Demek oluyor ki перевод на испанский
3,017 параллельный перевод
Bu da demek oluyor ki Pamela kararsız oy.
Así que el voto de Pamela está en disputa.
Bu da demek oluyor ki ya birisi dünyanın en büyük saç kurutma makinesini fişe taktı ya da az önce biyotransfüj çalıştırıldı.
Por lo que o alguien ha enchufado el secador más grande del mundo, o acaban de poner en marcha el biotransfusor.
Belki ateş seviyesi, bilinçli zihni zaten kapalıydı, yani demek oluyor ki yalan söyleme yetisi yoktu.
Tal vez a su nivel de fiebre, la mente consciente ya se ha cerrado, lo que significa que no es capaz de mentir.
Kaynama yok, bu demek oluyor ki bu kaburga kırıkları ölüme yakın bir zamanda oluştu.
No hay curación, lo que significa que las fracturas de costillas se produjeron en un momento muy cercano a la muerte.
Bu demek oluyor ki...
Eso significa...
- Bu da demek oluyor ki...
¿ Lo que nos dice...?
Bu da demek oluyor ki kurallarından birini çiğnedim.
Lo que significa que he quebrantado una de tus reglas.
- Bu da demek oluyor ki, Wayne'nin konuştuğu kadın... -... fahişe olabilir.
Eso significa que la mujer con la que Wayne estuvo hablando... Podría ser una prostituta.
Bu demek oluyor ki... bunu benden almayın çünkü sizin üzümler çekirdeksiz.
Eso es lo que significa. No la tomes contra mí por tus uvas sin semillas.
Yani oldukça gezgin ve vakti olan biri bu da demek oluyor ki yayılabiliyor.
Así que tiene mucha movilidad y tiempo y medios con los que moverse.
Evet, bu demek oluyor ki gitmem lazım.
Sí, lo cual significa que debo irme.
Bu demek oluyor ki Crowley'den kaçıyor.
Lo que significa que huyes de Crowley.
Bu demek oluyor ki Castiel ödülünle birlikte kaçıp gitti.
Lo que significa que Castiel huyó con tu premio.
Bu da demek oluyor ki, bizimle iş birliği yapmaktan başka pek şansın yok.
Lo que significa que tienes una oportunidad muy corta para cooperar con nosotros.
Sadece sordum, çünkü şuradaki vizon * kürk hâlâ aynı yerinde duruyor. Bu da demek oluyor ki ben gittiğimden beri teslim edilmemiş.
Solo pregunto porque ese abrigo de visón está exactamente en el mismo sitio en el que estaba ayer, lo que quiere decir que no ha sido devuelto desde que me fui.
Son kez kontrol ettiğim de, bu bir ortaklıktı bu demek oluyor ki her iş kararını kabul etmek zorundayız.
La última vez que me fijé, esto era una asociación... lo que significa que tenemos que estar de acuerdo... en cada decisión de negocios.
Demek oluyor ki onları geri alabilmek biraz karmaşık olabilir.
Significa que rescatarlas podría ser un poco más difícil.
Depremden beri görülmeyen Kanunsuz. Bu da demek oluyor ki diri diri gömülmüş ve bir daha geri gelmeyecek.
Quien no aparece desde el terremoto, lo cual significa que él sí quedó enterrado vivo y no regresará.
Bu demek oluyor ki ; hemen hemen iki trilyondan fazla erkek, kendi penisinin diğer herkesten çok daha küçük olduğuna inanıyor.
Es decir, que casi dos mil millones de hombres en todo el mundo creen tener el pene demasiado pequeño.
Bu demek oluyor ki hepimiz öğretmen olabiliriz.
Eso significa que todos nosotros podemos ser profesores.
Conrad vali olmaya aday olduğuna göre Grayson Global'ın yönetim kurulundaki sandalyesini boşaltmaya zorlanacak... bu da demek oluyor ki Daniel'e yaklaşabilir ve sonunda Helen Crowley'den kurtulabilirsin.
Ahora que Conrad se presenta a gobernador estará obligado a dejar su puesto en la junta de Grayson Global, lo que significa que podemos acercarnos más a Daniel y por fin, deshacernos de Helen Crowley.
Bu da demek oluyor ki...
- Sé lo que significa.
Bu da demek oluyor ki birisi Szymanski'ye tuzak kurdu. Arkanı kolla.
Eso significa que alguien estaba detrás de Szymanski.
Bu da demek oluyor ki yeni bir öğretmeniniz olacak.
Y eso significa que tendréis un nuevo maestro.
Eğer yaşıyorsa ve onun sağ kolu kılığında dolanıyorsa... Bu demek oluyor ki -
Si ella vive, y está encubierta como su teniente, entonces eso significa...
Bu demek oluyor ki Aqualad kendi babası dahil hepsini keriz yerine koydu.
Eso significa que Aqualad engañó a todos, incluido su propio padre.
Hepimizden burada 40 tane var bu da demek oluyor ki ikili ekipler halinde dağılacağız.
Hay 40 de nosotros aquí reunidos, por lo que será en los escuadrones de dos.
Yemek hala iğrenç, yani sanırım bu demek oluyor ki sen bu işi başardın.
La comida sigue siendo asquerosa, así que imagino que eso significa
Şimdi Conrad vali adayı olduğuna göre Grayson Global'da kuruldaki koltuğunu boşaltmak zorunda kalacak... bu da demek oluyor ki Daniel'e yaklaşabilirsin.
Ahora que Conrad se presenta a gobernador se verá obligado a dejar su puesto en la junta de Grayson Global, lo que significa que tú puedes acercarte más a Daniel.
Bu da demek oluyor ki Girişim'in veya Grayson'ların yaptığı tüm işlemlere erişim imkânı olabilir.
Lo que significa que puede tener acceso a cada transacción que hayan hecho la Iniciativa o los Graysons.
Ayrıca bu demek oluyor ki Padma'yı kaçıran kişiler gezegende bu işte muhtemelen benden daha iyi olan tek kişi tarafından dijital olarak korunuyor olabilir.
Lo que también significa que la gente que está reteniendo a Padma puede que estén amurallados digitalmente por la única persona en este planeta que puede que sea mejor que yo en esto.
Sam, Dean. Size bu mesajı uzaktaki bir ana bilgisayardan eğer haftada bir sıfırlamazsan gönderilmesi için ayarlamıştım. Bu demek oluyor ki bu hafta sıfırlamadım.
Sam, Dean, he armado este mensaje con algún programa y un servidor remoto para que se enviara solo a ustedes si no reseteaba el comando una vez a la semana, lo que significa que no lo he hecho esta semana.
Evet, bu demek oluyor ki, tetikçi de, Camelia Odasının karşısındaki odada dikiliyor olmalı.
¿ Y esto cambia su conclusión original? Sí, significa que el tirador también tendría que haber estado parado en el lado opuesto de la habitación de la entrada a la sala Camelia.
Ayrıca biliyoruz ki, tırnakların altında onun kendi doku hücreleri bulundu, bu da demek oluyor ki kurban bağlıydı ve engellerden kendi çabalarıyla kurtulmaya çalıştı.
Y también sabemos que la parte inferior de sus uñas contenían células de su propia piel lo que podría indicar que estuvo atada y que intentó romper con las uñas sus ataduras.
Bu da demek oluyor ki, elçilerden biri muhtemel katil.
Lo que significa que probablemente uno de los preparacionistas es el asesino.
Bu da demek oluyor ki, kategori 1 işimizi görmüyor.
Lo que significa que una sección de la estructura no es de la clase uno.
Ama sorun şu ki, daha da netleştirmek için aralığı daraltmak zorundayız. Bu da gittikçe daha az ışık alacaksınız demek oluyor ki bundan dolayı bu gözün duyarlılığı da gittikçe azalacak.
Pero el problema es que con el fin de hacerla más nítida, tenemos que reducir la abertura, y eso significa que obtienes menos y menos luz, por lo que este ojo se vuelve menos y menos sensible.
Bu da demek oluyor ki muhtemelen haberinin olmadigi birçok program var. Çünkü onlarla tanismayacak kadar sansliydin.
Lo que significa que hay muchos programas que seguramente no conozcas, porque tienes la suerte de no conocerlos.
Yani demek oluyor ki gerçek anlamda birbirimize veda ediyoruz.
Entonces... este es un verdadero adiós.
Bu da demek oluyor ki, zanlı ilgi için yanıp tutuşuyor ve bütün gözlerin onun işinde olmasını istiyor çünkü tanınmak için can atıyor.
Lo que implica que el su-des está desesperado por atención y quiere todos los ojos puestos en su trabajo porque quiere reconocimiento.
Yani bu da federal bir kurumun bilgisayarlarına girdim demek oluyor ki beni bir anlamda siber terörist yapıyor.
Lo que significa, que acabo de hackear a una agencia federal.
Bu demek oluyor ki, dağın arkasında bulunan Taliban yanlısı şüpheliler, yanlış kişilerdi.
Bueno, eso significa que los sospechosos de ser talibán que rodearon detrás de esa montaña eran los sospechosos equivocados.
Bu demek oluyor ki biz evliyken, onlar yatıyorlarmış.
Significa que se estaban acostando juntos mientras estábamos casados.
Dördüncü filo, değişimi iki ay önce yapmış bu da demek oluyor ki, eğer tablet bilgisayar bir ağa bağlanırsa, Mobil Cihaz Tanıma Programı'nda arayabiliriz.
Bueno, la Cuarta Flota hizo el cambio hace dos meses, lo que significa que si la tablet está conectada a una red, podremos buscar su identificador.
Silas, Bonnie'ye ölü kardeşim olarak görünüyor bu da demek oluyor ki Silas hâlâ onun büyüyü yapmasını istiyor.
Silas se está apareciendo a Bonnie como mi hermano muerto, lo que significa que aún quiere que ella haga el hechizo.
Bu da demek oluyor ki bu senenin balo kral ve kraliçesini açıklamanın zamanı geldi.
Bien, los votos han sido contados, lo que significa que es hora de anunciar al rey y la reina de este año.
Hayır, bu demek oluyor ki Gemi Hyperium sızdırıyor.
No, significa que el barco tiene una fuga de Hyperium.
Gelecek olursa hakim evimizi ona verecek gelmezse de bu muhtemelen öldüğü anlamına gelecek ki hepimiz hapsi boylayana kadar ev bizde kalacak demek oluyor bu.
Si viene, el juez nos quita la casa. Si no viene, probablemente esté muerto y conservamos la casa... -... hasta ir a prisión.
Demek istediğim, evet, birisiyle konuşmak yardımcı oluyor ama gerçek şu ki... Ben onun seksi olduğunu düşünüyorum.
Es decir, sí, ayuda tener a alguien con quien hablar, pero la verdad es, creo que es hermosa.
Demek istediğim, evet, birisiyle konuşmak yardımcı oluyor ama gerçek şu ki, onun seksi olduğunu düşünüyorum.
Es decir, sí, ayuda hablar con alguien, pero la verdad es que creo que es hermosa.
Anlıyorum ki demek öyle oluyor.
Por consiguiente debo ver como es.