Memnun olmalısın перевод на английский
186 параллельный перевод
Memnun olmalısınız.
You ought to be glad.
Memnun olmalısın.
You must be pleased.
Karşı çıkmak yerine buna memnun olmalısın.
You think you'd be glad, instead of turning against her.
O halde sana mektup gelmediğine memnun olmalısın.
Then you should be glad there's no mail for you.
Memnun olmalısın.
You should be grateful.
Buraya gelebildiğim için memnun olmalısın.
You'd better be damn glad we got here at all.
Ne başarı! Desenize, çok memnun olmalısınız ve karınız da öyle olmalı.
You and your wife must be ecstatic.
Eğer senden fotoğraf istediysem ve kabul etki ben bununla gurur duyuyorum sende buna memnun olmalısın.
If I ask you for a photo and admit that I'll boast about it you should just be pleased
Memnun olmalısın.
You'll be pleased.
♪ Memnun olmalısın ♪
♪ And you know you should be glad ♪
♪ Memnun olmalısın ♪
♪ You know you should be glad ♪
Tarafsız olmaktan memnun olmalısınız.
[Laughs] You must enjoy being a neutral.
- Siz de eve gittiğiniz için memnun olmalısınız.
You must be glad to be going home too.
Memnun olmalısın.
You should be pleased.
Beni gördüğüne memnun olmalısın.
You must be glad to see me.
Bir işin olduğu için memnun olmalısın.
You should be grateful for any job.
- Memnun olmalısın.
You must be pleased.
Çalıştığın için memnun olmalısın.
Be satisfied you're working.
... bundan memnun olmalısın! - Bunlar henüz bulunamadı.
You'll never find'em...
Marot'un öldüğünden ve teorilerinizden memnun olmalısınız.
You should be satisfied Marot is dead, and so are your theories.
Başrahibenin yardım etmesinden memnun olmalısınız.
You should be glad the abbess is helping us.
Memnun olmalısın, şu anda sadece seninle ilgileniyoruz
You should be pleased. At the moment, we're only thinking about you.
O Rehber kitaplar olduğu için memnun olmalısın.
You should be glad we've got those Guide books.
Peggy, eskisi gibi kolay değil artık. Memnun olmalısın, yeter ki evde biraz mutluluk olsun. Böylesi güzel.
Peggy, things just aren't so simple anymore, so problem-free, and I find... that one should be content if one has a small piece of happiness at home.
Memnun olmalısınız, Sör.
You should be happy, Sir.
Hayatta kaldığın için memnun olmalısın.
You ought to be glad you're alive.
Güvenli bir yerde olduğun için, memnun olmalısın. Millet savaşırken bir de bize bak.
Just be glad you are in a safe place.
- Birinin bunu yaptığı için memnun olmalısın.
- You should be glad someone does.
Bir şeyim olmadığı için, memnun olmalısın.
You should be pleased there's nothing wrong with me.
Bundan memnun olmalısın!
That's what you have to contend with.
Memnun olmalısınız. Mutlaka.
You should be content, y'know.
Bu kadar iyi götürdükleri için memnun olmalısın.
You ought to be glad they're getting it on so well.
Memnun olmalısınız.
So we just have to chop you up.
Sana yer verdiğimiz için memnun olmalısın.
Be glad to accommodate you.
Benimle geldiğinize memnun olmalısınız.
Be glad you're coming with me.
- Döndüğünüze çok memnun olmalısınız.
So you must be pretty glad to be back, then?
- Memnun olmalısın.
- You should be glad.
Çok memnun olmalısın.
You must be very pleased.
Memnun olmalısın.
You should be glad.
Öyle mi? Memnun olmalısın.
You must be pleased.
Onu memnun etmek zor. En azından Japon güzellik kraliçesi olmalısın.
He's difficult to please, it would take at least Miss Japan.
Yamura, Aron'ın bugünkü performansından çok memnun olmalı.
He must be very pleased, indeed, with Aron's performance today.
Ve bundan memnun da olmalısın, Max.
And you must be pleased, Max.
- Öyleyse memnun olmuş olmalısınız. - Memnunum.
Then you should be pleased Oh, I am.
Memnun olmuş olmalısın.
You must be pleased.
Siz Demir Yumruk Birader Lan olmalısınız! Tanıştığımıza memnun oldum!
It's the Iron Man brother Lan
Onu öldürdüğüme memnun olmalısın.
You should be glad that I killed him.
Canlı kurtulduğunuz için çok şanslısınız ve buna memnun olmalıyız.
You are very fortunate to have escaped with your life, and we must be glad of that.
Çok memnun olmuş olmalısınız.
You must be very pleased.
- Memnun olmuş olmalısın.
- I thought you'd be pleased.
Bundan memnun olmalısın.
You gotta love that.
olmalısın 39
memnun oldum 1967
memnun 37
memnunum 47
memnun oldum efendim 26
memnuniyetle 532
memnun olurum 143
memnun musun 48
memnun oldun mu 34
memnuniyetle efendim 17
memnun oldum 1967
memnun 37
memnunum 47
memnun oldum efendim 26
memnuniyetle 532
memnun olurum 143
memnun musun 48
memnun oldun mu 34
memnuniyetle efendim 17