O da öldü перевод на испанский
743 параллельный перевод
- Evet efendim, o da öldü.
- Sí señor, también.
Sadece soygunda bulunmuş olabilecek biriyle ilgili sezilerin var. O da öldü.
Presientes que un hombre participó en el robo Y está muerto.
Joe buralarda olsaydı ondan yararlanabilirdik ama o da öldü.
Si Joe estuviera aquí, sería distinto, pero no está.
O da öldü.
Murió.
O da öldü. İtalya'da gömülü.
Está enterrado en Italia.
Artık o da öldü.
Ahora está en tierra, muerto.
Bir tane vardı ve o da öldü, anlıyor musun?
Lo tenía y ha muerto, ¿ entiendes?
O da öldü.
El otro hombre también.
Duyduğunu umarım. O da öldü.
¿ Sabe que Handley ha muerto?
Annem severdi beni ama, o da öldü gitti.
Mi madre me quería, pero murió.
George'dan başka kimse istemiyordu, o da öldü.
Nadie más lo quiso, aparte de Jorge que está muerto.
Belki o da öldü ve kim bilir nerede.
Tal vez también fue asesinada y escondida quién sabe dónde.
Bir kişi olmadığını söyledi ve o da öldü.
Un hombre dijo que no y está muerto.
O da öldü.
Está muerto.
O da öldü.
Él también está muerto.
- O da öldü.
- También está muerta.
Ve o da öldü işte!
- ¿ Y qué? - ¡ Está muerto!
"Öldü!" "Şiirin o kısmı tam da eğlencelerin olduğu gece uyuyakaldığı kısımdı."
en éste punto del poema, cuando ella se quedó dormida... la noche de las festividades.
"Üzüntüsünden kahroldu" ya da "Derdinden öldü".
"se muere de preocupación", o "eso le va a matar"?
Sanırım Salı günü öldü. Ya da Çarşamba mı?
Creo que murió de martes, ¿ o era miércoles?
Evet, Rus'um, ama bir arkadaşım, ki o da Rus, mide ülserinden öldü.
De acuerdo, soy ruso, pero un amigo mío, ruso, murió de úlcera de estómago.
Geçen yaz o da öldü ve ben de bu işe başladım.
Entonces acepté este trabajo.
Kimi öldü, kimi Alcatraz'da.
O han muerto o están en Alcatraz.
1933 yılı yazında çocuklarımızı Nazi partisine kaptırdığımızı fark ettik. Buraya gelmeye niyetlendiğim sırada da o öldü.
Cuando en el verano del 33 descubrimos que el partido nazi nos había arrebatado a nuestros hijos, y yo estuve dispuesto a venir, ella murió.
Ve o öldü mü, parayı da yanında mezarına götürecekti.
Y donde fuera, el dinero iría con el.
Ona bir şişeyle vurdum... O da kalbindeki bir kurşun yarasından öldü.
Le golpeé con una botella... y murió de una bala en el corazón.
Ve sonunda... Kris Barden'ın oğlu öldü ve Rearden dışarıda bekliyor ya seninle birlikte gelirim ya da sırtımdan vurulurum.
Y más allá... llega hasta la muerte del hijo de Kris Barden y acaba aquí... con Reardan esperando fuera para ver si vuelvo contigo... o me dispara por la espalda.
O da mı genç öldü?
¿ Hace mucho que murió?
O da yanarak öldü.
También se quemó.
O da iki sene önce öldü.
Está muerto y enterrado desde hace dos años.
Ve o da öldü.
Y está muerto.
Babam, annem ve kardeşim o saldırıda öldü.
Si el sur tuviera más generales como él esta...
Annesi aylar önce Paso'da öldü O da buraya babasını bulmaya gelmişti.
Hace un par de meses murió la mamá en El Paso, y salió en busca de su papá.
Ancak babası da o gelmeden önce öldü.
Estaba muerto y enterrado cuando llegó.
Ve her kim bir şey yapmaz, olanlara göz yumar ve bildiklerini söylemez de susarsa, o da işlenen suça ortak olur. Tıpkı öldü mü diye bakmak için... İsa'nın vücudunu mızrağıyla delen Romalı asker gibi.
Y cualquiera que se quede sin hacer nada permitiendo que ocurra, que no hable sobre algo que sabe que ha ocurrido, tiene tanta culpa... como el soldado romano... que pinchó el cadáver de nuestro Señor para ver si estaba muerto.
O da Mily gibi bıçaklanarak mı öldü?
¿ Acabó como Milly? ¿ Apuñalada?
Gereksin ya da gerekmesin, öldü. Senin adamın Wade Matlock onu vurdu.
Se le ocurriera o no, ha muerto, y a manos de Wade Matlock, uno de sus hombres.
Bakın Teğmen, ölmesi gereken biri varsa o da bu yerde yatan pislik parçasıdır. O öldü, Teğmen.
Mire, teniente, si un hombre alguna vez mereciera morir... era ese inútil, asqueroso pedazo de basura ahí tumbado.
Yani en azından öldü ve o da aynı şey.
O al menos está muerto, que es lo mismo.
Sanırım o da 4 Temmuz'da öldü...
Murió el 4 de julio...
Baban öldü, hayatının o kısmı da.
Tu padre ha muerto y esa parte de tu vida también.
O Aktium'da öldü kaçarken.
Murió en Actium mientras huía.
- Ya öyle, ya da öldü.
- O eso, o está muerto.
İlk karısı çocuğunu doğururken öldü ve o da..... kasabanın en güzel kadınını seçerek kendi metresi yaptı.
Su primera esposa falleció durante el parto... y él eligió a la mujer más hermosa del pueblo... y la tomó como su amante.
Çünkü burda herkes çok zengin oldu... ya da öldü.
Ya que todo el mundo por aquí es poderoso....... o esta muerto.
Geri kalanlar ya öldü ya da tutsak alındı.
Los otros están muertos o presos.
Sevgilisi bir yarış kazasında öldü. O da aklını kaçırdı. Evden kaçtı.
Su novio se mató en un accidente, se trastocó y huyó de casa.
Onun adı da Tane..... fakat o uzun zaman önce öldü.
Su nombre es Tane, también pero ella murió hace mucho tiempo.
Herkes ya öldü ya da hapiste.
Están todos muertos o en la cárcel.
Kraliçe peş peşe oğlan doğurdu. Hepsi ya ölü doğdu, ya da bir ay içinde öldü.
Todos los que ella me ha dado... murieron al nacer o a la edad de un mes.
Tüm ajanları ya öldü ya da hapiste.
Todos sus agentes están muertos o en la cárcel.
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da iyi 30
o da dedi ki 42
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da dedi ki 42
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o da doğru 23