Mutlu перевод на английский
72,958 параллельный перевод
Bak bunu istiyorsan, seni mutlu edecekse ardına bile bakma.
Look... If it's what you want, if it makes you happy then go for it.
Şey... ben... daha mutlu olduğunu hissedebiliyorum.
I can, uh... I can just... I can sense that he's happier.
Maalesef genç Madzie, bulunduğu yerde olduğundan çok mutlu.
I'm afraid young Madzie is quite happy where she is.
Bu anın beni mutlu edecekti hep düşündüm.
I always thought this moment would bring me joy.
Mutlu sonumuza kavuşmalıydık.
We were supposed to have our happy ending.
Doll mutlu mu?
Well, is Doll happy?
Dolly mutlu olsun, yeter.
As long as Dolly's happy.
Seni mutlu etmek için her şeyden vazgeçerim.
Give up everything just to make you happy.
Mutlu yıllar sana MUTLU YILLAR DOLLY!
♪ Happy birthday to you ♪
Mutlu yıllar sana
♪ Happy birthday to you ♪
Mutlu yıllar Dolly
♪ Happy birthday, dear Dolly ♪
Sihirbazın seni mutlu etmesini diledim.
I wished for the magician to make you happy.
Mutlu bir gülümseme değil.
It's not a happy smile.
Belki de kimse saçmalamaz ve uzun süre mutlu olursunuz.
Or maybe nobody will screw up, and you guys will be happy for a long time.
Çamur banyosu yaparız, çok mutlu oluruz.
We can get mud baths, get totally blissed out.
Mutlu görünüyorlardı.
They looked very happy.
Benim için mutlu olmalısın.
You're supposed to be happy for me.
Yardım etmek beni mutlu eder.
That's so nice of you. - Happy to help.
Mutlu musun?
Happy?
Son zamanlarda bu kadar bilge hale gelmen beni mutlu ediyor.
You know, I really like how wise you're getting lately.
SCPD, Zytle'ı sokaklardan, daha doğrusu limanlardan temizlediği için mutlu.
SCPD is happy to have Zytle off the streets or, more appropriately, off the docks.
- Normalde Oliver Queen'den gelecek özür mutlu eder ama şimdi gerildim. - Haklıydın.
Normally, I would relish an Oliver Queen apology, but this sudden admission is making me nervous.
Son mutlu hatıralarımdan biri.
One of my last happy memories.
Bak Thea, mutlu olmak dertsiz olduğun anlamına gelmez.
Look, Thea, uh, being happy doesn't mean you don't have issues.
Sanırım mutlu olmanın ne zamanı ne de yeri.
I guess it's not really the time or the place for anything remotely happy.
Eminim, sana mecbur kaldığı için mutlu olmuşsundur.
And I'm sure you were so happy to oblige.
Eğer seni mutlu ediyorsa, hiç sorun yok.
If it makes you happy, then that's totally OK.
Mutlu bir evlilik miydi?
Hm. And it was a happy marriage?
Buraya geliyorlar ve hiç mutlu değiller.
They're on their way here, and they're not happy.
Dahası, ta Brentfort'a arabayla gitmem onları mutlu etmezdi bence. 1980 ve 1985 yılları arasında İrlanda'da yaşıyorduk.
But more to the point, I don't think they would have been that happy about driving me to Brentford, given that between 1980 and 1985, we lived in Ireland.
Mutlu bir çocukluk mu geçirmiştiniz?
But you had a happy childhood?
Evet, mutlu geçti.
Yes, it was very happy.
Bak insanların mutlu olman için basmakalıp tavsiyeler vermesi çok can sıkıcıdır bilirim.
Look... I know it's really annoying when people give you trite bits of advice on how to be happy, but... you don't have to be defined by your past.
Mutlu düşünceler aklına gelsin.
Think happy thoughts.
Mutlu düşünceler.
Happy thoughts.
Naomi ile birlikte olduğum için mutlu oldum Sizin için bir sorun değil.
I'm glad that me and Naomi being together isn't an issue for you.
Hadi ama. Mutlu olur.
Come on, it'll make her day.
Üçümüzün daha mutlu bir hayat yaşama şansı olabilir hala.
The three of us may yet have a chance at a happy life.
Olmaz. Mutlu bir aile reisiyim ben.
I'm a happily married man.
Zira, eğer bunların aşkları olası en samimi ve en soylu aşk ise, bu aşıklar sadece birbirlerinin mutlu köleleri olduklarında müsterih olacaklardır.
For if their love is the truest and... and noblest love conceivable, then those lovers are only relieved by... by both being happy slaves... to one another.
Üstelik kim bilir, belki bu kez, seninle, mutlu bir çocukluk geçiririm.
And who knows, maybe this time, with you, I shall have a happy childhood.
İnsanlar intihar ederken nihayetinde mutlu olurmuş.
You know, they say when people commit suicide, they're happy at the end.
Sidney'nin seni mutlu etmesine ihtiyacın yok.
You don't need Sidney to make you happy.
Böyle mutlu oluyor musun?
Does this make you feel good?
Mutlu yıl dönümleri.
Happy anniversary.
Mutlu olmanı istiyorum.
I want you to be happy.
Neden mutlu değilsin?
Why aren't you happy?
Lennon da "Mutlu." yazmış.
Lennon wrote, "Happy."
Beni mutlu etmeli.
Should make me happy.
Mutlu bir aile istiyorum.
Yes!
Mutlu musun?
- Happy?
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu musun 338
mutlu yıllar sana 161
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu musun 338
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlusun 26
mutlumusun 18
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu değilim 17
mutlu oldun mu 50
mutlu mu 63
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlusun 26
mutlumusun 18
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu değilim 17
mutlu oldun mu 50
mutlu mu 63