Ö перевод на английский
1,477,555 параллельный перевод
o melezi hemen öldürmemiz gerek.
We need to kill that hybrid now.
- mükemmel artık silalarımızı kullanamayız onu nasıl öldüreceğiz o zaman?
- Perfect. We can't use firearms now. Then how are we supposed to kill it?
Black Forest a bir ekip gönderin ve.. o yuvayı yakıp kül edin..
Send a team to the Black Forest and burn that nest to the ground.
eğer o şalteri açmazsan hepimiz öleceğiz..
If I don't throw that switch, we are all gonna die.
Ve şimdi o ahmak, geçmişe dönmenin ve geleceğin kendi olan Aku'yu mahvetmenin yollarını arıyor.
Now the fool seeks to return to the past and undo the future that is Aku.
O öldü mü?
Is he dead?
BERRAK RÜYA, RÜYA GÖREN KİŞİNİN O SIRADA BUNUN BİLİNCİNDE OLDUĞU RÜYADIR.
A lucid dream is a dream during which the dreamer is aware of dreaming.
Ama o kısa cümleyi bir nefeste söyleyemiyor.
But she can't say that short sentence in one breath.
O ölü değil!
He's not dead!
O piç yalan söylüyor!
That bastard's lying!
Senin gibi o da oğluyla berrak rüyalar aracılığıyla görüşüyor.
He's meeting his dead son like you through lucid dreams.
Ama önemli bir hasar yoktu, o yüzden o muhtemelen listende değil.
But there was no significant damage so he probably wasn't on your list.
ve beni o durduramaz.
And he's not gonna stop me.
havadaki o temiz his.
That clean feeling in the air.
o an herşey mükemmeldir..
And in that moment, everything was perfect.
dün gece... o sendin.
Last night... that was you.
o şalteri açmam gerek.
I need to throw that switch.
- eğer o yumurtalar çatlarsa, bu tesisinde bariyerinde... hiç bir anlamı kalmaz.
- If those eggs hatch, this facility, the barrier... None of it's gonna matter.
o senin için canını verdi.
He laid down his life for you.
Tamam o halde.
Very well.
O kadar yüksekti ki, bulutlara dokunmak işten bile değildi.
It was so high up in the air that it touched the clouds.
O günleri yad edebileceğim tek yol bu. Anılar.
It is the only way I will ever see it again... as a memory.
Ama Aku-kuçu, Jacko hakkında bir bilgim var. Hem de çok uzaklardan bebeğim.
Oh, but, Aku-kachu, I got some info on Jack-o that's outta this world, babe!
Jacko kılıcı kaybetmiş.
Jack-o has lost his sword-o.
O zaman anlamama yardım et.
So help me understand.
O da şey yapmış olmalı içmiştir yani.
So she must have... drank it?
- O kadar çok mu istiyordun?
- You wanted it that much?
O zaman neden pul yok üstlerinde?
Then why aren't they stamped?
O zaman gidelim!
Then let's go!
Sonra kendini o rüyada uyanık hayal et.
Then imagine yourself awake in that dream.
Ancak o zaman rüyanda o anıyı hatırlayabileceksin.
Only then, you will be able to recall that memory in a dream.
O, hafızamda var olmayan bir yabancıydı.
He was a complete stranger who didn't exist in my memory.
Bu o!
That's him!
- O, Bu Adam.
- It's This Man.
O, müşterek rüyacı.
He does shared dreaming.
Bu o değil.
It's not him.
O zaman eldiven takmış olmalı.
Then he must've been wearing gloves.
O siktiğimin...
That fucking...
O çok hasta.
She's very sick.
Tokyo'ya saat 12 uçuşu.
Twelve o'clock flight to Tokyo.
O şerefsiz yaptı her şeyi!
That bastard did everything!
O ne yaptı?
What did he do?
- O değil, değil mi?
- It's not him, right?
O bir psikiyatri hastası.
He's a psychiatric patient.
Ayrıca o berrak rüyalar alanında en büyük sponsorum.
He's also my biggest sponsor of lucid dreams.
O da onlardan biriydi.
He was one of them.
Her şeyi açıklayacağım, o yüzden yakamı tutmadan konuşalım.
I'll explain everything so let's talk without grabbing my collar.
İşte o zaman berrak rüyalar hayatıma girdi.
That's when I came across lucid dreams.
Berrak rüya senin rüyan, yani kolayca o rüyadan çıkabilirsin.
Lucid dreaming is your dream, which means you can easily get out of it.
Ve arka planlar değişebilir, o yüzden panikleme.
And the backgrounds may change, so don't panic.
Babası bu insanları bulmak için o listeyi yaptı.
His father made that list to find those people.