Bilmem ki перевод на испанский
2,007 параллельный перевод
Neden normal çocuklar gibi resim yapamazsın bilmem ki.
No sé por qué no puedes pintar como un niño normal.
- Bilmem ki Jack.
- No sé, Jack.
- Bilmem ki...
- No lo sé.
Bilmem ki.
Es difícil de decir.
Bilmem ki.
No lo sé.
Bilmem ki, eski arkadaşları göreceğiz sanırım.
No sé, creo que ver a unos viejos amigos
Bilmem ki. Kobalt mavisi de cool dururdu.
No sé... el azul cobalto también habría estado bien.
Bana neden söylemedin? Bilmem ki.
- ¿ Por qué no me lo habías dicho?
Bilmem ki, Lily.
No lo sé, Lily.
Bilmem ki.
Ni idea.
- Bilmem ki.
¿ No sabes?
Ben hiçbir şey çalmasını bilmem ki.
- Pero no sé tocar nada.
Bilmem ki.
No estoy seguro de que sea muy interesante, Estoy en la construcción.
Şey, bilmem ki!
¡ No lo sé!
Bilmem ki.
Ni idea...
- Bilmem ki, 9 tane yeşil kurdele 40 kuruş.
- No sé. Nueve lazos verdes a 15p.
Bilmem ki. Cumartesi sabahı sana uyar mı?
No sé, ¿ sábado por la mañana?
Bilmem ki, burada evleniyorum, adamım. - Hazırlandın mı? - Evet.
- No, voy a casarme ¿ Vince estas listo?
- İyi de ben düğünler hakkında bir şey bilmem ki.
- No sé nada sobre bodas.
"Bilmem ki, sanırım onu gerçekten seviyorum"
"No sé. Creo que lo amo de verdad".
Nasıl bilmem ki?
Sí, por supuesto.
Bilmem ki, öylece oluverdi Jack.
Yo yo... yo no lo sé. Solo sucedió, Jack.
- Bilmem ki. Üç harf pek de...
Cuatro letras son...
Bilmem ki, belki kenardan dolanan bir yol vardır.
No sé, tal vez haya un sendero junto al borde.
Bilmem ki, tatlım, menüde kesin olan bir şey var kurtarmaya çalışarak iyi bir iş yapmıyorsun.
No lo sé, cariño, pero hay tres cosas en el menú que está ahí que no estás haciendo un buen trabajo para salvar.
- Bilmem ki Marco. Mutfak elemanlarından biri öldü ve çıkarken sizi gördüler diyelim aradaki bağlantıyı kuramazlar mı sence?
- No sé, Marco el chico de la cocina aparece muerto y los vieron salir detrás de él ¿ crees que tal vez puedan ver la conexión?
Bilmem ki, Gary.
Oh, no lo sé, Gary.
- Dur, daha iyi söyleyebilirim. - Bilmem ki.
- Espera, puedo hacerlo mejor.
Bilmem ki dostum.
Viejo, no sé.
Bilmem ki. Çoktan gelmesi lazımdı.
Ya debería estar aquí.
- Ama ben dua etmesini bilmem ki.
- Pero yo no sé cómo se reza.
- Ne ambarı? Bilmem ki.
- ¿ Almacén de qué?
- Bilmem ki...
No estoy seguro...
Bilmem ki Ron.
No lo sé, Ron.
Bilmem ki.
Bueno, no sé.
Ne yapayım bilmem ki?
No sé qué hacer.
Diyecektim ki savaşın önceden görülemez olduğunu düşünmüyorum. - O halde, ne? - Bilmem.
Iba a decir no creo que la guerra sea imprevisible- ¿ Qué es, entonces?
Bilmem ki.
¡ Hostia, yo qué sé!
- Ne diyebilirsin ki? - Bilmem.
¿ Qué podrías decir?
Başka kim olacaktı ki? Bilmem.
¿ Quién más?
Bilmem, neden giremesinler ki?
No sé por qué no los aceptarían.
İçeri ne sokmaya çalışıyor olabilirim ki? Bilmem.
¿ Qué podría traer de contrabando?
Bilmem ki.
No sé.
Hatta dedi ki, siz onunla çok yakın bir ilişki yaşıyormuşsunuz. Bilmem anlatabildim mi?
Hasta dijo que usted tenía relaciones particulares con el niño, si usted ve lo que quiero decir.
Tabi ki, o tümendeki kadınların başında bir tecavüzcü olmamalı ama eğer Çavuş Scott'u sınırdan çekeceksem bu kadının doğruyu söylediğini bilmem gerek.
Desde luego no puedo tener a un violador a cargo de las femeninas en el pelotón pero si voy a sacar al Sgto. Scott de la división necesito saber si esta mujer está diciendo la verdad.
Bilmem. Ne oldu ki?
No sé. ¿ Por qué?
Neden öyle bir şey yapsın ki? Bilmem.
- No. ¿ Por qué haría eso?
Bilmem, o beni incitmek istemez ki. Bazen onu çok kızdırıyorum...
Pero no me haría daño, es que la hago enojar...
Annem üstüne yemin ederim ki alkolün tadını bile bilmem!
¡ Juro por la vida de mi madre que no he probado el alcohol y no lo haré tampoco!
Bilmem. Rengi neydi ki?
No lo sé. ¿ Qué color era?
Bilmem ki.
- Bueno, no lo sé.