Yemekleri перевод на английский
3,148 параллельный перевод
... ve bunu da dünya çapında satılan muhteşem italyan yemekleri yaparak başarıyorlar.
'And they do it by producing fantastic Italian food which sells round the world.
Bir şef olacağım ve en lezzetli yemekleri pişireceğim.
I'm going to be a chef and make the most delicious food.
Hatta yemekleri ile oynamaya dahi başlıyorlar.
They even start to play with their food.
Çocuğun yemesi gereken yemekleri silmiş süpürmüş.
He was drinking it for the child whenever he could without me knowing it, Mom.
Oh evet. Bilirsin ben vejeteryan yemekleri daha çok severim.
You know I like doing my veggie spears.
Tüm yemekleri oradakiler yaptığından öncesinden çiftliği...
I have to call the ranch because they do all the meals
Toplu yemekler veya eş dost yemekleri için mükemmel bir tercih.
It's perfect for an intimate meal or for a large gathering.
Yani demek istediğim Pan Asya mutfağının iyi yanı eğer yemekleri ezip...
I mean, Pan Asian food, is that if you mush it all up it's...
Çin yemeği söyledim. Yani, karışık Asya yemekleri. akşam yemeği için.
I ordered Chinese " I mean, Pan Asian, for dinner.
Emerenc, korkarım yemekleri kabul edemem, onları geri getirdim.
Emerenc, I'm afraid I can't keep the festive feast. I've brought it back.
O benim arkadaşım.Ona hapishanede vejetaryan yemekleri yedirtecekler, sürtük!
He's my friend. They'll serve vegan in jail, bitch!
Yerli yemekleri tatmak için gelmedik buraya.
We're not here to taste the local specialties.
Duyduğumuza göre buradaki yemekleri beğenmiyormuşsun.
So, we're hearing the food here is not good enough?
İnsanlar Şükran Günü'nde kalan yemekleri yer.
Most people do leftovers on Thanksgiving.
Martin, tıpkı onlar gibi restorandaki yemekleri yedi çorba da daha çok tas kebabına benziyordu.
Martin ate the same food as them in the dining hall, - and the soup was more like a meat stew.
Acı yemekleri severim.
No. I like hot food.
Bayram yemekleri daha bir tatli oluyorlar.
It's always good to enjoy the Eid sweets.
Ülkenizn yemekleri fantastik.
Food in your country's fantastic.
Hint yemekleri güzelmi?
Is the Indian good?
Biz yemekleri miğdemizde saklayabilir sonra tekrar yiyebiliriz, böylece yemeden daha uzun yol alırız.
We can regurgitate the food in our stomach and re-chew it, so we can go longer without a meal.
Tanrı biliyor ya, buraya her zaman yemekleri için gelmiyorlar.
Lord knows they're not coming here for the food all the time.
Buranın öğle yemekleri harika!
The lunches here are great!
Ama ben böyle temel yemekleri de seviyorum.
But I also like these everyday staple dishes.
İlk önce yemekleri lezzetli bul, sonra şartlar konuşalım.
Find the food tasty, then we should talk terms.
Annemin yemekleri senin için yeterince iyi değil mi?
My mother's cooking isn't good enough for you, mate?
- Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri.
- Breakfast, lunch, dinner.
Ve bu adam..... şu anda yüzüne baktığın..... saat dokuzdan beşe kadar çalışan adam.. .. iki kişilik bir yatakta yatıyor.. .. Tayland yemekleri seviyor..... kız arkadaşı ağzını bozunca buna bayılıyor hele ki gülümseyince kalbi atıyor.
And the guy that you're looking at now- - the guy with the nine-to-five job, lives in a two-bedder, loves Thai takeaway... loves when his girlfriend talks dirty to him the way she smiles.
Bütün bu yemekler, babamın en iyi yemekleri.
All these dishes are my dad's best dishes
- Öğretmenim, aslında O bazı yemekleri yapamıyor.
Teacher, actually he only knows how to cook these few dishes
Yemekleri berbat ve tüm komşularım alzheimer.
Awful food and all my neighbors suffering from Alzheimer.
Gerçekten yemekleri ucuz ve iyi.
This is some real cheap, good food.
Şu yemekleri çıkaralım, Bayan Emma.
Let's get this food out here, Miss Emma.
Tanrı güzel kokulu yemekleri sever.
The Lord loves good-smelling food.
Yemekleri nasıl?
How the fuck is the food?
- Peki ya İtalyan yemekleri?
- How about Italian food? - What?
Bir de sıkıcı akşam yemekleri ki sadece paradan konuşuluyor.
To go to boring dinners... where they only talk about money.
- Budalaca öğle yemekleri... Tamam. Hayatın budalaca değil, bu sadece...
bas mitzvahs, dopey lunches... okay. your life is not dopey, it's just that- - oh, no. i get it. i get it.
County'nin yemekleri fecidir.
The worst food's at County.
İtalyan yemekleri fazla abartılmış.
Italian food's so overrated.
Diğer yanda İngiliz yemekleri...
English food on the other hand...
En sevdiği yemekleri yapabilirim ama bu biraz...
I could make all of her favorite dishes!
Wo-Hop'ta sipariş almaya da bayıIıyorum çünkü şehirdeki en iyi Çin yemekleri orada.
And I also really like taking orders at Wo-Hop because they have the best Chinese in the city.
Orta batıda fiyatlar biraz farklı ama eminim yemekleri lezzetlidir.
Midwest, the prices are different, but I'm sure the food here is delicious.
Latin yemekleri, Latin sanatı, Latin insanlar- -
I mean, I love Latin food, Latin art, Latin people...
İşte bu yüzden yemekleri sen yapmıyorsun.
And that's why you don't cook.
Aslında, asıl bu yüzden yemekleri sen yapmıyorsun.
Actually, that's why you don't cook.
Andrew yemekleri sevdiğini söylüyor.
So Andrew tells me you like food.
Akşam yemekleri, alış veriş çılgınlıkları.
Dinners, shopping sprees.
Sadece yemekleri, değil mi?
It's just her food, right?
Tamam, şimdi de vejeteryan yemekleri olan bir yere gitmek istediğini söyle.
Okay, now tell him you want a vegan place.
Ayrıca kız arkadaşının yemekleri iğrenç.
And your girlfriend's cooking sucks.
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
yemek yiyelim mi 24
yemek yiyoruz 21
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
yemek yiyelim mi 24
yemek yiyoruz 21