Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ O ] / Ondandır

Ondandır перевод на английский

232 параллельный перевод
Eminim ondandır.
Yes, I'm sure that was it.
Kremayla içiyorsun, ondandır.
Because you drink it with cream, that's why. With milk.
Kendisini pek sevmem, ondandır.
I'm not too fond of her.
O kadar yalnızım ki, ondandır.
I have been terribly lonely.
Kesin ondandır. Besbelli.
Don't imagine things.
Belki, çok sıkılmış görünüyordu ve konuşurken seni hiç dinlemiyordu... -... ve de polis olmaktan nefret ediyor ondandır.
Well, maybe it's because he seemed so bored and never really listens when you talk, and hates being a cop.
Ondandır herhalde.
That must be why.
Evet, sanırım ondandır.
Oh, yes, I guess that's it.
Belki de ondandır.
Maybe that's it.
Bence savaş gibi olmalı. Çünkü ben bir askerim, belki ondandır.
I like the martial, perhaps because I'm a.. a military man.
Kim yatacak kadın bulamazsa kantinde içilecek şampanyalar ondandır.
Anyone who doesn't bed a woman pays for the champagne in the mess.
- Daha çok taze ondandır.
- It's maybe a bit young.
Sabah dondurma yedim, ondandır!
I ate an ice cream, it must have been that.
Karaciğerim de büyüme var, ondandır.
I have an very big liver.
Herhalde ondandır.
I'll give it that.
Muhtemelen ondandır.
Probably something from him.
- Biraz yarım akıllısın da ondandır.
Sure, you are half crazy
- Ağızlığımı kaybettim, ondandır. Gelme işte üstüme.
- I've lost my cigarette holder.
Bir şeyleri eksilmiş, ondandır.
They must be missing out on something.
Şey, yeni de ondandır.
Well, it's new.
Kim bilir, belki de çocuklar ondandır.
Who knows if they're even his kids!
Asabın bozuk, ondandır.
Probably just nerves.
Biraz gerginsin, ondandır.
You're just nervous.
Genel Müdür söyledi. Belki ondandır kokusu.
There is iron in lentil.
Şu ada iyi, belki hava burada daha iyi, ondandır.
He is fine now, maybe the weather is better here.
Belki ondandır, belki de değildir.
Maybe that's the reason and maybe not.
Efendim, kafaları biraz karışık, ondandır.
Sir, there seems to be some mix-up.
Belki kötü düştün ondandır.
I think maybe you had a bad fall.
Başparmağın küçük, ondandır!
Your thumb is small.
Gündüz seviştik, ondandır... bu cehennem sıcağından.
It's because we've made love during the daytime... in the dead of the heat.
Senin karın oldum, ondandır.
I became a wife, I guess.
Senin 3000 dolar açığın ondandır.
That's where your 3000 shortfall is.
Elimi sıkınca heyecanlandım da belki ondandır.
Maybe I just got excited when he squeezed my hand.
Muhtemelen ondandır.
Probably the reason.
Işıltılı günler ; ondandır.
- Brighter times, I guess.
Herhalde kamp kokusu sinmiş üstüme, ondandır.
Oh, I probably just smell like camp, that's all.
Hiçbir şey yemiyor da ondandır.
'Cause she never eats anymore.
- Burnumdan neden buzlar sarkıyor öyleyse? - Yüksektesin ondandır.
- It must be the altitude.
- Burası kalabalık, ondandır.
- It may be stuffy in here.
Geçen gün suratının ortasına silah doğrulttum, ondandır belki?
I tried to shoot him in the face the other day, isn't he?
Doğru kişiyle denize açılmamışsındır da ondandır.
Well, you just haven't done it with the right person yet.
- Eminim ondandır.
- I'm sure that's it.
Çok fazla içiyorsun, ondandır.
It's because you drink too much.
Valla yüzde yüz ondandır demiyorlar ama büyük ihtimalle ondandır diyorlar.
They just say the abortion is the most probable reason.
- Telefon çok iyi çekmiyor, ondandır.
- Reception's not so great.
- Herhalde ondandır. - Rory'yi almam gerek.
Okay, well, I have to pick up Rory in a little while, so we'll see you Friday.
- Dün gece biriyle yattım, ondandır.
- Got laid last night, that's why.
Ateşim var, ondandır.
It's a fever.
- Sanırım film ondandı.
- I think that's what it is.
Rüzgâr çıktı, ondandır.
The wind came up.
- Tabii, kesin ondandır.
[Laughs]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]