Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Sana da

Sana da перевод на английский

24,108 параллельный перевод
Sana da.
Nor you.
Sana da aldım.
I bought you one.
Sana da bir nişan partisi yapalım mı?
- Also, I can throw you an engagement party.
- Çok zamanım yok, o yüzden sana da söyledim.
I don't have a lot of time, so I ordered for you.
Bu arada sana da şu fotoğraf çekiminden bahsetti mi?
Did she ask you, by the way, to do that photo shoot thing?
Fakat sana da ihtiyacı var.
But she needs you too.
Ayrıca sana da teşekkür borçluyum.
And I thank you.
Kazanç büyük. Programa uyduğun sürece masamızda sana da yer var.
It's a big table, and there's a place for you at it as long as you go with the program.
Artık sana da uyuyor.
And now it fits you.
- Sana da ev sahibi.
All right, Landlord?
Sana da ev sahibi.
All right, Landlord.
Sana da günaydın.
Morning to you, too.
Sana da mı?
You too?
Hanna, Spencer ve ben yarın gece... ortalıkta kimse yokken Ali'nin teyzesinin evine gideriz. Sana da bilgi veririz.
Hey, Hanna and Spencer and I will go to Ali's aunt's tomorrow night when no one's around and we'll fill you in.
Ama sonra... oradan çıkınca Margaret'e çaya gideceğiz. Senin sevdiğin şu salatalıklı sandviçlerden yapmayı teklif ettim... istersen sana da ayırabilirim.
And then after that, we're gonna go for tea at Margaret's, and I offered to make some of those cucumber sandwiches that you love so much.
- Sana da.
- Hi.
Sana da.
You, too.
Dikkatli olmazsan.. .. aynısı sana da olur.
Unless you are careful, it will be one and same.
- Yaraların nedeniyle zaman yolculuğunu kaldıramazdın o yüzden sana da bunu yapıyorum.
I'm afraid, injured as you are, you wouldn't survive the rigors of time travel, which is why... I'm doing this.
Sana da aferin Daniel Miller.
And you, Daniel Miller, well done.
O cadı nasıl oldu da sana yardım edebildi?
How did you get Cruella de Vil to help?
- Tam da bu yüzden sana söylemek istemedim.
That's exactly why I did not want to tell you.
Umalım da çağırdığında... Yine sana gelsin.
Let's hope she still comes when you call.
Senin onlara ihtiyaç duyduğun kadar Dallas'ın da sana ihtiyacı var.
You need Dallas just as badly as they need you.
Açık konuşuyor, havalı bir araba sürüyorsun ve saçın da harika ama sana yalan söyleyemem Justin.
I like you, man. You shoot straight, you drive a cool car, and you got awesome hair, but I can't lie to you, Justin.
Yani sana Buffalo'da bunu öneriyorlar.
I mean, that's what they're offering you in Buffalo.
Yani şimdi ya beceriksiz biri olduğumu ya da sana göz yumduğumu düşünecekler.
- or colluding with you.
Bu da sana girsin.
In your fricking face.
Yoksa etrafımda olmak sana kurtarıldığında hissettiklerini hatırlatıyor da asıl hoşuna giden bu mu yoksa?
Or does being around me remind you of a sense memory when you were saved, and that's what you, uh, really like?
Her neyse, sana birkaç saat sonra seni Sao Paulo'da bırakacağımızı söylemeye geldim.
Anyway, I just came to tell you, we're dropping you at your base in Sao Paulo - in a few hours'time. - Mm.
Hepsi iyi hoş da benim sana sunacak bir şeyim yok.
Which is all well and good, since I have nothing to offer you.
O da Marissa'nın sana karşı ifade vermesi için zorluyor. Eğer Peter'ı devirmek için ona yardım etmezsen.
And he's going to force Marissa to testify against you if you don't help him take down Peter.
Sana da yaptı.
You, too.
Evet bu da sana zarar vermek için yalan söylemesinin nedeni.
Yes, and that she's lying because she wants to hurt you.
Sana gerçek adının Bruce Wayne olduğunu da söylemiş olabilir.
He might as well have told you his name was Bruce Wayne.
Sonra, bütün cadıların fos çıktığında da, Cotton Mather'ı sana gönderdim.
And then, I sent you Cotton Mather when all your other witches failed.
Ya da sana borç verebiliriz. Sonra da bize geri ödersin.
Or we could even loan you the money, and you could pay us back.
Düşünüyordum da, sana ait olan evin yarısını da alsam nasıl olur?
So I've been thinking, what if I bought out your half of the house?
Sarah'ın da sana bizim büyük, lanat olasıca hikayemizi anlattığını biliyorum ama bu yüzden beni bir cüzzamlı gibi tedavi etmene gerek yok.
And I know Sarah told you some big fucking story about us, but it doesn't mean you have to treat me like a leper.
Biri sana mesaj yollar, Emily ya da Spencer.
Someone will send you a note, Emily maybe or Spencer.
Sana da.
And you.
Sana sorularımız var ve sen de cevaplamalısın, Ya da eğer yardımcı olmazsan, mecburen bir yıldız odası yapıp orada...
We have queries, and thou shall answer, or we shall force perforce be moved to make a star chamber...
Kardeşinin ölümüyle birlikte, Onun yaşamının film hakları da sana geçecekti.
With your brother dead, the life rights would revert to you.
Biri bunu öğrenirse sana, bu ülkeye ya da seçimlere neler olur, fikrin var mı?
Do you have any idea what happens to you, or this country or this election, if anyone finds out?
Sana aşık olmasını anlayabildiğimi söyledim. Zaten anlıyorum da.
I said, uh, I said I understood how he could fall in love with you, which I can.
Öyle olsan da olmasan da sana fahişe diyor.
He's calling you a whore whether you are one or not.
Derler ki, yeteri kadar uzun bakarsan su da sana bakmaya başlarmış.
They say, if you stare long enough, The water will stare right back... At you.
Bana da sana yaptıkları gibi işkence mi yapacaksın?
You gonna torture me like they did you?
Üçüncü çeyreğin personel bütçesine bakıyordum da Waze için yapacağım program için sana birkaç günlük bir iş teklif ediyorum.
Listen, I was looking at my third quarter staffing budget and I'd like to offer you a few days punch up on a show I'm doing for Waze.
İçeride bir şey ya da kim olduğu önemli değil, sana ne yaptığı önemli.
It's not a what. It's not a who. It's what it does to you.
Bu arada evet beni tam anlamıyla bir cehenneme soktuğun için hala sana kızgınım ve bunun da hemen geçeceğini sanmıyorum.
And yeah, by the way, I'm still mad at you. You put me, quite literally, through hell and I'm not ready to let that go yet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]