Söylesene bana перевод на английский
428 параллельный перевод
# Söylesene bana söyle
Oh! Tell me, tell me
Söylesene bana, resimleri kadar tatlı mı?
Say, tell me, is she as pretty as them pictures?
İngiliz, söylesene bana çok kadınla beraber oldun mu?
Inglés, tell me, have you known many women?
Ben de aynı fikirdeyim,... söylesene bana, Miles'la niçin anlaştın?
I figured it was, that's why I'm here. What was your deal with Miles?
Kim senin gibi bir aslanı takip etmekten korkar ki, söylesene bana.
Would they fear to follow Temüjin who is without equal in battle?
O halde neden intikam almamı engelliyorsun, söylesene bana?
Now you'd thwart me and let our vengeance cool still longer.
Söylesene bana, sana nasıl davranıyor?
Tell me, how does he treat you?
Bay Ubaldi gömlekler hazır efendim. Rocco söylesene bana böyle güzel bir yerde çalıştığını neden söylemedin?
Rocco, you never said it was such a nice place.
İmza, MacNamara. " Senin şaka anlayışın bu mu, söylesene bana?
- Is this your idea of a joke?
Söylesene bana profesörü neden kaçırdılar? Profesör mü?
Why did they kidnap the professor?
Söylesene bana, biz ne yapacağız?
Tell me what we are going to do?
Söylesene bana, sen, Fuentes ve diğerleri ne istiyorsunuz?
Tell me, what you, Fuentes, and the others want?
Sen John'u bana, beni John'a sattın ya da- - Allah aşkına söylesene bana, insanları birbirine satmanın yolunu yöntemini buldun mu?
You'd sell John out to me, or me to John, or... you can tell me... have you found some way of selling everyone to everybody?
Söylesene bana.
Say, tell me.
Söylesene bana...
Tell me.
Söylesene bana, Dadı, küçük hanımımızı nasıl buluyorsun?
Tell me, Nanny, how do you find our little mistress?
Söylesene bana, Tobi.
Tell me, Dobi...
Bana söylesene... Bu adam tam olarak kim?
Tell me, exactly who or what is this man?
Söylesene, Alexei, hala bana düşkün müsün?
Tell me, Alexei, are you still fond of me?
Aklındakini bana da söylesene.
Now do you think you can tell me?
- Bak, Bana herkesin niye beni alel acele Toronto'ya göndermek istediğini söylesene?
Look, will you tell me why everybody wants to rush me back to Toronto?
Söylesene Joe, niye serbest çalışmayı bırakıp bana çalışmıyorsun?
Say, Joe why don't you cut out trying to beat this wildcat game and work for me?
Söylesene, bir hakimi öldürürsem ne yaparlar bana?
Tell me, what can they do to me if I kill a judge?
Bana adını söylesene.
Tell me your name
Bana babanızın sözlerini yine söylesene.
Tell me your father's words again.
Doktor, bana dün söylediğini söylesene. Ne kadar aptal olduğunu.
Doc, will you tell him what you told me last night, about how stupid he is?
Aldo, söylesene, bana kızgın mısın?
Aldo, tell me if you're angry with me?
Hayatın anlamı nedir bana söylesene.
Tell me what's the meaning of life?
Söylesene Ann bana ihtiyacın olduğunu söylerken, bana mı yoksa sevgime mi ihtiyacın vardı?
Tell me something, Ann. When you say you need me, is it me that you need, or... orjust my love?
Bana göre değildi. Simone söylesene.
No, I got tired of it.
- Söylesene Annie. Niçin hep elmalarının bana şans getirdiğine inanıyorum?
Annie, will you tell me, why do I always believe that your apples bring me luck?
Sophie, söylesene neden bana karşı bu kadar kabasın?
Sophie, tell me, why are you being so unpleasant?
Bana bir şey söylesene.
Tell me something.
Bana kabahat bulacağına söylesene Küçük Eleanor'un toplum içinde öyle davranmasına izin vermen nasıl görünmüştür?
How did it look, letting little Eleanor behave like that in public?
Neden savaşmak herkese... serbest ama bana yasak? Söylesene, neden?
Why they can fight and I can't?
Bana söylesene şunu!
Just tell me that!
Söylesene, bu kartal bana neden saldırdı?
Say, why does that eagle attack me?
Bana ilginç bulduğun bir şeyler söylesene.
Tell me something else you find interesting
Morua'yı öldürdükten dokuz gün sonra bana gelip bu işi böbürlene böbürlene anlattıktan sonra şimdi de bunun doğru olmadığını mı söylüyorsun? - Söylesene Calviño...
Tell me it's not true that after you killed Morúa, during the nine days I was kept prisoner, you came and told me how you had done it.
Söylesene, yaşlandığım zaman bana kim bakacak?
I mean, who's gonna look after me in my old age? Would you, birdie?
Söylesene, bana öyle geliyor ki, şu sıralar hanımlara fazla bakıyorsun.
It seems to me that you're looking at a lot of girls.
Zezé, bana "Küçük Kulübe" yi söylesene.
Zezé, sing "Little House" to me.
Bana onun adını söylesene?
Tell me, what's his name?
Bana, huzur içinde yalnız bırakılmanın yolunu söylesene.
Tell me what it takes to be left in peace.
Bana şarkı söylesene, lütfen.
Sing to me, please.
Bana söylesene!
Would you care to tell me?
Marlowe, bana söylesene, neden basit bir soruya cevap veremiyorsun? Pekâla, iki nedenden dolayı.
Tell me, Marlowe, why can't you answer one simple question?
Bana söylesene, gerçekten Stacey evli mi?
Come to think of it Stacey isn't married!
Söylesene, etrafta dolaşıp bana tüm gün patronluk mu taslıyorsun?
Say, are you bossing me around, Edie? All afternoon?
Bana evimi özleten şu şarkıyı söylesene.
Angelina, sing that song from your country which makes me nostalgic about my country.
Söylesene neden bana balyozlanacak bir araba işi var demedin.
Now, why didn't you tell me there was a cart of junk, huh?
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53