Uzun zaman olmuştu перевод на английский
491 параллельный перевод
Dünkü gibi içmeyeli uzun zaman olmuştu Halton.
It's been a long time since I've had as many drinks as I had yesterday.
Yeni bir şey almayalı çok uzun zaman olmuştu.
It's so long since I had anything new!
Çok uzun zaman olmuştu.
It's been a long time.
Sanırım kilise çanlarını duymayalı uzun zaman olmuştu.
I believe that's the first church bell I've heard in months.
Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since I've been here.
Biri bana bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.
It's been a long while since anyone did that for me? Stop here, please.
- Çok uzun zaman olmuştu.
- Gee, it's been a long time.
Tanrım, uzun zaman olmuştu.
Gee, it's been a long time.
İyi akşamlar Felix, uzun zaman olmuştu.
It's been a long time.
- Uzun zaman olmuştu.
- It's been a long time.
Oyunculuk yapmayalı uzun zaman olmuştu. Ve daha önce hiç böyle önemli bir role çıkmamıştım.
It's been a long time since I acted and I never played such a vital role.
Uzun zaman olmuştu!
It's been so long!
Uzun zaman olmuştu.
It's been a while.
Onu böyle görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since I saw her like this.
Beni böyle öpmeyeli uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since you've kissed me like that.
Julian'la beraber eve gitmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
It's been so long since Julian and I have gone home together.
Böylesine klinik öneme sahip olağandışı örneklerle çalışmayalı çok uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since we've been able to study specimens of such extraordinary clinical interest.
Erkekler gideli çok uzun zaman olmuştu.
The men were gone for a long time.
- Çok uzun zaman olmuştu.
- It's been too long
Bir yürüyüşten bu kadar zevk almayalı uzun zaman olmuştu.
It is a long time since a walk has been so enjoyable.
Cenazemiz olmayalı çok uzun zaman olmuştu.
It's a long time since I've been to a funeral.
Uzun zaman olmuştu.
It's been a long time.
İzini kaybedeli o kadar uzun zaman olmuştu ki.
We had lost trace of you for so long.
Bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.
It's a long time since we've done that.
Bu kadar büyük bir et parçası görmeyeli uzun zaman olmuştu.
It is a long time since we saw so much meat all in one piece.
Çok uzun zaman olmuştu.
It's been so long.
Operaya gitmeyeli uzun zaman olmuştu.
I don't know. It's been a long time since I've been to the opera.
Bu büyüklükte bir bezelye görmeyeli uzun zaman olmuştu değil mi güzelim?
Been a long time since you've seen a bean that size, eh, babe?
Hey, bebeğim Batı Teksas Salon Fahişem olmayalı uzun zaman olmuştu.
Hey, baby, long time since I had a West Texas ballroom bitch.
Biliyor musun, dostum... gerçek bir Santo ile karşılaşmayalı uzun zaman olmuştu.
You know, my friend... it's been a long time since I met a real-life santo.
Uzun zaman olmuştu.
It's been a while!
Gerçekten bir yere ait hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since I really felt like I belonged somewhere.
Hem çok uzun zaman olmuştu hem de çok kısa, ve şehirdeki birçok insan konuşmaksızın ve anlamaksızın birisinin gelmesini bekledi.
It was both a very long time and too short a time, and many people in our town await someone without daring to say so and without realizing it.
Birisini buralarda görmeyeli uzun zaman olmuştu.
It's been a while since we saw one.
Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu.
It's been a long time.
John, uzun zaman olmuştu.
- John, long time, no see.
Bu işi yapmayalı uzun zaman olmuştu.
Been a while since I've done this.
Görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
God, it's been ages since I've seen him.
Kendimi bir yere ait hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
It's been a while since I had a place where I truly belonged.
Uzun zaman olmuştu.
It's been quite a while.
Bunu içimden gelerek söylemeyeli uzun zaman olmuştu.
And it's been a long time since I said that and meant it.
Bu odada gülme sesleri duymayalı uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since I heard the sound of laughter in this room.
Gerçekten uzun zaman olmuştu.
It's been a really long time...
Uzun zaman olmuştu.
- It's been a long time.
Alec Barb'ı kurarken çok düşmanı olmuştu ama bu uzun zaman önceydi.
Alec made a lot of enemies when he was building up the Barb but that was long ago.
Lanetler, vampirler çok uzun zaman önce olmuştu. Olayı gören herkes tehlikede.
The suspects are compromised.
Uzun zaman önce, 13 yaşındayken olmuştu.
A long time ago, when I was 13 years old.
Bunu dinlemeyeli uzun zaman olmuştu.
I haven't heard it in a long time.
Biriyle uzun uzadıya konuşmayalı epey zaman olmuştu.
It's been a long time since I talked so much
Uzun zaman önce anneniz ve benim yakın bir ilişkimiz olmuştu.
A long time ago, your mother and I had a very close relationship.
- Uzun zaman olmuştu.
Okay.
uzun zaman oldu 409
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun bir gündü 31
uzun süre 24
uzun bir süre 39
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun bir gündü 31
uzun süre 24
uzun bir süre 39