Aramıs перевод на испанский
5,527 параллельный перевод
Yanda oturan kadın Lindsay'in bağırdığını duyduğu için polisi aramış, bir camı kırmış.
La señora que vivía al lado llamó a la policía porque Lindsay estaba gritando, rompió una ventana. La policía reconoció que estaba enferma, que no necesitaba ser arrestado, El...
Beni aramış olmalısın.
Debe haber ido me buscas.
- Seni aramış mıydı?
¿ Te llamó a ti?
Uçaktan inince Honolulu Hastanesi'ni aramış.
Después de aterrizar Laura hizo una llamada al Honolulu General.
- Komşusu aramış.
Llamó una vecina.
İki hafta önce adamın biri onu cep telefonundan aramış.
Dijo, que hace un par de semanas, un extraño le llamo al celular.
Size ulaşana kadar 25 kere falan aramış olmalıyım.
He llamado 25 veces antes de poder comunicarme.
Bakıyorum da aramızda başka bir avukat varmış.
Parece que tenemos otro practicante de la ley entre nosotros.
11 : 30'da aramış.
Llamó a las 11 : 30.
Endişem dışında aramızda başka bir şey yok.
No hay nada entre tú y yo excepto mi preocupación por ti.
Bu yılın başlarında Chicago'nun güneyindeki bir ev numarasını 144 kez aramış.
Llamó a esta casa en la parte sur de Chicago 144 veces a principios de este año.
İç işlerini aramış mı?
¿ Alguna con Asuntos Internos?
Sanırım orada çalışan birini bir kaç kez aramış. Edwin Stillwell diye birini.
Creo que hizo tres llamadas ahí para un Edwin Stillwell.
Tri-County Hapishanesini aramış.
Llamó a la prisión de los Tres Condados.
Yaşamımızın sadece bir yol fiziksel formdaki ruhani bir yolculuk olduğunu biliyorum sırf kardeşinin bizimle olmaması aramızda olmadığı anlamına gelmez.
Sé que este es un camino que debemos recorrer, un viaje espiritual con nuestro yo terrenal y solo porque tu hermana no esté con nosotros no significa que no esté entre nosotros.
Aramızda gizlenmiş cadılar var, ve siz alkol ve şehvet ile ayartılmış Salem halkı, halinizden memnun bir şekilde görmezlikten geliyorsunuz.
Hay brujas escondidas entre nosotros, y ustedes gente de Salem, seducidas por la bebida y la carne, están felizmente cegadas.
Böylelikle, bu vesileyle benim kararıma göre, aramızdan sürgün edilecek, ihraç edilmesi tartışılmaksızın derhal icra edilecektir.
No. Y por ello, decreto, queda desterrada de nuestro entorno, su expulsión inmediata y sin discusión.
Hayır, komik olan şey Amit ve Aram Afganistan'daymış.
No, lo divertido es que Aram y Amit son de Afganistán.
Polisi Gomez'in babaannesi aramış.
La abuela de Gómez lo reportó.
Clare de onu aramış.
Clare le había llamado.
Arkadaşı endişelenip polisi aramış.
Un amigo se preocupó y llamó a la policía.
Kıçımla aramış olmalıyım.
Debo haber pulsado mal.
Neden sırf Sherlock zorluk çıkaracak diye aramızda bir şeyler olmasını engelleyelim?
¿ Por qué deberíamos negarnos la oportunidad de algo solo porque Sherlock lo haga más difícil?
Yer almak istedi yüzden annem seni aramış olmalı , bu konuda ağzını kapalı atış ben Newhouse gitmedim biliyorum.
Se que Newhouse no dijo nada de esto, así que mi mamá debió de haberlo llamado, pidiéndole que se involucrara.
- Yani, Cat'i görmedim ama beni aramış ve sesli mesaj bırakmış.
- Es decir, no he visto a Cat, pero me llamó y me dejó un mensaje en el contestador esta mañana.
Benjamin Delarge bu sabah orayı aramış.
Benjamin Delarge llamó allí esta mañana.
- Bu sabah buradaki birisini aramış.
Él llamó a alguien de este edificio esta mañana.
- Çok inatçı yani. Pazar günü oyunculuk sınıfındaki bir arkadaşından yönetmenin numarasını almış ve onun evini aramış! Daha sonra adam Brentwood Country Mart'da Rod Serling'le öğle yemeği yerken onunla rast gelmeyi başarmış.
El domingo se puso Número del direccion de alguien en su clase de actuación, llamó a su casa, luego se las arregló para encontrarse con él en el Brentwood Country Mart mientras él estaba almorzando con Rod Serling.
Bu sıkıntılar, hatta daha korkunçları bile aramızdaki bağlara daha fazla değer katar.
Y estas dificultades, incluso las más terribles, premian todavía más nuestro compromiso.
Aramızda sır olmayacağını söylemiştim sana.
Te dije que no habrá secretos entre nosotros.
Ateş edilmeden önce birisi 911'i aramış.
Alguien llamó al 911 antes de hacer los disparos.
Ödemeli telefondan aramış, kim olduğunu söylemeden de kapatmış.
Fue desde un teléfono público, colgué antes de que podamos ID.
Çok aramış mı bunu?
- ¿ Ella eligió esta? - Sí.
Biri aramış.
Oh, tengo una llamada perdida.
- Eve gelmeyince aramış mı,
- ¿ Has comprobado si él llamó
- Evet. - Aramış mı?
- ¿ Llamó?
Çok tatlısın Bob. Ama şu anda pek koca aramıyorum.
Eres muy dulce, Bob... pero ahora no estoy buscando un esposo.
Helen'in söylediğine göre en son bu sabah aramış.
Y Helen ha dicho que la ultima llamada fue esta mañana.
Büyük karanlık tarafından rahat bırakılmış bir şekilde aramıza döndü.
¡ Oh! Scotty retorna entre nosotros, sin que la gran oscuridad le haya afectado.
Böcek onu aramış, dükkana geliyormuş.
Dijo que Bicho había llamado.
Makale yanlış anlaşılmasından beri Matty ile aramız çok garipti.
Matty y yo habíamos estado jodiéndonos mutuamente desde el malentendido de la redacción.
Bu aramızda küçük bir sır olarak kalabilirse çok sevinirim.
Me encantaría que... si esto podría ser nuestro pequeño secreto.
Aramış olsanız telefonda da söylerdim.
Se lo habría dicho por teléfono, si hubiesen llamado.
Ekibi bütün binayı karış karış aramış.
Su equipo buscó de arriba a abajo.
Polisi aramış mı?
¿ Ha llamado a la policía?
Ama aramızdaki bu bağı kaybetmeyelim,... elimde o yazıyı tuttuğumdan ve birbirimize Houston Sokağı'nın karşısından gülümsediğimizden beri sahip olduğumuz bağı.
No perdamos lo que tenemos, nosotros, lo que teníamos cuando levanté esa señal y nos sonreímos en la calle Houston.
Sanırım aramızda bir köstebek varmış.
Parece que hay un topo en la operación.
Sanırım aramızda bir köstebek varmış.
Parece que hay un infiltrado en la operación.
Yosemite, her zaman özgür ruhlu ve sınırsız ham enerji sahibi insanlar için her zaman orada olacak. Aramızdan, ileri düzeyde macera peşinde koşanlar için.
Yosemite siempre estará ahí para gente que tiene un espiritu libre y suficiente energía, para todos nosotros que queremos aventura a gran escala.
Bu arada sıcak yogadayken kıçımla sizi aramış olabilirim.
Por cierto, te llamé accidentalmente con el culo en mi clase de yoga caliente.
Ayrıca başka birini de aramış.
Pero también pidió a otra persona.