Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ M ] / Muhtemelen öyle

Muhtemelen öyle перевод на английский

494 параллельный перевод
Ama seni seviyorsa ve ona düzgün davranırsan muhtemelen öyle bakmayacaktır.
But, if she loves you, and if you behave, the chances are she won't.
Muhtemelen öyle.
Probably does.
- Muhtemelen öyle.
- Perhaps I did.
Muhtemelen öyle.
No, probably not.
Muhtemelen öyle, fakat şimdi olmaz.
Quite possibly, but not now.
- Muhtemelen öyle olacak. Ama önce kiliseye gidip evleneceksin, duydun mu?
More than probable you will be... but first you're goin'to church and get married, ya hear?
Muhtemelen öyle.
Probably not.
Muhtemelen öyle, ama her zaman kuru bir ambar bulunur.
Probably, but there's always a dry hold.
Muhtemelen öyle ama elimden geleni yaparım.
Probably not, but I'll do my best.
Muhtemelen öyle olacak.
And it probably will be.
Evet, evet, muhtemelen öyle.
Yes. Yes, she probably is.
- Evet, muhtemelen öyle.
- Yeah, probably is.
- Muhtemelen öyle.
- He probably is.
- Muhtemelen öyle.
- Positively not.
Muhtemelen öyle yapmalıyız.
We probably should.
Muhtemelen öyle.
It's probably just as well.
Muhtemelen öyle.
That's probably it.
- Muhtemelen öyle.
- And hang he will.
Tabi ben de muhtemelen öyle olacağım ama... Zaten bütün gelişmem gecikmeli oldu.
Of course, I will too probably, but, you know, I'm a late starter.
Muhtemelen öyle, çünkü Rudy onu öldürmeye çalıştı.
Probably because Rudy tried to have her killed.
Bunun aptalca bir soru olduğunu düşünüyorsun ve muhtemelen öyle de.
You think that was a stupid question, and it probably was.
Evet, muhtemelen öyle yaptılar.
Yeah, they probably did.
Muhtemelen öyle, ama karsının var.
He probably doesn't, but his wife does.
Muhtemelen öyle.
It probably is.
Bu bulgular ne kadar garip görünse de, öyle görünüyor ki Ivan Whisky muhtemelen hepimizden daha güçlü.
[Director] As strange as these findings may seem, it's apparent that Ivan Whisky is possibly the most powerful of us all.
Muhtemelen hayattan da öyle.
Probably from life.
Muhtemelen sen de öyle.
- Bells? Oh, I couldn't do that.
Muhtemelen bunun iki, üç katı edersiniz. Ama öyle bile olsa, kölelik günleri - Demek istediğim o esirlik günleri -
But even so, the days of serfdom – I mean bondage –
öyle mi? Muhtemelen.
Probably lining up some new contracts, huh?
Muhtemelen kendisi de öyle düşünmeye başlamıştır.
Probably she's beginning to think so herself.
- Patronu almak için aceleniz vardı. Bu yüzden muhtemelen kapalı kapının önünden hızla geçtiniz. Ama yine de Leonard Vole'un sesini duydunuz, öyle mi?
- You were in a hurry to get the pattern so you probably walked quickly past the closed door, yet you are sure you heard Leonard Vole's voice?
Bana öyle geliyor ki, ceset muhtemelen Bayan Wilkinson olabilir.
It occurred to me that the body might possibly be Miss Wilkinson.
Mahkumların biri çapa ipinden kayarak kaçtı. Muhtemelen diğerleri de öyle yapmıştır.
At least one of the prisoners escaped down the anchor rope, likely all of them!
Ben de öyle sanıyordum ama o kadar güzel bir hoş geldin yaptınız ki muhtemelen, kalmanın daha iyi olacağına karar verdi.
I thought he would be... but you made him feel so welcome... he's probably decided to stay for good.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
The Greeks, I think, thought of nepenthe as a state of mind induced by drugs, probably hashish.
Öyle bir adamın muhtemelen şişman bir karısı vardır.
A man like that probably has a fat wife.
Hayır, muhtemelen bir hastanedeyim... öyle bir yerlerde.
No, I'm probably in some frog hospital, or maybe limey.
Bu gerçekten bir trajediydi, biz böyle hissetmiştik. ama öyle ya da böyle, itiraf etmeliyim ki, bu muhtemelen oylarımızı oldukça arttırdı.
And it was a tragedy, and we felt it as such, but, nonetheless, I'm bound to admit that that did probably greatly add to the number of votes which we got.
Oh Bobby,... O muhtemelen Beauty'dir. Havlarken hep öyle sesler çıkarır.
Oh Bobby,... it's probably Beauty, she always sounds like that when she barks.
O muhtemelen bir şeytandır öyle mi!
Perhaps he is a devil himself!
Muhtemelen de öyle olacak.
Probably will.
Muhtemelen Norm Peterson'a benzeyen biridir ki öyle birini tanımıyorum. Kesinlikle o değil.
Absolutely not.
Muhtemelen de öyle olacak.
And he ought to be.
Neden onlara termosun kaza sırasında yandığını söylemiyorsunuz ki muhtemelen de öyle olmuştur.
Hey, why don't you just tell them that the thermos burned up in the plane crash, like it probably did.
Muhtemelen o yaşlı kadının hayattaki tek mutluluğuydu, sence de öyle değil mi?
Probably the only pleasure that old lady got out of life.
Aptal oyunu nu düþünmekle öyle meþgul... olacak ki muhtemelen iddiayý tamamen unutacak.
This is great. He's gonna be so worried about his dumb play, he's probably gonna forget all about the bet.
Sammy, ben muhtemelen bu vicdan olayıyla başa çıkabilirim ama çocuklar sana öyle hayran ki.
Whoa, wait, wait, Sammy, Sammy, listen. I could probably weather this scruples stuff, but the guys...
Muhtemelen sonum öyle olacak.
That's probably how I'll end up.
Bak, şimdi Woody Allen bir Yahudi ve New York'lu Öyle değil mi? Bu da muhtemelen
Look, Woody Allen is Jewish and from New York, right?
Anne Benton muhtemelen öldü. Öyle mi?
Anne Benton is probably dead.
Muhtemelen vasiyetinde de öyle yazmıştır.
He probably even said so in his will.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]