Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ T ] / Tren geliyor

Tren geliyor перевод на испанский

276 параллельный перевод
İşte tren geliyor.
Ahí viene el tren.
Affedersiniz efendim ancak tren geliyor.
Disculpe, señor, el tren está llegando.
Tren geliyor, acele edin.
El tren está llegando, vamos.
Usta, usta, tren geliyor.
Amo, amo, el tren.
Angelo, tren geliyor, duyuyorum.
Angelo, oigo llegar a un tren.
- Baba, tren geliyor.
- Papá, viene un tren.
Pee Wee, in oradan aşağıya. Tren geliyor!
Pee Wee, ¡ vete a la estación, llega el Cannonball!
Tren geliyor.
Ya viene.
Ekspres tren geliyor!
¡ Llega el directo!
Tren geliyor.
Viene un tren.
- Tren geliyor.
- Es un tren.
Bir tren geliyor!
¡ Un tren llega!
Başka bir tren geliyor.
Y ahora viene otro tren.
Tren geliyor.
Está llegando el tren.
Tren geliyor.
Ya llega el tren.
Tren geliyor!
¡ Ahi viene el tren!
Hey, dinle... tren geliyor.
Escucha... El tren.
Tren geliyor.
Es el tren.
Gerçekten çok kısa bir süre önceydi, ama o trenin istasyondan çıkması ve onu karanlığa götürmesi sonsuzluk gibi geliyor.
Parece que hayan pasado siglos desde que su tren salió... llevándoselo hacia la oscuridad.
Bu gece bir tren dolusu patates geliyor.
Un tren cargado de patatas viene esta noche.
Saat 7 : 28'de bir yük treni geliyor.
A las 7 : 28 llega un tren de carga.
- Tamam. Akrabalarım orada oturuyor. Tren ters geliyor.
Visitaré ahí a unos parientes antes de abordar el tren.
9 : 45 treniyle geliyor. Hala zamanımız var.
El tío viene en el tren de las 9 : 45
Evet, tren zamanında geliyor, araba düşündüğün gibi istasyonun önünde bekliyor, tam karşında.
Porque no hay ningún tren que se pare aquí a las 17 : 00,... salvo hoy, y eso es porque es especial, y Ud no debería saberlo.
- Yarın trenle geliyor.
- Vendrá mañana en el tren de la tarde.
Bn. Barkley, 8 : 00 treniyle geliyor.
La señorita Barkley llegará en el tren de las 8.00.
Koyunlarını taşıyan tren yarın geliyor. Daha sonra 300 km devam eder. Oraya gitsinler.
Todo lo que tienes que hacer cuando el tren llegue con las ovejas es subirte y seguir adelante unos 300 km.
Albay! Bir isyancı treni geliyor, efendim. Secord!
Mi coronel, se aproxima un tren rebelde.
Hayır, benim trenim her yarım saatte bir geliyor.
No, hay un tren que puedo coger cada media hora.
İşte süper şef geliyor.
Aquí viene el tren expreso.
Bu tarafa geliyor.
¡ Se acerca el tren!
Tren bu tarafa geliyor.
¡ Pater dese prisa que ya llega!
Trenin vakti geliyor.
El tren saldrá dentro de poco.
Yirmi yıldan sonra Sweetmary'ye de demiryolu geliyor.
Después de 20 años, el tren ha llegado a Sweetmary.
Eğer mühimmat treni geliyor olsa yolda yatan insanlar yüzünden durmaz.
Si llega un tren cargado de municiones, no se detendrá porque haya gente en la vía. ¿ Puedo participar en la autocrítica?
Mühimmat treni geliyor.
Viene un tren con municiones.
Tren geliyor!
- ¿ El tren?
- Kaç treniyle geliyor?
- ¿ En qué tren viene? - En el de las 7.30.
Bu tren galiba Londra'dan geliyor.
Este vino de Londres creo.
- Evet! - Tren sesi gibi geliyor.
- Parece un tren.
Bin asker ve ağır silah yüklü bir tren bize doğru geliyor.
Un tren con 1.000 soldados y artillería pesada viene hacia nosotros.
Üç dakika içinde, düdük sesi duyacaksın... bunun anlamı hızlı posta treni kavşağa doğru geliyor.
Dentro de tres malditos minutos, vas a oír un silbido... que significa que el tren correo va a pasar por el entronque.
Gondorff, New York'dan Century ile geliyor.
Gondorff tomará el tren Century de Nueva York.
Lane'in bindiği tren ne zaman geliyor Jesse?
¿ A qué hora llega ese tren en el que viene Lane?
Yarın trenle geliyor.
Viene mañana en tren.
Bn. Jones geliyor Akşam treniyle
La Srta. Jones viene en el tren de la tarde.
Bay Yabancı akşam treni geliyor. Az önce şeyi duydum sesini. Sekiz Kilometre Geçidi'nde.
Sr. Extraño el tren de la tarde está llegando.
11 treniyle geliyor, bir kolokyumu varmış, şey üzerine.
Coje el tren de las once.
Billy bu sabah trenle geliyor.
Billy vendrá en tren por la mañana.
Sadece "O geliyor." yazılı. Bir de trenin saatini vermiş.
Sólo decía : "Viene" y la hora de llegada del tren.
Bir sonraki trenle de kendisi geliyor.
Ese enigma vino en el primer correo, y él partió hacia aquí en el siguiente tren.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]