argue. lt'll be better that way.
Sadece... itiraz etme.
Just... don't argue.
Hayır itiraz etme, sıkıntıdan patlayacağız, inkâr edemeyiz bunu.
No, don't protest, we are bored to death, there's no denying it.
Sakın... itiraz etme!
Do not... argue!
Bu sana son emrim, itiraz etme.
That's my last order to you, Do not fuck about.
İtiraz etme! Gel, Kitty!
Don't contradict!
- Siz de kimsiniz? - İtiraz etme.
You're a prisoner.
İtiraz etme.
Don't argue.
İtiraz etme!
Don't make a fuss.
- İtiraz etme, Weasel'la kapış.
- Don't argue. Sock the Weasel.
- İtiraz etme, öyle olduğunu kendisi söyledi.
Don't argue, he said for himself that he is one!
- İtiraz etme, Norm.
- Don't argue, Norm.
Baban geliyor, boşuna itiraz etme ;
Here comes your father. Never make denial.
İtiraz etme, haydi!
Don't argue!
İtiraz etme.
None of your lip.
İtiraz etme.
You don't mind.
İtiraz etme.
Tsk, tsk. Don't say no.
- İtiraz etme, lütfen.
- Do not argue, please.
İtiraz etme, alkışla dedim!
Don't fuckin'push it, ducky, clap!
- İtiraz etme, dediğimi yap.
- No questions. Just do.
İtiraz etme.
What did I say?
İtiraz etme.
No contest.
İtiraz etme.6 gün uzaklıkta.
Call the priest and finalize the date. - Lord be praised!
etme 17
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23
itiraf 19
itiraz 23
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23
itiraf 19
itiraz 23