Bilmeliyim перевод на испанский
1,569 параллельный перевод
- Öncelikle ne aradığınızı bilmeliyim.
- Necesito saber qué busca.
Nereli olduğunu bilmeliyim.
Necesito saber de dónde vino.
Gençler eğer ifadenize eklemek istediğiniz birşey varsa, aklınıza gelen herhangi şey, bilmeliyim...
Si quieren agregar algo a sus declaraciones... lo que sea que piensen que debo saber...
Çatışma Kurallarını bilmeliyim.
Necesito las reglas de combate, señor.
Çatışma kurallarını bilmeliyim.
Sí, necesito instrucciones de combate.
Eğer bir soru varsa, doğru cevabı bilmeliyim.
yo DEBO conocer la respuesta correcta.
Bunu ben de bilmeliyim.
Debo verle con mis propios ojos.
Solun ne taraf olduğunu bilmeliyim herhalde!
¡ Y que voy a saber yo donde es la izquierda!
- Daha çok şey bilmeliyim.
- Necesitamos más información.
Burada neler olduğunu bilmeliyim.
Debo saber qué está ocurriendo aquí.
Eğer göğüs ağrın varsa bunu bilmeliyim.
Oye, si sientes dolor torácico, me lo tienes que hacer saber.
Antidepresan alıp almadığını bilmeliyim.
Necesito saber si toma antidepresivos.
Ne söylediğini bilmeliyim.
Necesito saber qué dijo ella.
Onların evde güvende olduklarını bilmeliyim, Tom'un yanında, onun yanında.
Necesito saber si están seguros en su hogar con Tom, con ella.
Mutlu musun bilmeliyim.
Solo quiero saber si estas feliz.
Ne gördüğünü bilmeliyim.
tengo que saber lo que viste.
Telefonu nereden aldığını bilmeliyim.
Me hace falta saber dónde conseguiste el teléfono.
Çok önemli. Tam olarak nerede olduğunu bilmeliyim.
Debo sabe exactamente dónde estás.
Bir kişide, "tüm insanları yok etme" isteğinin doğması için kaç tane domates yemesi gerektiğini bilmeliyim.
Necesito saber cuantos kilos de tomate... necesita un hombre promedio comer antes de querer destruir a todos los humanos.
Evinizde tam olarak neler yaşandığını bilmeliyim.
Necesito saber que ha ocurrido exactamente en tu casa.
Cassidy hakkında daha çok şey bilmeliyim.
Es de Cassidy de quien necesito saber más.
Hemen işe koyulmak istiyorum, bu yüzden ajansları, bütçeyi, sorunları... hepsini bilmeliyim.
Quiero empezar con todo así que necesitaré aprender las secretarías los presupuestos, los problemas... todo ello.
İyi ya da kötü, bilmeliyim çünkü ben de her zaman farklı hissettim.
Bueno o malo, quiero saberlo. Porque siempre me he sentido distinta, también.
Bu konuda ne kadar ileri gideceğini bilmeliyim.
Necesito saber hasta donde quieres ir con esto.
O detaylara baktın mı bakmadın mı? Bunu bilmeliyim.
Sólo necesito saber si has mirado esa información.
Şu anda nerede olduklarını bilmeliyim.
Y tengo que saber dónde están ahora mismo.
Ne üzerinde çalıştığını ve kimi araştırdığını kesinlikle bilmeliyim Ve hemen şimdi bilmem gerek!
Necesito saber en qué estaba trabajando y a quién estaba investigando, ¡ y necesito saberlo ahora!
Ordusunun gerçek sayısını ve niyetini bilmeliyim.
Necesito saber exactamente cuantos son y su posición. Pronto.
Bunu bilmeliyim!
¡ Necesito saberlo!
Bugün uçup uçmadığını bilmeliyim.
Necesito saber si volaba hoy.
Neyle uğraştığımı bilmeliyim Bay Benoit.
Necesito saber con lo que estoy lidiando, Sr. Benoit.
Nerede ve kiminle olduğunu bilmeliyim. Daima.
Tengo que saber dónde está y con quién siempre.
Gece 22 : 00'den sonra dışarıdaysanız telefon edeceksiniz. Nerede olduğunuzu bilmeliyim.
Si vais a estar fuera después de las 10, llamadme, porque necesito saber dónde estáis.
Kimin için çalıştığımı bilmeliyim.
Necesito saber para quién estoy trabajando.
Ne yapacağını bilmeliyim.
Necesito que me digas qué hacer.
Cidden, Carla. Bunun sorumlusunun kim olduğunu bilmeliyim.
En serio, Carla, necesito saber quién es el responsable de esto.
Sadece onun hakkında daha fazla şey bilmeliyim.
S � lo necesito saber m � s.
Biz arkadaştık ve hala iyi olduğumuzu bilmeliyim.
Fuiste una amiga. Necesito saber que todo está en orden entre nosotros.
Bilmeliyim.
Tengo que saber.
Güvende olduğunu bilmeliyim.
Debo saber que está a salvo. - ¡ Es suficiente!
Adam, bunu yiyip yemediğini bilmeliyim.
Necesito saber si has comido esto, Adam.
Bırakmayı bilmeliyim.
Debo dejarlo ir.
Aradığım şeyin ne olduğunu bilmeliyim.
Necesito saber que estoy buscando.
Tecavüz olaylarının olduğu gecelerle ilgili her şeyi bilmeliyim.
Necesito saber todo sobre la noche de la Casa Encantada.
Yani patlamanın yapısını bilmeliyim.
Lo que significa que necesito saber exactamente la naturaleza de la explosión.
Beni kim için terkettiğini bilmeliyim!
Quiero saber, por quién me estás dejando.
Dinle, gerçekten şekeri bilmeliyim çünkü çileğe ve kiraza alerjim var.
Escuche, realmente debo saber el dulce, porque soy alérgico a las frambuesas.
Bilmeliyim!
¡ Tengo que saber!
Ona ne söyleyeceğimi bilmeliyim.
Tengo que saber qué decirle.
Hayallerini, umutlarını bilmeliyim.
- Bien, no "eso". Ella. O él.
Bilmeliyim.
Debería.
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmelisin 32
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmem gerek 39
bilmeni istiyorum 26
bilmelisin 32