Umurunda değil перевод на английский
2,643 параллельный перевод
Doğru onların umurunda değil, sadece kan akıtmak istiyorlar.
They don't care what's right. All they want is blood.
- Umurunda değil ki.
He doesn't care.
Bu umurunda değil dostum.
She don't care about that, mate.
Gerisi umurunda değil.
You care about nothing else.
Burada deliriyorum kimsenin umurunda değil.
I'm cracking up and nobody cares.
Ayrıca Dennis'le arkadaş olup olmaman da umurunda değil.
And you don't care about being friends with Dennis.
Belli ki umurunda değil zaten senin.
You obviously don't care.
- Lennox, şekerim senin ne olduğun kimsenin umurunda değil.
- Lennox, sweetie, no one cares who you are.
Canımın içi, öğlen yemeğinde ne yediğin kimsenin umurunda değil.
Honey, no one cares what you had for lunch.
Şeref onların umurunda değil, benim umurumda.
It's not important to him, but it's important to me
Jess zerre kadar umurunda değil, sadece parayı düşünüyor.
What happens to Jess, he couldn't care less.
Nasıl olduğu umurunda değil.
He doesn't give a shit how.
Oh, gidişine bak, genç, bağımsız. Dünya umurunda değil.
Oh, look at him go- - young, independent, not a care in the world.
Akşama kadar cıyaklayan şu kuş, lakin senin umurunda değil.
That bird that squawks all day long, yet you don't seem to care.
Kimsenin mutluluğu umurunda değil.
She doesn't care if anyone else is happy for a single- -
Ama sen ortalığı bu kadar iyi paspasladığına göre anlaşılan bu pek umurunda değil.
But it doesn't seem to matter since you've so clearly been handed the golden spit bucket.
* Çığlık çığlığa, toprağın altında kimsenin umurunda değil ama * * Biliyor musun, bir şans var senin için daha * * Çünkü bir kıvılcım var sende *
♪... ♪ six feet under screams ♪... ♪ but no one seems to hear a thing ♪... ♪ do you know that there's ♪... ♪ still a chance for you ♪... ♪'cause there's a spark in you ♪...
Başkalarına zarar vermeleri kimsenin umurunda değil.
Nobody cares that they damage other people.
Kimle takıldığım umurunda değil. Şu ana kadar tek kelime etmedin.
You didn't say anything when I hung out with others.
Geri döndü, ve bu kadının umurunda değil.
And she doesn't care at all.
Arabanın kontrolünü kaybetmem ya da duvara toslamam onun umurunda değil.
He doesn't give a damn if he spins me out or shoves me straight into a wall.
Çığlık çığlığa, toprağın altında kimsenin umurunda değil ama?
Six feet under screams But no one seems to hear a thing?
Yoksa bu hiç umurunda değil mi?
Or don't you care about that?
Asistan şefi olman kimsenin umurunda değil.
Nobody cares that you're chief resident.
- Dünya umurunda değil, Scott. - Buyur?
- You're reckless, Scott.
Marrot'un vergi parasını porno ve içkiye vermesi Başbakanın umurunda değil mi?
The PM doesn't mind Marrot spending taxpayers'money on porn and booze?
Terör konusundaki aptalca sözleriyle kendi kendini köşeye sıkıştırdı. - Sen başbakansın. - Onun umurunda değil bu.
She cornered herself with her stupid remarks on terror.
Hayattayken Belediye Başkanı olarak neler yaptığı kimsenin umurunda değil.
They don't care about what he did as mayor when he was alive.
Umurunda değil tabi.
Oh, oh, you don't care.
Tabağında çikolatan olduktan sonra ne yediğimiz umurunda değil.
You don't care what we eat as long as you have a chocolate bar at the bottom of your plate.
Oğlu umurunda değil onun.
He doesn't care about his son.
Ha, tabii, lanet müşteri asla umurunda değil.
Oh, and you don't give a damn about the client.
Artık beyefendi olmak kimsenin umurunda değil.
No one cares about being a gentleman anymore, you know?
Sabit fikirli olan Filistinli, Amir Tariq'in ise pek umurunda değil.
Amir is the Palestinian hard-liner. Tariq could care less.
Ama benim neler yaşadığım kimsenin umurunda değil.
But no one cares about what I might be going through.
Silikonla yapıştırsan umurunda değil.
Look, I don't care if you fix it with gorilla glue.
Senin sınırların kimsenin umurunda değil.
Don't nobody care about your boundaries.
Nucky'e ne olduğu onların umurunda değil.
They don't care what happens to Nucky.
Kimsenin pek umurunda değil gibi.
No one much seems to mind.
hatırlıyorum... belki yunanıstan, roma belki de buraların tam tersine giderim dünyanın köprüsüne neden umurunda dürüst olmak gerekirse, ne olduğu umrumda değil, sana rağmen
We remember... Maybe to Mercedonia, Greece, Rome Maybe sail the other way around to see if I can fall off the edge of the world
Bilmiyorum. Umurunda da değil.
I don't know, and I don't care.
Sergei'nin ölmesini istediği için senin hayatının geri kalanını bir hücrede çürüyerek geçirmen onun umurunda bile değil.
And for all he cares, you're gonna rot inside of a prison cell for the rest of your life for the hit that he ordered on Sergei.
- Köpek umurunda bile değil.
- You don't care about that dog. - Incorrect.
Günümün nasıl geçtiği umurunda bile değil, haksız mıyım?
You really aren't interested in my day at all, - are you?
- Şu an umurunda değil.
- I don't care.
Benim ne istedigim kimsenin umurunda degil, hicbir zaman olmadi.
[esp] : Nobody cares what I want, no one has ever cared.
Yaralansam da umurunda olmazdım, değil mi?
Are you hurt? Anything get to me, what? which hurt?
- Dediklerin kimsenin umurunda değil.
- No one gives a crap what you have to say.
Okul senin umurunda bile değil.
You don't care about the school.
Onun çalışanların gizlilik hakkı fare kıçlı umurunda bile değil.
Please. They don't give a rat's ass about his employees'right to privacy.
Bizim dostluğumuz senin umurunda bile değil.
You don't care about our friendship at all.
umurunda değil mi 20
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25