Küçük kız перевод на английский
13,529 параллельный перевод
Üniversite için bir gün önceden hazırlanan itinalı küçük kızıma da bakın.
Look at my conscientious little girl getting ready to leave for college a whole day early.
Her zaman benim küçük kızım olacağını unutma.
I want you to know that you'll always be my little girl.
Özür dilemek yeterli gelmez biliyorum ama küçük kızımın üniversite için evden ayrıldığı aynı gün buraya gelip küçük kızların futbol maçını izlemek benim için çok zor.
I know "I'm sorry" barely covers it, but it's very difficult for me to come here today and watch little girls playing soccer on the same day that my little girl left for college.
- Beni hatırladın mı, küçük kız?
You remember me, little girl?
Bu küçük kız, şirketin tarafından sağlanan bir doktor tarafından ömür boyu muayene edilecek.
That little girl's being treated by a doctor who has a lifetime grant from your company.
O benim küçük kızım ve her zaman ona bakacağım.
She's my little girl, And I'll always look out for her.
O küçük kız nasıl olduğunu biliyorsun, değil mi?
That little girl... you know what it's like, don't you?
Küçük kızımıda.
My baby girl.
Karımı ve küçük kızımı kaçırdı.
He kidnapped my wife, my baby girl.
Küçük kızım.
My little girl.
Küçük kızımı.
My little girl.
O güzel iş, iki küçük kızın babasının toprağa verilmesine sebep oldu.
That "beautiful work" buried the father of two little girls.
Küçük kızım söylediğin arka mahalle zırvalarıyla doldu taştı.
My little girl fulfilled all your hood stereotypes.
Bu küçük kızın aradığımız katil olduğunu söyleme şimdi. O değil, babası.
Okay, don't tell me that this little girl is our killer.
Lewis, o küçük kızı öldürecekti.
Lewis, he was gonna kill that little girl.
Küçük kızıma neden zarar verdiler?
Why would anyone hurt my little girl?
- O benim küçük kızımı aldı.
He took my little girl.
Onun sayesinde kaç kadın yazarın bir kariyere sahip olduğunu onun vakfı sayesinde kaç küçük kız okumayı öğrendi biliyor musun?
Do you know how many women writers have careers because of him, how many little girls around the world who have been taught to read because of his foundation?
Lütfen küçük kızımla ilgilen ve beni rahat bırak.
Please, just... just take care of my little girl, and leave me be.
Chil-gu'nun hanımı en küçük kızıyla evlendirecek birini araştırıyor.
Chil-gu's wife asked around to marry off her youngest girl.
Tatlı küçük kız.
Sweet little girl.
En azından küçük kız kardeşini aramıyor mu?
It was — people.
- Küçük kızımızı aldık.
- All right, we have a little girl.
Şimdi de küçük kızınki.
Um... Pull up the little girl's now.
Küçük kız nasıl?
Oh, how's the little girl?
Küçük kızın ağzındaki sandviçi çıkarın.
Just pull out the sandwich out of the little girl's mouth.
Bir de küçük kız.
Got a little girl.
Şu küçük kız hakkında ne biliyorsun?
What do you know about a little girl named...
Babasının küçük kızı, dünyamın prensesi
♪ Daddy's little girl ♪ ♪ princess of my world ♪
" Küçük kızın kanına susadım.
" I'm hungry for the blood of a little girl.
Bu küçük kızın parçalandığı...
The mutilation of this little girl...
Özür dilerim, küçük kız değil, bu genç kadının parçalandığı su götürmez bir gerçek. Çünkü geriye kalanlar bunlar.
Excuse me, not this little girl, this young woman, absolutely occurred because this is what's left.
Dedesi, ninesi, annesi, babası ve küçük kız kardeşiyle.
Her grandpa, grandma, mom, dad, and her little sister.
Silahlı üç küçük kız.
Three little girls with guns.
Üç küçük kızı vardı, duydun mu?
It was three little girls, you hear?
Küçük bir çocuğa sorarsanız bazen en iyi cevabı alırsınız, çok basit, çok açık ve çok derin bir cevap alırsınız.
But if you ask a little kid, sometimes you'll get the best answer, something so simple, so obvious, and really profound.
Ama sana şunları anlatayım ben küçük bir kız iken Amancio tüm ailemi katletti ve beni köyümden dışarı götürdü.
But let me tell you about when I was a little girl, and Amancio killed my whole family and took me out of my pueblo.
Bir polis, küçük bir kızın zehirlenmesini engellemeye çalışıyorum.
A cop, trying to stop a little girl from being poisoned.
İkimizi o küçük kırmızı evde yaşarken görüyorum.
I see us living in that little red house.
Küçük bir kızın kaburgalarını kırdım.
I'm an expert.
Evde hamile bir karın, hayatı sana bağlı küçük bir kızın, ve sen halen...
A pregnant wife at home, you got a little girl who depends on you, and yet, you still...
Bayan Joy, videoya kaydedilmiş küçük bir kız gördüm. ... dokunup kullanıyorlardı, aklımdan silemeyeceğim şeylere zorluyorlardı.
Mrs Joy, I saw a little girl, recorded on video, pawed and manipulated, made to partake in things I cannot unsee.
Videoya kaydedilmiş küçük bir kız gördüm.
I saw a little girl recorded on video.
İki küçük çocuk var ve oğlanın mı yoksa kızın mı yaşayacağına karar vermem gerek.
They're just kids now, and I got to decide whether the boy lives or the girl lives.
Ben sadece askeri düzeyde casus ekiptmanları olan zararsız küçük bir kızım.
I'm just a harmless little girl with military-grade spy equipment.
Küçük bir kız gibi hissettirme bana
♪ Little girl ♪ ♪ Don't make me feel like a little girl ♪
Tamizh, küçük bir kız olduğumdan beri bu planları çiziyorum.
Tamizh, I've been drawing this plan ever since I was a little girl.
Küçük bir kızı öyle bir adama göndermek.
Sending a young girl to a man like that.
Selam, küçük oğlan veya kız.
Hey, little guy or gal.
Az önce küçük bir kız aradı.
A little girl called in before.
Küçük vaftiz kızım Frankalina nasıl?
So how's my little goddaughter, Frankalina?
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kız kardeşi 30
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızdın mı 66
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızdın mı 66
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16