Ondan hoşlanıyorsun перевод на английский
601 параллельный перевод
Lanetleyecek kadar ondan hoşlanıyorsun.
So, you liked her that much? Enough to swear at her?
- Yani ondan hoşlanıyorsun.
So you like her.
Ondan hoşlanıyorsun.
You like her.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
You like him, don't you?
- Ondan hoşlanıyorsun, ha?
- You like him, huh?
- Anladım. - Neyi? Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
And our last wish will come true if we use the power of this knowledge in their spirit.
Ama ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
But you Iike her, right?
- Galiba ondan hoşlanıyorsun.
- I think you like him. - Yes, I do.
Ta en başından beri ondan hoşlanıyorsun.
Right from the start, you liked her.
Demek ondan hoşlanıyorsun. Goto da öyle hissediyor.
Then you like him, he said so, too.
Lili senden hoşlanıyor sen de ondan hoşlanıyorsun.
You like Lili and she likes you.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi ahbap?
You like her, sport?
Ondan hoşlanıyorsun!
You like him!
Hey, ondan hoşlanıyorsun.
Now, girl, you know you're sweet on him.
Aslında... Doğruyu söyle, ondan hoşlanıyorsun değil mi?
In fact, you'd like her to take care of you.
Ama, ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
That's natural.
Kabul et hadi. Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Say, you seem to like him.
Ondan hoşlanıyorsun.
You fancy him, that ´ s what.
- Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
- You like her, don't you?
Sen biliyorsun ve ondan hoşlanıyorsun.
I don't, but you do, and you like what she's like.
Biliyorum, ondan hoşlanıyorsun, o da senden hoşlanıyor.
I know you like him and he likes you.
Ama ondan hoşlanıyorsun.
But you like her.
Ondan hoşlanıyorsun.
Well, you like him.
Sen ondan hoşlanıyorsun, o da senden.
You like him, he likes you.
Bence ondan hoşlanıyorsun.
I think you like her.
Ondan hoşlanıyorsun ve bunu itiraf etmeyeceksin.
Ah, you like her. You won't admit it.
Ondan hoşlanıyorsun değil mi?
You sure like him, don't you?
Gerçekten zamanla ondan hoşlanıyorsun.
He really does grow on you.
- Yani ondan hoşlanıyorsun?
- Then you like her?
Ondan hoşlanıyorsun demek?
So, you like him, huh?
- Demek ondan hoşlanıyorsun.
- So you do like him.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
- You fancy her, don't you?
Sana güzel gelebilir tabii, çünkü ondan hoşlanıyorsun.
She may be pretty to you because you're... sweet on her.
Ondan hoşlanıyorsun, öyle değil mi? Evet.
You like her don't you?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
You like her don't ya?
Ondan hoşlanıyorsun.
You like him.
Sen ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
You like him, don't you? Sure.
- Ondan hoşlanıyorsun.
- You like her, do you not?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
You really like him, don't you?
Ondan hoşlanıyorsun.
Because you like him.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
And you like him.
Ondan çok hoşlanıyorsun, değil mi?
You like him very much.
İlginç bir şekilde biriyle tanışıp ondan... hoşlanıyorsun.
Funny how you happen to meet someone and like them and like them.
Ondan gerçekten çok hoşlanıyorsun, değil mi, anne?
You really like him, don't you, Mother?
Bence ondan birazdan daha çok hoşlanıyorsun.
I think you like her a little better than a lot.
Ondan çok hoşlanıyorsun, değil mi?
You're fond of him, aren't you?
Ondan, benden hoşlandığından daha fazla hoşlanıyorsun.
Liked her better than me.
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, öyle değil mi?
You really do like her, don't you?
Ondan da hoşlanıyorsan, niye boşanıyorsun ki?
There's no point in getting divorced if you're fond of her, too.
- Ondan gerçekten hoşlanıyorsun.
- You really like him.
Ondan daha çok mu hoşlanıyorsun?
Do you like him any better?
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32