Nın yeri перевод на английский
7,489 параллельный перевод
Burası yalnızca saha ajanlarının yeri.
This is field agents only.
Beni genelde bir şeyleri bulmam için tutarlar. Paranın yeri kim kimi sikiyor falan.
People hire me to find shit out, mostly where's the money, who's fucking who, so forth.
- Ve burası da Angela'nın alacaklarının yeri.
- Mm-hmm - And this is an "Angela" pile.
İsminiz değiştirebilirsiniz ve yaşadığınız yeri de değiştirebilirsiniz.
You can change your name. You can change where you live.
İşsiz olan, kalacak bir yeri olmayan... ve ateşli silahlar konusunda uzman olan bir Amerikalı'nın... şu an neden mühimmat aldığını açıklayabilirsiniz.
You can tell me why an American who is seemingly without employment and a place of residence and proficient in firearms is currently buying ordinance.
Hayvanların yeri hücredir.
Animals are right in cages.
Ama onların küçük saklama yeri olmuştu.
But it became their little hideaway.
İkimiz de seni onunla tanıştıracağım yeri ve zamanı planladığını biliyoruz.
We both know that you have already planned out the exact time and place I'm gonna introduce her to you.
Yetkililer Andrew Campbell'ın yeri ile alakalı her bilgiyi izleyicilerin paylaşmasını istiyor.
Police are reminding viewers to report any information on Andrew Campbell's whereabouts.
Bunun yeri Maria'nın koyduğu yer olmalı.
It should be where Maria used to keep it.
Onun yeri yemek masasının yanı olmalı.
It should be next to the dining table.
Yeri süpürmekten, bulaşık yıkamaktan mutlu olacak mısın?
You gonna be happy sweeping the floor, washing dishes?
Kampüse yakın bir park yeri bulamayacağımızı biliyorduk, bu yüzden Keating'lerin evinin önüne park ettik ve oradan yürüdük.
We just knew it'd be impossible to find parking closer to campus, so we parked at Professor Keating's, then walked over to the bonfire from there.
Bu yüzden her şeyini bildiğimiz bir yeri bırakıp hiçbir şey bilmediğiniz ve nemden saçlarımın mahvolacağı bir yere taşındık.
This is why we left everything we know to come to a place where we know nothing and where the humidity is not good for my hair.
- Yarın birkaç yeri arayacağım.
I'm going to make some calls tomorrow.
Her yeri arayın.
Search everywhere!
Her yeri arayın!
Search everywhere!
New Mexico'da uzaylıların iniş yaptığı yeri görmeye gidebiliriz.
We could go see where the aliens landed in New Mexico.
İki araba yeri olan garajımın önünde de almıştım.
My two-car garage.
Yaşadığın yeri görmek istiyorum.
I want to see where you live.
Con Thien Deniz Üssü'ndeki ilk saldırılardan altı gün sonra Kuzey Vietnam'ın 3 kilometre güneyinde yeri tespit edilen askersiz bölge.
Six days after the first attacks On the Con Thien Marine Base located 3 kilometers south of the northern Vietnam demilitarized zone.
Her yeri arayın!
Search everything!
Kıyafetlerinizi aldığınız yeri bana söylemelisiniz.
You have to tell me where you got your clothes.
Hapishane nazik insanların yeri değildir.
Prison's no place for decent folk.
Dansky ile benim, birlikte yaptığımız ilk iş gizli bir değiş tokuştu. Buranın şanslı yeri olduğunu düşünüyor.
Dansky and I... our first mission together, this was the dead drop, so she thinks it's her lucky charm.
Yaşadığı yeri ve ünvanını ondan aldılar.
Took away her habit, her name.
Olay yeri incelemeden biri salondaki sehpanın üstünde bulmuş.
One of the crime techs found it on an end table in the living room.
Bu yeri cidden böyle mi hatırlayacaksın?
Is that really how you're gonna remember this place?
Ama o yeri hatırlarsın.
But you have to remember that place.
Kızın tam yeri.
An exact location.
- Baltasar'ın güvenli yeri.
- Baltasar's safe house.
Adamın söyledikleri ve hukuku fark yaratmazsa adaleti unutun çünkü insanlar adalet için bakacakları yeri bile bilmezler.
When a man's words or laws don't matter, forget about justice because people don't even know where to look to for justice.
- Rachel'ın yatak-kahvaltı Yeri'nden Rachel.
- I am Rachael of Rachael's Bed and Breakfast.
Geldikleri yeri hatırlamalarını sağlıyor ama mizahi biçimde.
It acknowledges where they come from, but in a fun way.
Önerilen konutlandırma yeri sayısını iki katına çıkaralım diyorum.
I'm thinking maybe we double the number of proposed housing sites.
Mannion'ın Yeri'ne gideriz diyordum.
So, uh, I was thinking maybe we'd go over to Mannion's.
- Mannion'ın Yeri'ne mi?
- Mannion's?
Tamam Trey, yarın oraya gideriz. Sen de olayların yaşandığı yeri gösterirsin.
Okay, Trey, we'll go out there tomorrow, and you can show me where all this took place.
Şeytan'ın oğlumu sakladığı yeri bulabilirim.
Assuming that I can figure out where the Devil hid my son.
Abbess'den duyduğuma göre Lahani çocuğunu taşıdğı için kızın yeri değiştirilmiş.
Once the Abbess heard she was carrying the last of the Lahani line, she moved her.
Benim için yeri doldurulamazsın.
You're irreplaceable to me.
Erkek arkadaşını getirmek istediyse de başımızın üzerinde yeri var.
And if she wanted to bring her boyfriend, so be it.
Sorun ; sandalyeyi kaldırmak değil, sorun sandalye eklemek, çünkü Santana'nın ailesindeki birkaç üye o yeri istiyorlar.
The problem isn't removing a chair ; the problem is adding chairs, because several other members of Santana's family want that spot.
Ama gerçek şu ki, o çok iyi bir öğretmen, doğuştan lider ve McKinley Lisesi onsuz dünyanın en kötü yeri.
But the fact is she's an outstanding teacher and a born leader... and McKinley High is a worse place without her.
Yaralı bir cadının tedavi için geleceği yeri bilen birisinden.
Had a little help, someone who knew where an injured witch on the run might go to heal up.
Öldüğüm günü bekliyorsun ki Hayley'nin yanındaki sonsoz yeri kapasın. Ama beni öldürürsen onu sonsuza kadar kaybedersin.
You're waiting for the day I die so that you can take your immortal place beside Hayley, and if you kill me, you lose her for good.
Chen Na Wei hayatta olmanızın benim ve amirlerimin işine yarayacağı tek yeri seçti.
Chien Na Wei chose the one place on earth where your continued breathing is still of use to me and my superior.
Oldukça anlayışlısın tatlım ama bir kere para sorununu atlattık mı eskisi gibi rahat olabileceğimiz mükemmel yeri bulacağız.
Oh, that's very understanding of you, dear, but once we get our finances sorted out, we'll find the perfect spot where we can be comfortable, just like before.
İkinci sınıf bir aklın saklanma yeri bir veri duvarının ardında.
The hideout of a second-rate mind is behind a wall of data.
Roman'ın yeri varmış.
- Roman's got room, so...
Pekâlâ, hızlı tren kazasındaki tüm görüntüleri inceledim bilgisayarın 18 metre yakınındaki her yeri kontrol ettim.
All right, I reviewed all the footage from the roller coaster crash, checked every area within 60 feet of the computer.
nin yeri 71
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerine koy 21
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerine geç 53
yerini biliyor musun 24
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerine koy 21
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerine geç 53
yerini biliyor musun 24