Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Anlamadın

Anlamadın перевод на испанский

5,734 параллельный перевод
- Hayır, hayır, anlamadın.
- No, no. No, no lo entiendes.
Anlamadın mı?
¿ No lo entiendes?
Sanırım beni anlamadınız.
No creo que entiendan.
- Bunu biliyorum. Neden bahsettiğimi anlamadın?
Lo sé. ¿ Crees que no lo sé?
Koruma altında, seni aptal kafasız. Anlamadın mı?
Tiene protección, pedazo de estúpido. ¿ Es que no lo ves?
Acaba neresini anlamadın?
¿ Qué parte de "no" no entiendes?
"Başka çaremiz yok" kısmını anlamadın herhalde?
¿ Y qué parte de "estamos desesperados", no entendiste?
Ön sayfasında "Lydia Howland" yazan bir defterin ne olduğunu anlamadın mı?
¿ No entendías Lydia Howland escrito en la portada del cuaderno?
- "Kes" lafının nesini anlamadın?
¿ Qué parte de "dejar" no has entendido?
İşlerin nasıl yürüyeceğini hâlâ anlamadın, değil mi?
Aún no entiende cómo funciona esto, ¿ verdad? - Entre al ascensor.
Bunca zamandır öyle işlemediğini anlamadın mı? !
¿ Es que aún no te has enterado de qué va esto?
Beni hiç anlamadın!
¡ Porque no me apetece entenderlo!
Peki, sen neden anlamadın?
Pero ¿ por qué no lo entiendes tú?
Bir savaşı önlemeye çalışıyoruz. Hangi kısmını anlamadın?
Estamos intentando detener una guerra.
Neresini anlamadın yani?
¿ Qué parte de esto es lo que no estás entendiendo?
Neden öyle söylediğini sandığımı anlamadın mı?
- Sí. ¿ Puedes entender por qué pensé que decías Allison?
- Balyozu ne yapacaksın? Anlamadınız mı? Kool Aid maskotu hani.
¿ Para qué necesitas un martillo? ¡ Oh si! ¿ Lo tenéis?
Sen anlamadın, ben sana söyledim.
Tú no te diste cuenta, yo te lo dije.
Bayan Wooton, bir terslik olduğunu hiç mi, hiç mi anlamadınız?
Sra. Wooton, ¿ tenía alguna idea, alguna idea de que algo andaba mal?
Anlamadınız mı? Java ve Java gibi...?
¿ Lo entendieron?
- Hâlâ anlamadın mı?
¿ No es ya obvio?
Neyi anlamadın dangalak?
¿ Qué demonios es lo que no entiendes, idiota?
- Bunun tuhaf olduğunu anlamadın mı?
¿ No pensó que era raro?
Benimle ilgili anlamadığın şey Richard, benim umurumda değilsin kaybedecek bir şeyim yok.
Mira, lo que no entiendes de mí, listillo, es que me da igual. No tengo nada que perder.
"Kendinize şunu anlayıp anlamadığınızı sorun." "752-598 H, M anahtarı O"
Pregúntense... ¿ entienden que 752598 H IS M cayo O? "
Neyin nasıl çalıştığını hiç anlamadım ama şu makinenin çıkardığı kokuyu çok sevdim.
Yo no entiendo muy bien cómo funciona, pero me encanta ese... olor que las máquinas producen.
Kararımı anlamadığını fark ettim.
Entiendo que no entiendas mi decisión.
Paradan anlamadığınızı biliyorsunuz.
ustedes saben que no saben ahorrar.
Şimdi ne gibi bir değişiklik olacak, orasını anlamadım.
No veo cómo esta vez va a ser diferente.
Filmlerden yaptığım alıntıları anlamadığın açıkça belli.
Claramente no entiendes mis referencias de películas. Claramente.
- Son ayakta kalan kaplumbağa sözünün neresini anlamadın.
¿ Qué parte de "la ultima tortuga de pie" no entendiste?
İşi bu. Nereye varacağını anlamadım.
Ese es su trabajo.
Benim anlamadığım sen geçmişinin her detayını bilmene rağmen mahkum olmuş bir suçluyu evime, yatak odama niye yerleştirdin?
Lo que no entiendo es por qué colocó a un convicto en mi casa, en mi habitación, cuando sabía cada detalle de su pasado.
Bir şer imparatorluğunun saldırganlığını ve tarihi gerçekleri görmezden gelerek basitçe bir silah yarışı olarak duruma bakmanız devasa bir yanlış anlamadır.
Y culpar por igual a ambas partes, por hacer caso omiso a los hechos históricos, y dejarse llevar por los impulsos agresivos de un imperio malvado, decir que es un malentendido gigantesco el hecho de llamar a una carrera armamentista,
Bunun ne işe yarayacağını anlamadım.
No puedo ver que bien hará.
İnsanların Dişli Savaşları'nda anlamadığı nokta aslında savaşın dişlilerle hiç alakası bile olmaması.
Lo que la gente no entiende sobre la Guerra de los Engranajes es que realmente nunca fue algo sobre los engranajes.
Bazen bu gemide öyle anlar yaşıyorum ki kimsenin beni ve bu çözümsüz bulmacayı anlamadığını düşünüyorum.
Bueno, no hay nadie que me entienda y este... rompecabezas sin solución.
Fransız cipsi üzerindeki mayonez olayını tam anlamadım.
No entiendo todo eso de "la mayonesa sobre las papas fritas".
Hiçbir zaman anlamadığın şey dost edinebilecekken, neden düşman edinesin ki?
Una lección que nunca entendiste... es ¿ por qué hacer un enemigo cuando puedes hacer un amigo?
Dünyamda anlamadığın bir sürü şey var.
Hay mucho sobre mi mundo que no entenderías.
Anlayıp anlamadığını sorduk. Kafana yattı mı anlamında. Üstesinden gelebilecek misin?
Estamos preguntando si entiendes lo que necesitamos que hagas, y si estás dispuesto a hacerlo.
O yüzden anlamadığın şeyler hakkında konuşma.
Así que no hables de cosas que no entiendes, ¿ vale?
Affedersin ama bence anlamadığın şeyler hakkında konuşmamalısın.
Lo siento, pero no creo que debas hablar de cosas que no entiendes.
Ne demeye çalıştığını anlamadım.
No sé qué quieres decir con eso.
Anlamadığım şey, burada sizin şikayetlerinizle, tehditlerinizle hiç bitmeyen fasulye saymalarınızla başa çıkacak birinin neden olmadığı.
¿ Lo sabía? Lo que no entiendo es por qué nadie más por aquí tiene que soportar tus quejas, tus amenazas y tu revisión constante de las cuentas.
- Neden aniden gözlerini kırpıştırdığını anlamadım mı sanıyorsun?
¿ Crees que no sé por qué...? ¿ De repente me pones ojitos?
Bunu tamamen yapmak için zamanınız var mı? Anlamadım?
¿ Tiene tiempo para hacer esto bien?
Bak, anlamadığın çok konu var.
Hay tanto que no entiendes.
Burada ne yazdığını anlamadım.
No he entendido bien.
Kaptan, dediklerini anlıyorum ama senin anlamadığın şu ki Lily benim karım ve şu an mantıklı davranamayacak kadar çok seviyorum onu!
Capitán, entiendo lo que está diciendo, pero lo que usted no entiende es que ¡ Lily es mi esposa, y la amo demasiado como para comportarme racionalmente en este momento!
- Beni anlamadığını öğrenmek mi istiyorsun?
- ¿ Quieres saber por qué no puedes comprenderme?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]