Rahatsız ediyorum перевод на английский
538 параллельный перевод
Korkarım rahatsız ediyorum.
I'm afraid I'm intruding.
İstemeyerek rahatsız ediyorum.
I hate to disturb you.
Üzgünüm, tekrar rahatsız ediyorum.
I'll have to bother you again.
Rahatsız ediyorum, kusura bakmayın... ama dışarıda polisler var.
If you'll so pardon me this intrusion there's a couple of police officers out here.
Girebilir miyim? Rahatsız ediyorum.
May I come in?
Korkarım ki sizi rahatsız ediyorum.
I fear I'm disturbing you
Rahatsız ediyorum.
Excuse me.
Sizi yeniden rahatsız ediyorum, özür dilerim ama Bay Gillis'le konuşmalıyım.
I'm sorry to bother you again, but I've confirmed the number. I must speak to Mr. Gillis.
Sizi rahatsız ediyorum, peder.
Sorry to bother you, Father.
Rahatsız ediyorum.
I'm sorry to trouble you.
İçlerinde bir şey uyandırıyorum, rahatsız ediyorum.
I arouse something in them, I bother them.
- Affedersiniz, rahatsız ediyorum.
- I'm sorry to disturb you.
Şey, rahatsız ediyorum ama...
Say, I don't like to disturb you, but I...
Rahatsız ediyorum dostum ama bu sıralar kendimi biraz şanssız hissediyorum.
Sorry to trouble you, pal... but I find myself temporarily out of funds.
Kusura bakmayın, rahatsız ediyorum,... beyefendi, hanımefendi, ve sen, delikanlı.
I'm taking the liberty of addressing you, sir and madam, and you, young fella.
Sorunlarımla seni niçin rahatsız ediyorum, anlamıyorum.
Well, I don't see why I should be bending your ear with my troubles.
Vagona atlayan sensin ve ben seni rahatsız ediyorum, öyle mi?
You jumped into the car yourself, and I'm pestering you?
Kusura bakmayın, yine rahatsız ediyorum.
Sorry to bother you again.
Belki sizi rahatsız ediyorum?
If I'm in the way, I can leave.
Bu konuyla neden sizi rahatsız ediyorum onu da bilmiyorum.
I DON'T EVEN KNOW WHY I'M BOTHERING YOU WITH THIS.
Özür dilerim. Her zaman seni rahatsız ediyorum.
Sorry, I have to ask the usual favor.
Bayan Lansquenet, Rahatsız ediyorum...
Mrs. Lansquenet, I'm sorry to disturb you...
Bu geç saatte rahatsız ediyorum özür dilerim. Aradığım kanıtı buldum.
Please forgive the lateness of the hour but, as it happens, I have the evidence I've been looking for.
Aman Tanrım, ben de durmuş rahatsız ediyorum sizi.
Oh, dear. And here am I, making a nuisance of myself.
Sizi hep rahatsız ediyorum ama bu acil bir aile meselesi.
I'm always bothering you. But it's an urgent family matter.
Bayan Eliot, kusura bakmayın rahatsız ediyorum biliyorum saat biraz geç ama girebilir miyim?
Miss Eliot, I'm sorry to disturb you. I know it's late, but may I come in?
Rahatsız ediyorum ama Hacıyatmaz'dan haber var.
Sorry to disturb you at this hour, sir, but we've heard from Humpty Dumpty.
- Diyelim şimdi seni rahatsız ediyorum.
- So, I'm bothering you.
Bu saatte sizi rahatsız etmekten nefret ediyorum.
I hate to trouble you at this time.
Sizi bu şekilde rahatsız etmekten nefret ediyorum.
I hate to bother you like this.
- Seni rahatsız mı ediyorum?
- Am I bothering you?
- Emile, seni bu şekilde rahatsız etmekten nefret ediyorum ama artık kasap bize veresiye yazmak istemiyor.
- What is it? - Émile, I hate to trouble you like this but the butcher refuses us any more credit.
- Rahatsız etmezsem merak ediyorum?
- I wonder if I could bother you?
Sizi rahatsız mı ediyorum?
Am I annoying you?
Sizi rahatsız mı ediyorum?
Am I wearing you down?
Rahatsız mı ediyorum?
Am I disturbing you?
- Rahatsız mı ediyorum?
- Am I in the way?
Rahatsız mı ediyorum?
I'm disturbing you?
- Sizi rahatsız mı ediyorum?
- Am I disturbing you?
Rahatsız mı ediyorum, yoksa o gidiyor mu?
Am I intruding, or is he leaving?
Seni rahatsız etmekten nefret ediyorum, ama yapılması gereken çok iş var.
I hate to bother you, but I have a mountain of work.
- Rahatsız mı ediyorum, Barbella?
- Am I disturbing you, Barbella?
Onu bu kadar rahatsız edecek ne yapıyorum bilmiyorum ama, ediyorum işte.
I don't know what it is I do that irritates him so much, but I do.
Oh, Norm, araba anahtarları konusunda seni rahatsız edip durmaktan nefret ediyorum, bu nedenle yedeklerini aldırdım.
Oh, Norm, I hate to keep bothering you about the car keys, so I had a duplicate set made.
Bay Wescott, seni rahatsız etmekten nefret ediyorum, ama...
Mr. Wescott, I hate to bother you, but...
Bir ağacın üzerine konulduğu için Lafe'in rahatsız olduğunu tahmin ediyorum,
I sure hope old Lafe ain't put out with us for stashing him
- Rahatsız mı ediyorum?
- Am I interrupting?
Seni rahatsız mı ediyorum?
Pestering you?
Seni rahatsız falan mı ediyorum?
Am I bothering you, or something?
Seni rahatsız mı ediyorum?
- Then do I... personally offend you?
Rahatsız mı ediyorum, Rufio?
Do I trouble you, Rufio?
ediyorum 314
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahat bırakın beni 59
rahatsız etmeyin 24
rahatsız mı oldun 22
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatsız mı ettim 20
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71
rahatsız etmeyin 24
rahatsız mı oldun 22
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatsız mı ettim 20
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71